‘Ağır silahlar Türkiye’den’
Şeriatçı terör örgütü Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) işgal operasyonu ve on binlerce Rojavalı Kürt’ün Türkiye sınırına akın etmesiyle dünyanın gündemine gelen Kobani’ye giren ilk gazeteci olarak PYD’nin tahsis ettiği araçla şehri geziyoruz. Kentte ölüm sessizliği hâkim. IŞİD, Kobani’yi hayalet şehre dönüştürmüş. YGP Komutanı Sipan Hemo, IŞİD’in ilk kez bu kadar ağır silahlarla saldırdığını belirterek “IŞİD’in ağır silahlarının çoğu Türkiye’nin silahlarıdır. IŞİD militanlarının üzerinden Türkiye yapımı silah ve mermi çıkıyor. IŞİD’i desteklemekten vazgeçsin” diyor. Hemo, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Murat Karayılan’ın çağrılarının ardından Türkiye’den yüzlerce gencin savaşmak için Kobani’ye geçtiğini de açıklıyor. IŞİD’in dehşeti, Türkiye sınırında aylardır insanlığın içini kanatan bir göç dalgası yaratmış durumda. Önce Irak, şimdi de Rojava’dan on binlerce Kürt, Türkiye’ye girdi. Son bir hafta içinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesi dahilindeki sınır hattı Kürt mültecilerle dolup taşıyor. Asker çok sıkı denetim yapıyor. Sınırın diğer tarafına gitmek neredeyse imkânsız. Yasal yollarla gitmek, “can güvenliği yok” diye resmi makamlarca yasaklanmış durumda. Kaçak yollar ise ölümcül tehlikeli, zira sınır hattı boyunca uzanan mayın tarlalarına düşme ihtimaliniz var.
Mayınlar ve tel örgüler
Sınırdayız, öteki tarafa geçmek bizi zorluyor. Çevremizde mayınlar var ama tel örgüleri aşmayı başarmışız. Suriye topraklarında ip gibi uzanan bir patika
yolda Türkiye’ye doğru ilerleyen binlerce kişi arasından Kobani’ye doğru ilerliyoruz. Herkes birbirini patikanın yanındaki alana çıkmamak konusunda uyarıyor. Mayına basmak işten bile değil. Bir süre sonra mayın tarlası son buluyor. Az ilerideki tren raylarını aşıp, Kobani’nin kenar mahallesine ulaştık. Çayırlarda dinlenen irili ufaklı insan öbekleri görüyoruz. Genç kızlar ve erkekler, sırtlarında Kalaşnikof tüfeklerle halkın arasındalar. Kod adının Sipan Hemo olduğunu söyleyen YPG komutanı, bize bir araç ve şoför tahsis ediyor. Yollar çok bozuk, en az 15 yıldır onarım görmediği açık. Kobani sokakları bomboş, dükkânlar kapalı. Şoför Mustafa, elektriklerin kesik olduğunu, hastane ve benzeri kamu binalarına jeneratör takıldığını söylüyor. IŞİD militanları şehrin elektriğini kesmiş, kentin elektriği Fırat Nehri üzerindeki Tişrin Barajı’ndan sağlanıyormuş. Su sıkıntısı ise yokmuş, evlerde musluklar akıyor. Yolda PYD’nin kontrol noktaları ve asayiş araçları var.
Yaralananlar Türkiye’ye
Yine boş sokaklar, kapalı işyerlerinin arasından geçip hastaneye gidiyoruz. Sadece acil hastalar için bir ambulans ve tertemiz, ütülü elbiseleriyle sağlık görevlileri bizi karşılıyor. IŞİD saldırısının başladığı son bir hafta içinde 15 kadar savaş yaralısına ilk müdahaleyi yapıp, Türkiye’ye gönderdiklerini söylüyorlar. Hava kararmak üzere, sırının tamamen kapatılması olasılığı nedeniyle geri dönüyoruz. Dönüş yolunda yine kaçan, omuzları yük dolu insanlar var. Türkiye’ye yaklaştıkça kalabalık artıyor. Tekrar YPG komutanı Sipan’ı buluyoruz. Yaşanan çatışmaları sorduğumuz Sipan, “DAİŞ’ten (IŞİD) korkmuyoruz. Kobani’yi vermeyeceğiz. Sonuna kadar direneceğiz. IŞİD çeteleri ağır silahlarla saldırıyorlar. IŞİD saldırıları başladığından bu yana
250 IŞİD’ci öldürüldü. IŞİD’in ağır silahlarının çoğu Türkiye’nin silahlarıdır. IŞİD’in saldırıları ilk değil ama ilk defa bu kadar ağır silahlarla saldırıyor” diyor. Sipan Hemo, Kobani’nin karşılığında Türk rehinelerin serbest bırakıldığı kuşkusu yaşadıklarını anlatarak “Bu konuda IŞİD ile Türkiye arasında Kobani üzerinde bir anlaşma yapıldığına inanıyoruz. IŞİD Kobane’yi istiyor. Bu planlamanın içinde ABD’de var. Uluslararası güçler IŞİD’e karşı hava operasyonu konusunda anlaştılar ama bunun altında Kobani’ye yönelik bir saldırı var. Türkiye ve ABD bu kapsamda IŞİD’e yardım edecek. Böylelikle Kobane’nin iradesi kırılacak. Tüm girişimleri bu yöndedir” diyor. Bu kez Rojava’dan kaçak Kürtlerin arasına karışıp sınırdaki tel örgülerin arasından açılan koridorda, jandarmaların arasından geçip Türkiye’ye varıyoruz.
100 bin kişi sınırı geçti
IŞİD teröründen kaçarak Suruç’tan Türkiye’ye sığınan Kobanili Kürtlerin sayısı 100 bini aştı. Yeni göç dalgasının da kapıda olduğu bildirildi. Sınırda güvenlik önlemleri arttırılırken geçiş noktalarına ise sınırlama getirildi. Daha önce 8 ayrı noktadan gelebilen sığınmacılar bundan sonra sadece Küçük Kendirci (Admenek) ve Yumurtalık (Boydi) köylerinden kayıt altına alınarak Türkiye’ye girebilecek. Sınıra dün DBP’lilerin kurulmak istediği çadıra askerler defalarca gaz bombası ve basınçlı su ile müdahale edildi. Bazı kaynaklar IŞİD’in Kobani’ye 15 kilometre kadar yaklaştığını belirtirken, PYD lideri Salih Müslim, dünyaya “Kobane tarihindeki en barbarca saldırıyla karşı karşıya. Demokratik değerleri savunan bütün insanlığı Kobane’nin yanında olmaya ve desteklemeye çağırıyoruz” diye seslendi. Rojava bölgesindeki Kobani kantonundan kaçışlar da sürüyor.
AFAD, Türkiye’ye sığınan Kobanililerin sayısının 100 bini aştığını açıkladı. Geçişlerin artacağı belirtilirken, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye temsilcisi Carol Batchelor, “Yüzbinlerce sığınmacı olabilir. Yardıma ihtiyacımız var” dedi. Türkiye’nin dün sığınmacılar için tel örgülerde oluşturduğu giriş noktalarına sınırlama getirdi. Suriye tarafında bekleyenlerin Türkiye’ye gelmesi için sınırı geçmek isteyen DBP’liler güvenlik güçleri tarafından engellenince çatışma çıktı. Gün içinde birçok kez yaşanan çatışmada, göstericiler havai fişek ve taş atarken, polis ise gaz bombası, boyalı ve basınçlı su ile müdahale etti. Askerler havaya ateş etti. Zırhlı araçlara su taşıyan bir askeri tanker de göstericilerin arasında kaldı. Tankere zarar verildi ve suyu boşaltıldı. 3 askerden oluşan personel ise dövülmek istendi. Ancak sivil toplum kuruluşu temsilcileri askerlere zarar verilmesine engel oldu.
At üzerinde dolaşan bir kişi adı açıklanmayan bir kişi YPG bayrağı açtığı gerekçesiyle gözaltına alındığını belirtti. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, askeri yetkililerle görüşmeye çalışırken bir kez daha müdahale edildi. Kışanak, gazdan etkilendi. HDP’li İbrahim Ayhan, İbrahim Binici, Aysel Tuğluk ve Gülser Yıldırım da bir süre oturma eylemi yaptı. Yaralanan aralarında HDP’li Hüsamettin Zenderlioğlu’nun da bulunduğu 4 kişi ambulanslarla Suruç Devlet Hastanesine kaldırıldı. Zenderlioğlu, basınçlı suyun içinde çok kötü kokan bir şey olduğunu, bu ağır kokunun kanalizasyon mu başka bir şey mi olduğunu bilmediğini, dayanamayıp üzerini değiştirdiğini söyledi. Sınırda geçişler bir süre dururken, saat 15.30 sıralarınde yeniden
başladı. Göstericiler Suruç ile Mürşitpınarı ve çevre köylerini bağlayan yolu bir süre taşlarla kapattı. Ancak jandarma bir süre sonra yolu trafiğe açtı. Mürşitpınar Sınır Kapısı’na giden yolda göstericiler, 2 TIR’ı ele geçirerek yolu kapattı. 4 asker yaralandı. Gece boyu gerilim Bölgede çadır kurup gelen sığınmacıları karşılamak isteyen DBP’liler ile güvenlik güçleri arasındaki gerilim gece de sürdü. Gazdan etkilenen en az 30 kişi hastaneye kaldırıldı. Özgür Gündem muhabiri Turabi Kişin, gaz bombası kapsülüyle ayağından yaralandı. Güvenlik güçlerinin gerçek mermilerle havaya açtığı bildirildi. Sınırda insan zinciri oluşturmak için Diyarbakır’dan yola çıkan HDP’li Mülkiye Birtane, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı, DBP’li Zübeyde Zümrüt, İHD’den Raci Bilici ve STK temsilcilerinin Suruç’a gitmesine izin verilmedi. Otobüsler Şanlıurfa il sınırında durduruldu.
AFAD’tan kamp
Sığınmacılar, Mürşitpınar Mahallesi’nde AFAD’ın geçici konaklama merkezine yerleştirildi. 6 bin kişinin barınacağı merkezde çadırlar kuruluyor.