Aytunç Altındal : Sevr Anlaşması yürürlülükten kaldırılmış mıdır?

Tek kelime ile hayır. Çünkü tek taraflı olarak Sevr’i biz reddettik. Ama Sevr Anlaşması’na taraf olan ülkeler, şuana kadar imzalarını geri çekmiş değiller. Dolayısı ile onlar için Sevr halen yürürlüktedir. Para ve toprak tazminatı gibi talepleri Avrupa Birliği aracılığı ile Türkiye’nin önüne getirilecektir. Peki Lozan Anlaşması tek başına yeterlimi? Hayır, yetmiyor. Çünkü adamlar diyorlar ki, ‘Lozan Anlaşması bir uluslar arası anlaşmadır. Ama biz uluslar arası anlaşmadır. Ama biz uluslar arası anlaşmalar çerçevesinde değil, uluslar üstü bir anlaşmalar çerçevesinde ele alıyoruz.’ Nedir bu? Soykırım hukuku ve insan hakları hukuku olarak önümüze getiriyorlar. ‘Uluslar üstü olan hukuk sizi aşar. Lozan Anlaşma’nızı hiçbir şekilde tanımıyoruz. Dolayısı ile ben seni uluslar üstü hukuka göre yargılıyorum. Bir Soykırım ve İnsan Hakları Hukuku mevcut ve buna göre tazminat vereceksin’ diyorlar

Sevr Anlaşması’nın yürürlülükte olduğu bir durumda Lozan Anlaşması bize nereye kadar güvence sağlıyor?

Hiç güvence sağlamıyor. Çünkü Lozan Anlaşması, ABD tarafından kabul edilmiyor. En önemli müttefikimiz olan ABD, Türkiye’nin Lozan Anlaşması’nı halen kabul etmiş değil. Dolayısı ile ABD diyor ki, ‘Türkiye’nin Doğu sınırları benim tarafımdan kabul edilmiş sınırlar değildir. O nedenledir ki, Irak’ın Kuzeyinde İngiltere bulunması gerektiği halde ABD var. İngiltere olsaydı, Türkiye ile İngiltere arasında anlaşma olduğu için bir tek Kerkük meselesinde BM tarafından dondurulmuş bir hukuki statü bulunduğu için Türkiye’nin işi çok kolay olacaktı. Ama özellikle ABD geldi ve Türkiye aleyhindeki faaliyetleri sürdürüyorlar. Maalesef bunun için zavallı Kürtleri kullanıyor. GAP Bölgesi’nde oynanan oyunlar da bunun birer uzantısıdır. Şimdi ne kadar manidardır ki, dünyada en kolay verilen kredi, baraj kredisidir. Çünkü garanti paradır. Ama İsrail, GAP bölgesi için hiçbir bankaya tek bir kuruş kredi verdirtmemiştir.

NEDEN?

Çünkü Türkiye’de yaşanan enflasyon, hem terör, hem de GAP’a dökülen paralar dolayısıyladır. GAP’ı, Türk Halkı kendi paraları ile ve yüzde yüzlük enflasyonlar yaşayarak yapmıştır. Fakat bugün elden gitmek üzeredir.

Şimdi iktidarda olan hükümetin gelişi de başlı başına bir olay gibi gözüküyor. Ne düşünüyorsunuz? Üst tasarımcılar burada da mı devrede?

Siyasi bir partinin altı ayda kurulup, iktidara getirilmesi manidardır. 70 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi bile böyle bir şey yapamadı. Düşünün ki, partinin başkanı olan kişi daha hapishanede iken başbakan olacak. Var mı öyle bir hikaye? Demek ki, dışarıdan hazırlanmış bir projedir. Bu yüzden bu hükümet geçicidir. Sadece istediklerini yaptırıncaya kadar iktidarda olacaktır.

Sizi bu kanıya sevkeden nedenler nelerdir?

Dikkat ederseniz bu hükümet, Türkiye’yi ve Türk olma unsurlarını sahiplenmediği gibi, ilk çıkışları olan İslam söylemleri de yok artık. Erbakan bile bunlara göre daha milli birisi. Milli görüş, Erbakan’ın tekelinde olsa ne olur? Olmasa ne olur? Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi her kim olursa olsun mutlaka milli bir duruş, milli bir görüş içerisinde olmalıdır. Erbakan’ın partisine üye değilim, yanlış anlaşılmasın. Burada yatan şey Kuvay-i Milliye ruhudur. Müdafa-i Hukuk’tan, Misak-ı Milli’den geliyoruz. Dolayısı ile bu topraklarda yaşamak milli olmayı gerektirir. Ve bu hükümet milli unsurlara sahip çıkmadığı için ABD, İsrail, İngiltere ve AB’nin bir üst tasarımıdır. Bizim dışımızdaki planlayıcılar üzerimizdeki paylaşımı çoktan yaptılar. Böyle devam ederse Türkiye tamam veya devam diyebilmek için son on yılını oynuyor. Ben böyle görüyorum. Dolayısı ile herkesin gözünü açması ve uyanması gerekir diye düşünüyorum çünkü üzerimizdeki oyunları bozabilmek için vakit kalmadı. Yani şu anda uzatmaları oynuyoruz ve bununda iyice anlaşılması lazım artık.

Bu gerçekleri kimse görmüyormu? Vatandaş neden uyanmıyor?

Bakın ülkeyi sokaktaki vatandaşlar yönetmez. Onlar ülkeye sahip çıkarlar. Ülkeyi yönetenler daima elitlerdir. Osmanlı’nın elitlerini yok ettiler. Elit kadrolar olmadan hiçbir ülke ayakta duramaz. Okuma yazma bilmeyen insanlar ülkeyi nasıl yönetsin? Bakın bir örnek vereyim Çok sevdiğim Ali Rıza Septioğlu, bakan bile olmuştu, eğitimi olmadığı halde. Ancak adam bakanlığında bekçi bile olamıyormuşum demişti. Ne yazık ki Türkiye’nin seçkinleri kaybetmişlerdir. Disiplin özel eğitim, özel birikim demektir. Otoriter demek değildir. Bunun için acilen Türkiye’nin çok acilen disiplin ihtiyacı vardır. Ayrıca Türkiye’nin hayatı algılayışta milli duruş halinde bulunabilme, oradan gelip gitmeme gücüdür. Değerlerin neyse, o değerlerini korumak için direnme ve savunmadır disiplin. Türkiye’de otorite var ama disiplin yok ne yazık ki.

Yani demek istiyorsunuz ki Türkiye’nin asıl ihitiyacı; ilk Meclis’in ruhudur. Öyle mi?

Evet kesinlikle öyle. İlk meclis ruhuna her zamankinden fazla ihtiyacımız var.

israilturkiye

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir