Dünyanın demokrasi şampiyonları olduklarını iddia eden, insan hakları, özgürlük, demokrasi, eşit davranış ve hukukun üstünlüğü gibi kavramları sık sık kullanıp diğer ülkeleri kınayan, yaptırımlar uygulayan, izolasyonlar altına sokan ve ambargolar uygulayan Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, işin içine Ermenistan gibi kendi ülkelerinde lobileri kuvvetli devletler insan haklarını çiğneyince, katliamlar yapınca, başkalarına ait toprakları işgal edince, bırakın yaptırım kararları almayı, seslerini bile çıkarmıyorlar.
Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı işgali ve İsrail’in Gazze’deki cinayetleri bu iddiamın en güzel son dönem örnekleri.
1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gecesinde Ermenistan ordusu, Azerbaycan toprakları içinde yer alan Hocalı kasabasına saldırdı ve 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişiyi işkence yaparak öldürdü. Birçoğu yakıldı, gözleri oyuldu ve hamile kadınlar karınlarındaki bebekleri ile acımasızca katledildiler.
İşe yaramayan Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda faaliyetlerde bulunan Güvenlik Konseyi Daimi üyesi olan ülkeler, sadece 1993 yılında Dağlık Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali ile ilgili 822, 853, 874 ve 884 numaralı kararları almalarına, Dağlık Karabağ sorununun çözümü için öneriler listesi sunmalarına ve Azerbaycan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunmalarına rağmen, alınan kararları dinlemeyen ve takmayan Ermenistan aleyhine hiçbir yaptırım uygulaması yoluna gitmediler.
Türkiye, 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre garantör ülke olmasına, anayasanın Ek.1 madde 4’üne göre anayasada açıkça belirtilen cumhuriyetin şekil değiştirmesi durumunda tek başına veya diğer garantör ülkelerle müdahale etmeye yetkili olmasına rağmen, 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunanistan’ın yerel Rumlarla işbirliği içinde darbe düzenleyip “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti”ni ilan etmesi sonrasında uluslararası hukuka uygun bir şekilde müdahale etti diye yaptırımlara maruz bırakılırken;
Doğu Ukrayna’da yaşayan Rus kökenli halkın, demokratik yollardan Meclis kararı alarak Kırım bölgesinin Rusya’ya ilhakını yasal yollardan gerçekleştirmesi üzerine Avrupa Birliği’nin ve ABD’nin birleşerek, Rusya’ya çeşitli yaptırımlar uygulamasını başlatırken;
AB’nin, BM’nin ve ABD’nin Dağlık Karabağ’ı işgal eden, cinayetler işleyen Ermenistan’ı kağıt üstünde ve lafla kınarken ve de suçlu görürken, tüm yaptıklarının sadece kağıt üstünde kalarak fiilen hiç bir şey yapmamaları, ambargo uygulamamaları ve yaptırımlar altında bırakmamaları, övündükleri zaman harman isteyen batı medeniyetinin tam bir yüzkarasıdır.
Kırım’ı ilhak eden Rusya’ya yaptırım uygulayan ve ekonomisini çöktürmeye çalışan, Türkiye’nin uluslar arası hukuka uygun olarak Barış harekatını gerçekleştirmiş olmasına rağmen, ülkedeki Yunan ve Ermeni lobilerinin baskısı ile “Silah Ambargosu” uygulayan Batılı ülkelerin, Karabağ’ı işgal eden, cinayetler işleyen Ermenistan’a da ambargo uygulamaları, yaptırımlar altında bırakmaları ve de cezalandırması gerekmekte.
Ama tam tersini yapıyor AB ve ABD.
Yaptırımlar ve diğer kısıtlamalar ile Ermenistan hükümetine etki edip Dağlık Karabağ’dan geri çekilmeye mecbur edecekleri yerde, üç maymunu oynuyorlar. Ne görüyorlar, ne konuşuyorlar ne de işitiyorlar…
Yazıklar olsun kendilerine ve övündükleri “Çifte Standartlı” Batı Medeniyetine.
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com
Facebook: Ata Atun
3 Ekim 2014
T.C. ve KKTC’de Yüksek Öğrenim ile ilgili Resmi kuruluşlar ve Üniversitelerin Etik kurulları, Ata Atun intihal ile ilgili herhangi bir akademik bulguya rastlamamıştır.