Dün sabah bir şeyin farkına vardım.
Çirkin politikacıların yüzünden şiiri, edebiyatı, güzellikleri unutmuşum.
Kavga, savaş, gerilim…
Nasıl unutmazsın… “Özgürlük” adı altında 9 yaşındaki çocukların o küçücük beyinlerini türbanlarla, kara çarşaflarla cendereye alıyorlar…
Dünyalarını karartıyorlar…
IŞİD… EL KAİDE… ÖSO… PKK… AKP…
24 saat beynimize giriyor… Beynimizi deliyor…
BEYNİMİZİ OYUYORLAR…
Orgeneral Edip Başer’in deyişi ile “ASKERLERİ, BAYRAK İNDİREN ŞEREFSİZLERİ SEYRETMEYE MECBUR BIRAKIYORLAR…”
Aldıkları yüzde 42’lik oyla, tüm Türkiye halkını bu şerefsizleri seyretmeye mecbur bırakıyorlar…
Siyasal İslamcı caniler, boğaz kesiyorlar. Irza geçiyorlar.
Çaresiz, zavallı, aç, gariban insanları yerinden, yurdundan ediyorlar…
Göç… Göç… Göç…
Acı… Çile… Ölüm…
Kan, kan, kan… Dereler gibi, oluk oluk kan akıyor…
Nerede?
Ortadoğu’da…
Nerede?
İslam ülkelerinde…
Peki, neden Amerika’da, Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de kan akmıyor?
Emperyalizm, o dönemleri çoktan aştı çünkü. Şimdi ülkeleri bölme, sömürme, işgal etme çağına girdi… İslam dünyası ne yazık ki hâlâ Ortaçağı yaşıyor…
Batı’da kan akmıyor, ama, onlar daha çok olup biteni seyrediyorlar…
Uygar dünya seyrediyor… İnsan hakları savunucuları seyrediyor.
ABD, AB, Ortadoğu’nun parçalanmasından sonra eline geçecek petrol kuyularını düşünerek keyifle ellerini ovuşturuyor…
Ama önce Ortadoğu ırklara, mezheplere, aşiretlere, devletçiklere ayrılmalı… Bölünmeli…
Ne demişti Churchill: “BİR DAMLA PETROL, BİR DAMLA KANDAN DAHA KIYMETLİDİR…”
İşte yüzyılımızın, emperyalizmin gerçeği bu…
Boğazlanan, sürünen, göç eden, tecavüze uğrayan İnsanlar onların umurunda bile değil…
Dünya, bu emperyalizm belasından kurtulmadıkça, onu tarihin mezarlığına gömmedikçe, milletlere, halklara rahat yüzü yok…
Çağımızın bir tek devrim gerçeği var günümüzde: Dünyamızı kurtaracak olan kurtuluş savaşlarıdır… Kurtuluş savaşları ise Ortadoğu’dan, Latin Amerika’dan, Asya’dan, Afrika’dan başlayacaktır…
Devrim güneşi dünyanın sömürülen mazlum milletlerinden doğacaktır…
Ama yarın yine tüm İslam ülkelerinde kan akacak. Yarın kurban bayramı…
BAYRAMDA KAN AKACAK…
İnekler, koyunlar kasapların elinden kurtulup, kendilerini sokaklara atacak…
Can pazarı bu…
Ölüm pazarı…
Kovalamaca başlayacak…
Gelin, can yakmaktan, kan dökmekten vaz geçelim…
Bayramlar güzellik demektir… Kardeşlik demektir… Dostluk demektir…
Bayramlarda can almayalım…
BAYRAMA “EVET”, CAN ALMAYA “HAYIR…”
Dün şiire daldım…
Edebiyata daldım.
Güzellikler içinde kaldım…
Gerçek dünyayı buldum…
Edip Cansever’ler, Cemal Süreya’lar, Turgut Uyar’lar, Attila İlhan’lar, Orhan Veli’ler…
Dünyanın sadece IŞİD’den, EL KAİDE’den, PKK’dan, AKP’den, Amerika’dan oluşmadığını anladım…
Ve NAZIM HİKMET gibi haykırdım:
“Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler…”
Ve yine haykırdım Nazım Baba gibi:
“YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM…
SÖMÜRÜSÜZ, SAVAŞSIZ, KANSIZ, ÖLÜMSÜZ NİCE BAYRAMLARA…
Bir yanıt yazın