Arap Baharı, Fas’tan Irak’a uzanan bölgede yaşanan “böl-parçala-yut” oyunu asıl hedefe, yani Türkiye’ye yöneldi.
Güneri Cıvaoğlu’nun 1. Körfez Savaşında Amerikalı yarbaydan dinlediklerini hatırlayalım. Cıvaoğlu yazısında;
((Zihnimde lego parçaları gibi uçuşan eylemler, söylemler, tavırlar…
Bunları bir araya getirerek büyük fotoğrafa varmaya çalışıyorum.
İşte onlardan ikisi…
1. Körfez Savaşı sırasında Suudi Arabistan’dayım ABD kumanda merkezi olarak kullanılan otelin bir odasında dinlediklerim dehşet verici.
Amerikalı yarbay duvardaki harita üzerinde Türkiye’nin Güneydoğusu’nu ve Kuzey Irak’ı işaret ediyor.
Avucunu o coğrafyada dolaştırırken şöyle diyor:
‘Savaş bitecek. Amerika Irak’tan çıkacak. Giderken silahlarının büyük bölümünü bırakacak.
Bunlar içinde ağır silahlar, roketler de olacak.
Yöredeki Kürtler bu silahları alacaklar ve Türkiye’ye karşı kullanacaklar.
Toprak isteyecekler.
Türkiye, ya istedikleri toprağı verecek ya da vermeyecek ve savaşacak.’
Yarbay iyi derecede Türkçe konuşarak anlatıyor bunları.
Kulaklarıma inanamıyorum.
“Ya NATO ortaklığı ya ülkelerimiz arasındaki dostluk” diye soruyorum oralı olmuyor.))
Türkiye-Suriye sınırı “dostum Esad” tezgahı ile açıldı. Suriye’ye ajanlar sokulurken, AYNI YOLDAN Türkiye’ye de ajanlar sokuldu. ÖSO, NUSRA, IŞİD, El Kaide gibi küresel güçlerin dolaylı yoldan beslediği kanlı, sapkın terör grupları Türkiye’yi üst olarak kullandı. Türkiye Fas’tan Irak’a kadar bütün operasyonlarda kullanıldı. Gırtlağına kadar teröre bulaştırıldı. Uluslararası mahkemede teröre destek vermekten yargılanacak duruma getirildi.
Türkiye bir bombanın üzerine oturtuldu. PKK silah bırakıyor yalanıyla Türk Ordusu’na silah bıraktırıldı. Güneydoğu bölgemiz PKK’ya teslim edildi. PKK kendi güvenlik güçlerini oluşturdu. Olası bir iç savaşa hazırlanıyor. Askerlerin boşalttığı karakollara yerleşti. PKK paçavraları asıldı. PKK bütün metropolleri MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in itiraf ettiği gibi ağır silahlarla doldurdu. Yani ülke her an patlamaya hazır bir hale getirildi.
Dünyanın dört bir tarafından toplanan IŞİD denilen katil sürüsü girdiği her yerde insanlığın “onuru-namusu-şerefi üzerinden geçip” dümdüz etti. Bu sapkın katillerin içinde Irak’ta her türlü insanlık suçu işlemiş olan ABD’nin özel güvenlik şirketi olan BLACKWATER şirket elemanları da var. Adları çok kirlendiği için 2010 yılında ACADEMI adını alarak göreve devam ettiler. Bu katilleri Tunus, Libya, Mısır gibi ülkeler karıştığında da görmüştük. Türkiye’nin adı bu sapkın Haçlı katilleriyle birlikte anılır oldu.
IŞİD Kuzey Irak’tan Hatay’a kadar uzanan bölgede 2. İsrail’i kurabilmek için kıta temizliği yaptı. IŞİD girdiği yerlerde öyle bir travma yarattı ki, o bölge insanlarının normal hayata dönüp normal insanlar gibi davranabilmesi çok zor. Türkmen katliamı yaparak Türkmen yerleşim alanlarını, yani petrol bölgelerini Barzani’ye teslim ettiler.
IŞİD işini yaptı. Müslümanlara ait simge mekanları yerle bir etti. Müslümanların namus-şeref ve onurlarını iki paralık etti. Bütün dünyanın Müslümanlardan nefret etmesini sağladı. Dünyaya Ortadoğu Müslüman halkları “Kürtler hariç” acımasız katiller olarak tanıtıldı. O zaman yok edilmelerinde de bir mahzur olmayacaktır(!).. Çünkü bütün insanlık için tehlike arz ediyorlar denecektir.
IŞİD’in görevi sona erdi. Türkmenler artık geriye dönemeyecek. Barzani zaten bu durumu ilan etti.
IŞİD’in işlediği insanlık suçları birinin üzerine yıkılmalı, ABD elini yıkamalıydı.
ABD Türkiye üzerinden elini yıkamak istiyor. Türkiye’nin verdiği silahları araştırıyor-muş(!)… Komik!!. Zaten AKP ne yaptı ise ABD ile beraber yaptı.
Bu durum bana İsmet Paşa’nın “büyük devletlerle ilişkiye girmek ayıyla yatağa girmeye benzer” sözünü hatırlattı.
Erdoğan ve ortaklarının mecburiyetleri koskoca ülkenin mecburiyeti haline geldi. BOP üzerinden oynanan satranç oyununda Erdoğangiller bütün piyonları, atı, kaleyi kaptırdı. Merkel elindeki Erdoğan CD’si üzerinden oyuna dahil oldu.
Condeleezza Rice’nin söylediği 22 ülkeyi bölme projesi tam gaz devam ediyor. Ve asıl hedefteki ülke Türkiye büyük oyunun içine çekiliyor. Kendi terör örgütleri IŞİD’e operasyon yapmak bahanesi ile Peşmerge ve PKK silahlandırılıyor. 1. Körfez savaşında ABD’li yarbayın Cıvaoğlu’na pervasızca verdiği mesaj 23 yıl sonra hayata geçiyor. Ve en korkuncu ne biliyor musunuz?
TÜRK ORDUSU PKK ile birlikte IŞİD’e karşı savaşmaya zorlanıyor.
Böyle bir olay Türk Ordusu mensuplarının cinnet geçirmesine neden olur. Doğru ile yanlışın, gerçek ile hayalin yer değiştirdiği bir cinnet hali… Türk Ordusunun üst kesimi dizayn edildi ama alt kesimi bütün öfke ve hıncıyla bilenerek görevini yapmaya çalışıyor. Türk Ordusu’nu PKK ile aynı cephede savaştırmak tamamı ile Türk Ordusunu tepeden erine kadar FELÇ ETME oyunudur. Artık o ordu mensuplarından hayır beklemeyin. Ayağa kaldıramazsınız.
Milletçe bu alçak oyuna dur demeli, ayağa kalkmalıyız.
Erdoğangiller en hassas yerinden yakalanmıştır. Amerikalılar PKK ve açılım konusunda ne demişti?
“Erdoğan öyle bir yola girdi ki, ileri giderse kendi halkı, geri durursa biz bitireceğiz.”
Demişti değil mi?
Hedefteki ülke TÜRKİYE…
Önce Irak’a girip çiğnediler, yardım ettik.
Libya’yı parçalayıp tecavüz ettiler, yardım ettik.
Mısır’a girdiler, karıştırdılar, rol kapmaya çalıştık.
Suriye’yi en kahpe oyunla vurdular. Katillere yer verdik. Tedavi ettirdik. Eğitim verdik. Silah verdik.
Azerbaycan’ı bile Ermenistan uğruna küstürdük.
İran’a karşı İsrail’i korumak için füze kalkanı kurduk.
ABD, İngiltere, İsrail’in yanında saf tuttuk. Şimdi silahlar bize yöneldi. Ve çevrede buna dur diyecek tek bir ülke bırakmadık. Alman aydınının düştüğü duruma biz ülke olarak düşürüldük.
Erdoğan ve özel kalem müdürü Devit ABD’nin istediğini yaparsa IŞİD Türkiye’de büyük patlamalar başlatır ve AKP altından kalkamaz. Yapmazsa; ABD, Almanya, İngiltere PKK’yı harekete geçirir ve metropoller patlatılır.
İşte 12 yılda Türkiye’nin AKP tarafından içine sokulduğu İHANET GİRDABI…
Tarih tekerrür ediyor. 2. Kurtuluş Savaşının ayak sesleri geliyor… Ve nasıl bir örtüşmedir ki Erdoğan Vahdettin’in sarayına taşınıyor…
Demek ki layık olduğu yeri çok iyi biliyor.
Türk Milleti bilmelidir ki; büyük bir savaşın içindeyiz. Hem de bütün yaşam alanlarımızda. Ve yaşam alanlarımız giderek DAHA ÇOK daralıyor.
Bu arada Yunanistan “Ermeni ve Rum Pontus soykırımı yoktur” demeyi suç sayan yasa çıkardı. Emperyalist devletlerin ayakçısı olan Yunanistan, Kurtuluş Savaşında yüklendiği role yeniden hazırlanıyor. Demek ki Türkiye’ye yapılacak operasyondan haberdar ve payını koparmak için ön hazırlık yapıyor.
Sevr’in ayak sesleri…
Diclehaber’de şöyle bir haber vardı:
“İSTANBUL (DİHA) – Kadın Dengbêj ve Aşıklar projesi konserinde bir araya gelen Vanlı Dengbêj Gazin ve Ermeni Aşık Leyli, seslendirdikleri Kürtçe ve Ermenice klamlarla müzik ziyafeti yaşattı.”
Hep söyledik. PKK sadece büyük Yahudi Kürdistanı’nı kurmak için kurulmuş bir taşeron örgüt değildir. Aynı zamanda Büyük Ermenistan projesini hayata geçirmek gibi bir görevi de vardır. PKK’nın üst kesimi Ermeni asıllıdır. İçinde birçok Ermeni vardır. ASALA PKK içine gömülmüştür. Pakrudini, Ermeni Yahudileri görevini yapıyor…
Devit-oğlu Ermenilere ne demişti hatırlayalım;
“Bir gün topraklarınıza geri dönebileceksiniz” demişti değil mi?
Peki, Sevr anlaşmasının içeriği neydi? “Kürdistan, Büyük Ermenistan, Rum Pontus Devleti Sevr anlaşmasının maddeleriydi” değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Atatürk ve silah arkadaşlarına yıllardır sövenler 100 yılın sonunda SEVR’i yeniden hortlatmıştır.
Ve 2. Vahdettin 1. Vahdettin’in sarayına yerleşiyor.
Bir İngiliz gemisinin gelmeme ihtimaline karşılık 400 milyon TL’ye uçak alınıyor.
15 Eylül 2014
İLK KURŞUN
Yazıları posta kutunda oku