Türk Milletine karşı yürütülen psikolojik operasyonların merkezi Hürriyet Gazetesi ve Kobani Zırvası

Hürriyet_gazetesi_Kobani_zırvası
Türkiye Sevr’e hazırlanıyor(mu?)

Ortadoğu’ya katil küresel şirketler çullanmadan önce; medya yamyamların “levazım gücü” haline getirildi. Levazım gücünün görevi nedir?
LEVAZIM: Asker ocağında yiyeceğiniz yemek menüsünü onlar hazırlarlar. Konfeksiyon giysiler de onların malıdır. Basın bu işi çok iyi yaptı. Millete “barış-demokrasi” gibi emperyalist oyuncakları yedirdiler. Milletin sırtına emperyal kumaştan dokunmuş bir deli gömleği geçirdiler. Kulakları Türkiyelilik, vatansızlık, federasyon, ılımlı İslam, Dinlerarası Diyalog gibi zehirli kavramlara alıştırdılar.
Yeni operasyon; Türkiye’ye gelen sığınmacıları mağdur zavallı insanlar diyerek” bu millete yedirmek”.
Türk Milletine karşı yürütülen psikolojik operasyon merkezlerinden biri olan Hürriyet’in haberi milletin beyninde patlıyor.

“200 Türkiyeli aydın Kobani’ye sahip çıkıyor
İki yüz Türkiyeli aydın IŞİD zulmüne karşı başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumları Kobani’ye sahip çıkmaya çağırdı.”
Psikolojik operasyona bakar mısınız? “Türkiyeli” diyerek ilk zehrini kusmuş. İmzalayan isimlere bakıyorum. Ne kadar bölücü, hepimiz Ermeni’yiz diyen isim varsa listede. Yani Büyük Ermenistan ve Yahudi Kürdistanı kurmak için görev alanlar iş başında… Bu çağrı metni bile IŞİD tezgahının gerçek yüzünü ortaya açıkça koymuyor mu?
Ayn-El Arap bölgesine PKK ağzıyla KOBANİ demeye de devam ediyorlar.
Gazeteler, televizyonlar turuncuya boyanmadan önce “savaş muhabiri” çalıştırırdı. Bütün savaşlar bu muhabirler üzerinden halka duyurulurdu. Irak işgali ile başlayan süreçte savaş muhabiri dönemi sona erdi. Irak işgalinde olup bitenleri biz işgalci koalisyon güçlerinin medyasından öğrendik. Katilden cinayet haberi almak gibi…Dolayısı ile, Suriye’de olanları da psikolojik operasyon merkezlerinden öğreniyoruz. Yani, gösterilmek istenenleri haber diyerek evlerimize kimyasal atık gibi boşaltıyorlar.
Suriye’den ürgütücü iddialar içeren bir mektup aldım. Türk kökenli olan bir Suriye vatandaşından gelen mektubu ilginize sunuyorum. Bu mektubun içeriği, “Hedef Ülke Türkiye” iddiamızı doğruluyor. Okuyun bakalım, bu göç dalgasının arkasında ki asıl gerçek ne imiş öğrenin!..
İşte o mektup:
Zahide Hanım Merhaba;

Suriye’de neler mi oluyor? Anlatayım. Lütfen sesimiz olun.

ABD nereleri mi bombalıyor? Boş petrol kuyularını bombalıyor… Eee, tabii 4 senede Rakka’nın petrollerini sömürdüler, kalmadı ki… Kuyular boş. Tayyip IŞİD ile birlikte 4 senedir Rakka’nın petrollerini çaldı. Şimdi Lazkiye’nin “doğal gazına” ve madenlerine göz koydular.
Şimdi ÖSO-NUSRA ve PYD ABD’ye karşılar. Kullanıldık diyorlar. Diğer yandan da ABD IŞİD’e karşıymış gibi görünüp yeni kargaşa sahaları oluşturuyor. Bunları da Türkiye’nin yardımıyla yapıyor. Devamlı terörist örgüt kuruyorlar. Bu kaos Ortadoğu da birkaç senede bitecek gibi görünmüyor. Ne zaman biter? Tüm kaynaklar sömürülür, halklar fakirleşir ve savaşta soykırımla yok olurlar, o zaman biter. Zaten bu savaşın bir tarafı da bu, etnik temizlik. Yani soykırım…

Bu savaşta ne kadar vatansever gerçek Suriyeli varsa bu bölgelerde öldürüldü. Korkunç katliamlar yaptılar. Bir tek canlı kalmadı. Çok ilginç, bu bölgelere yabancı ülkelerden gelenler yerleşti.
DİKKAT ETTİYSENİZ, SURİYE’DE İLK OLAYLAR ÇIKTIĞINDA DEVLET TAPU DAİRELERİNİ YAKTILAR. (Not: Ne kadar tanıdık değil mi? Irak’ta Türkmen kayıtları yakılmıştı. Aslında Türkiye’de de birçok nüfus müdürlüğü yakılmıştır. Z. Uçar)Bilgisayarları yaktılar. Tüm malzemelerle bir kısmını Türkiye’ye çıkardılar. Nüfus dairesi diye bir şey bırakmadılar. Yaşayanların bile şu an kimlikleri yok. Ee, dil de Arapça olunca, işgal ettikleri bölgelere yerleşmeleri kolay oldu.
Beşar Esad’ın durumu şu an aynı. Halkın verdiği yetki ve güvenoyu var. Rusya–Iran ve Lübnan Hizbullah’ın desteği tamdır. Beşar Esad giderse burada tek canlı kalmaz. Bunu biliyoruz.
Zahide Hanım, oraya gelenlere asla güvenmeyin. Oraya gelenlerin ne şartla gittiklerini biliyoruz. İlk önce Esad’a muhalif olanlar alındı. SURİYE’DE ERMENİ VE KÜRT KALMADI. Hepsi Türkiye’ye geldi. Ermenilerin bir kısmı Lübnan’a, çoğunluğu da Türkiye’ye gitti.. Onlar da topraklarını geri almak için.. Tanıdığım Ermeniler bile vardı. Süryanilerin hepsi Türkiye’ye geldi.
Sadece Van’a 670 Ermeni gittiğini biliyorum. (Van Ahdamar adasında ki tecavüz kilisesinin onarılıp ayine açılması demek ki planlıymış. Z.UÇAR)
Burada bazı Ermeniler eskiden biz Kürt’üz diyordu. Şimdi açıktan Ermeni olduklarını söylüyorlar. “Topraklarımızı almaya Türkiye’ye dönüyoruz” diyorlar. Hepsi Reco’yu çok seviyor. Şimdi düşünün, bu 4 senelik bir savaşta Suriyeli biri kalkıp Reco’yu sever mi? Çocuklar bile nefret ederken…
Ama bunlar tapıyor. Tayyip diyor, başka bir şey demiyor. Boşuna mı aldı RECO onları?

Siz Suriye’den, Irak’tan gelenlere asla asla asla güvenmeyin. Acıma duygularınızın istismar edilmesine izin vermeyin.
Neden Türkmenler alınmadı? Halep’te benim dostum olan Türkmenlerin kafalarını camii minaresine astılar Zahide Hanım. Ne anlatayım ben? Pilotlar ölmedi, yazın şunu, açıklayın, ifşa edin dedim. Türkiye’de herkes sır oldu. Yazamadılar. TSK öldüler diye açıkladı. Pilotlar ölmedi Zahide Hanım. Burası sağ teslim etti. Öldülerse daha sonra öldürülmüşlerdir.
Zahide Hanım, bir Türkmen ailesini ben yazdım. Ve hala aklımda, unutmam, unutamam. Baba en son çare olarak bu piçlerin eline düşmesin diye 5 kızını, karısını yaktıktan sonra tek kalan mermisiyle kendini vurdu. Ve tüm mallarına el koydular. Halep’te bir Türkmen ailesi; kardeşim, kandaşım tüm aile ve akrabaları tamamen yok oldu.
Hangisini yazalım? Tarih kitapları bundan fazlasını yazacak. Torunlarımız utanacak, bizden nefret edecekler.

Savaştan önce Lazkiye’de bir Türkmen aile ile tanıştık. Bizi misafir ettiler. Daha sonra adam benim konuşmalarıma dayanamadı, patladı. “Kardeşim biz aslında gerçek Türkmen değiliz. Biz Osmanlı zamanında buraya gelenlerdeniz” dedi.
Niçin yazdım bunu? Tayyip özde Türkmen olmayan sözde Türkmen olanları gerçek Türkmenlere karşı kullandı, kışkırttı, katlettirdi.
Kimyasal kullandılar. Zehirli sütlerden yüzlerce Türkmen çocuğu öldü. Türkiye Kızılay’ı Türkmen çocuklarına süt yardımı yaptı. Yüzlerce çocuk öldü. Kapalı Konsoloslukta Protesto ettik. Neye yarar?
Ahhhhhhhh ahhhh..

Ben sabahlara kadar uyuyamıyorum Zahide Hanım. İnanın saat bazen sabah 10 oluyor. Hala evin kapısına gardrop koyuyoruz destek olsun diye. Sadece biz değil, herkes aynı. Beni televizyonda konuştum diye öldürmeye kalktılar. Kaç kez ölümün ucundan döndüm. Bir saldırıda ayağım yandı. Bunlar basit. Ellerine geçince kafa kesip ciğer yiyorlar. Beşar Esad tüm sivilleri, milis eğitimli güçlerin hepsini silahlandırdı. Şu an bizim mahallede milis güç bekliyor. Gündüz işlerinde, gece bizleri bekliyorlar. 4 sene kolay mı? Siz keşke gelebilseniz de, hastaneleri görseniz.

Evet, şimdi delil bırakmamak için boş petrol kuyularını bombalıyorlar. Esat BM’e Erdoğan’ı şikayet etmişti. Suriye petrollerini Erdoğan teröristler ile birlikte çalıyor diye. Erdoğan’ın hırsızlığının üstünü örtüyorlar. 4 senedir bu petrolleri oğlu İsrail’e taşıdı. ABD’ye taşıdı. Bombalayarak delil bırakmıyorlar. Yazın bunları Zahide Hanım. Şeytan bunlar. ABD delilleri karartıyor. IŞİD bahane.
Bize de şimdi İran petrol yardımı yapıyor. Venezuella 5 sene karşılıksız petrol veriyor. Hırsızlar sadece Türkiye’yi değil, Suriye’yi de soydular, yaktılar. Gelin buraya Zahide Hanım, gözlerinizle görün.

Size dediğim gibi, ABD sadece işledikleri suçları, müttefiklerin işlediği suçları örtüyor. Anılıyorsunuz değil mi beni?.. MÜTTEFİKLERİN GÖSTERMELİK IŞİD OPERASYONU !
Ayn-El Arap’ta(Kürtlerin Kobani dediği bölge) bulunan YPJ komutanı Meryem Kobane’nin söyledikleri , ABD ve müttefik operasyonlarının göstermelik olduğuna dayanan tezimi güçlendiriyor.
Diyor ki Meryem Kobane ;
(Dün akşamdan beri savaş uçakları keşif uçuşları yaptı ve bir saldırıları da oldu. Fakat sadece iki noktayı vurduklarını tespit ettik. IŞİD’in vurulabileceği birçok yeri var. 30-40 araçla konvoy halinde ilerledikleri yerler var, tankları var. Eğer gerçekten burada bir keşif yapacaklarsa, isterlerse çok ciddi zarar verebilirler. Ancak doğrusu uçaklar boş yerleri vuruyor. Vurulan yerler Kobani’nin doğu tarafı. Ancak bu yerler IŞİD’in toplandığı cepheler değil, bulundukları yerlerin arka tarafları olduğunu anlıyoruz. Ağır silahlarının bulunduğu yerleri de vurulmuş değil. Yani ciddi bir zarar verilmedi.)
Çalınan içi boşaltılmış petrol kuyuları ve köylerinden dışarı çıkamamış masum sivilleri vurup, “terörist vurduk” diyorlar üstüne üstelik..
Suudi Arabistan Krallığı ABD’den Türkiye’nin Suriye sınırı arasında tampon bölge ve Suriye’nin uçaklarını engellemek için de hava sahasının uçuşa yasak bölge ilan edilmesini gündeme getirdi. Türkiye’nin de Suriye muhaliflerine destek vermesi talepleri gündemlerindeydi.

Ben her zaman şunu söylüyorum. Suudi Arabistan Krallığı bitirilmeden ne İsrail biter, ne de terör.
Suriye vatandaşı bir Türk
Bu mektupta çok doğru bilgilerin olduğu kesindir. Erdoğan’ın “sadece IŞİD değil, Esat’ta gitmeli” sözünün nedeninin işlediği suçlar olduğu anlaşılıyor. Esat durdukça bu suçları kapatamayacaktır. Sığınmacılara gelince, sinsi bir proje yürütüldüğü çok açıktır. Bir MHP vekili; “sığınmacılar içinde 1915 tehciri ile Suriye’ye giden Ermenilerin çocukları var mı” diye sormuştu. Gene Ahmet Takan “PYD sınırımıza yığdıklarını böyle tehdit etti: Dönerseniz vururuz” başlıklı yazısında;
“Suriyeli Kürtlerin(özellikle ilk gelen 4 bin kişi içinden) bazıları güvenlik güçlerine giderek önemli itiraflarda bulundular. Bölge kaynaklarından ve güvenlik raporlarına da yansıyan ifadeler şöyle;
“Bizi sınıra PYD zorla sürdü. Gidin, sınıra yığılacaksınız, dönerseniz vururuz denildi. 700-800 metre arkamızda silahlarla beklediler. Biz buraya gelene kadar çatışma falan da görmedik. Geriye dönersek bizi PYD acımadan öldürür.”
Bölücü Kürtlerin algıyı yerleştirmek için “Kobani” dedikleri Ayn el Arap bölgesinin gerçeklerine bakalım. Burası tam 11 yerleşim bölgesinden oluşuyor; 3’ü Kürt, 4’ü Arap ve 4’ü de Türkmen bölgesi. IŞİD vuruyor, her ne hikmetse “Kobani”den bir tek Kürtler kaçıyor, Arap ve Türkmenler’den ise herhalde rahatları çok yerinde olacak ki ses seda gelmiyor!..”
Diye yazıyordu.

Hatırlayın!.. Erdoğan dolaylı olarak Ermeniler’den özür dilemişti. 2015’e az kaldı.Hep dediğimiz gibi;
PKK sadece Nil’den Fırat’a Büyük İsrail Devleti projesi değildir. Aynı zamanda Sevr ile dayatılan, Atatürk ve silah arkadaşlarının yırtıp attığı Büyük Ermenistan projesidir.
AKP bütün Anadolu’yu cemaati olmamasına rağmen neden kiliseler ile donatıyor diye soruyorduk ya? Sorunun cevabı yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Kilise cemaati dışarıdan gelecekmiş meğer.
Türk milleti büyük bir kumpasla karşı karşıyadır. Bu yapılanları sadece ihanet ile açıklayamayız. Hiçbir hain bu kadarına cesaret edemez. 12 yıldır yaşadığımız süreç bize ihaneti değil, işgal güçlerinin Türk vatandaşı kimliğini örtü, İslam dinini mermi yaparak kendi kimliklerine hizmet ettiğini açıklıyor.
Gelelim

​ ​
Yusuf
​ ​
Halaçoğlu’nun deşifre ettiği AKP kabinesine;
“Bakanlar içinde Türk kökenli tek kişi yok” demişti değil mi?
Türk vatandaşı kimliğiyle iktidarı ve meclisi ele geçiren “Ermeni-Yahudi-Rum diyasporası” Türk Milletine karşı savaş açmıştır. Bu savaşı perdeleyen, AKP’nin bir Türkiye partisi gibi algılanmasını sağlayan da muhalefet dediğimiz ikili şebekedir.
Kastamonu’ya 2 bin sığınmacının yerleştirileceğini duydum. Devit-off Kırşehir’de epey yıkama-yağlama yaptı. Kırşehirlileri sığınmacılara acındırmaya çalıştı. Pis niyetlerine Ahi Evren geleneğini malzeme yaptı. Devit-off Ermenilere seslenirken boşuna “bir gün topraklarınıza geri döneceksiniz” demedi. Demek ki gelenleri Türkiye’de ki illere dağıtıp direniş bölgeleri oluşturacaklar.
Hiçbir ülkede iktidar olan hükümet vatandaşın kimliğine, adına, milli bayramlarına savaş açmaz. Açıyorsa, o hükümetin üyeleri bir başka kimlik adına ülke yönetimini ele geçirmiştir.
Türkiye’de olanların açık izahı budur.

Ermeni, Rum, Yahudi kökenli diaspora yarım kalmış SEVR projesini hayata geçirmek, Türk Milletini Anadolu’da boğmak için Türkiye Büyük Millet Meclisini İşgal Etmiştir.
Türk Milletinin birinci vazifesi bu işgali kırmak, düşman güçlerinin içimize soktuğu Truva atlarını esir alıp yargılamaktır.
İLK KURŞUN

Suriye’de neler mi oluyor? Anlatayım. Lütfen sesimiz olun. - huerriyet gazetesi kobani zirvasi