AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, süresi dolacak Suriye ve Irak tezkerelerinin 2 Ekim’de Meclis’te görüşüleceğini açıkladı. İçeriklerinde değişiklik olup olmayacağı belli değil.
Atalay, Kırıkkale Bahşılı’da gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. [AA]
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Irak ve Suriye’deki gelişmeler başta olmak üzere, gündemdeki konularla ilgili açıklamalarda bulundu. Atalay, 18 Eylül Perşembe günü yapılan AK Parti MYK toplantısında Irak ve Suriye’ye ilişkin tezkere konusunun görüşüldüğünü söyledi. Atalay süreleri dolacak olan iki tezkerenin de 2 Ekim’de görüşüleceğini söyledi:
“Tezkere konusunda içerik veya ‘bunlar ayrı ayrı mı, tek tezkere mi olsun,’ buna bir karar verilmedi. Ama 2 Ekim’de tezkereler TBMM’de görüşülecek. Çünkü tezkerelerin birinin tarihi 8 Ekim, diğeri 17 Ekim biliyorsunuz. Ondan sonra Kurban Bayramı araya giriyor. Dolayısıyla 2 Ekim’de iki tezkerenin de görüşülerek sürelerinin uzatılması, ‘bunların içeriklerinde bir değişiklik olur mu? Birlikte mi, ayrı mı olur’ bir karara bağlanmadı. Bu çalışılacak. Daha çok hükümetin çalışacağı bir konu.
Suriye sınırındaki son çatışmalar sonucu 4 bin kişinin Türkiye’ye geldiğini belirten Atalay, Suriye’den yeni bir göç dalgası riski olduğunu, Türkiye’nin buna hazırlık yaptığını söyledi. Yeniden gündeme gelen tampon bölge konusunda da değerlendirmelerde bulundu, Türkiye’nin daha önce de bu konuyu gündeme getirdiğini hatırlattı:
“Orada nice çabalar harcandı. Şimdi 230 bin civarında kamplarda insan var. 1 milyon 500 bin civarında Suriyeli var. O zaman bunu yine yoğun bir şekilde gündeme taşıdık. Zirve toplantıları yapıldı. Bunun mutlaka sınır ötesinde tutulması ve biz sınır ötesinde kamplar kuralım, ihtiyaçlarını biz karşılayalım ama sınır ötesinde kalsınlar. Bu karara bağlandı. Dışişleri Bakanlığı BM’ye bunun için başvuru yaptı. Çünkü tampon bölge konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin kararı gerekiyor. Ve oradan o karar çıkmadı. Yoksa şu anda orada o tampon bölge olsaydı, bu kampların büyük bir kısmını orada kurardık. Oradan bir karar çıkmayınca, Türkiye’nin de tek başına yapacağı bir iş değil. Çünkü bunun riski var. Siz tampon bölge diye orada bir yer ayırırsınız, kamplarınızı da kurarsınız ama havadan bombalanır, insanlar ölür. Sorumluluğu bize ait olur. Tampon bölge fikri halen var ve iyi bir çözüm. O olmazsa Türkiye’ye gelişler, tekrar onların ihtiyaçlarının karşılanması gibi sorunlar yine bizim gündemimizde olur.”
Kürtçe okul tartışması
Başbakan Yardımcılığı döneminde çözüm sürecinin koordinatörlüğünü yürüten Beşir Atalay, Güneydoğu’daki Kürtçe okul gerilimini de değerlendirdi. Bunun fazla büyütülmemesi gerektiğini söyleyen Atalay, süreç içinde bunların normal olduğunu söyledi:
“Vatandaşlarımızın, her kesimin bütün beklenti ve taleplerini karşılayacak pek çok demokratik adımlar atıldı. Okullarla ilgili sizler de biliyorsunuz bir mevzuatımız var. Anadilde eğitim yapacak özel okulların açılabilmesiyle ilgili bir yasa çıkardık. 2013 yılında çıktı bu yasa. Son demokratikleşme paketindeki önemli hususlardan bir tanesi. Bunun bir prosedürü var. İsteyenler anadilde eğitim yapacak, bir okul açabilirler. Ama başvuracaklar, bunun iznini alacaklar. Yani her özel okul, kurs açılırken Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin alınıyor. İsterse Türkçe eğitim veren okul açılsın. Mesela bunlarda eğitim yılı başlarken böyle ajitasyon kokusu taşıyan, bu tür provakatif görüntüler ortaya koyan tutumları biz tasvip etmiyoruz. Esasen hem siyasi parti kesimi hem örgüt kesimi bu konularda doğrusu kendilerinin denetleyemediği bazı sorumsuzlukların alanda olduğunu söylüyorlar. Söylüyorlardı görüşmelerimizde. Bunlar gelip geçici. Her eğitim yılının başında bazı şeyler olur, o çerçevede kabul edilmesi lazım. Onun dışında önemli bir sorun olarak görülmemesi lazım.”
Kaynak: Anadolu Ajansı
Bir yanıt yazın