Posted on September 12, 2014
GÖRÜŞME
HÜSEYİN’LE NELER KONUŞTUK
Seyretti havâ üzre denir taht-i Süleyman,
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde.
Ziya Paşa
Nusreddin hoca komşusundan ödünç aldığı kazanı geri verirken bir de tencere armağan edince komşusu, “aman hoca bu tencere benim değildir” demesiyle, hocadır, “müjdeler olsun be komşu.. senin kazan bendeyken nur topu gibi bir tencere doğuruverdi, güle güle kullanasın” demiş idi.
Devrisi gün hoca yine komşusundan kazanını ödünç istedikte, komşudur, “acep bir tencere daha alır mıyız ?” diye efkar yürütüp kazanını sevinçle ödünç vermiş idi.
Lakin aradan günler haftalar geçip de hoca kazanı geri getirmeyince komşudur işgillenip hocanın kapusunu çalmış, lakin hocadır, “vah ki komşucuğum hemi de ne eyvah..maalesef sizin kazan sizlere ömür..“ demesiyle komşunun anında lehçesi bozulup cemali kızarmış, “sen ne dersin bre hoca, kazan hiç ölür mü !!?” demesiyle de hocadır, “ bre komşu..’sıfırlamalar montaj, ayakkabı kutuları komplo, villalar, vakıflar, gemicikler uydurma’ dediler hepiniz inandınız da kazanın öldüğüne mi inanmıyorsunuz…taaccüp ettim billahi..” diyesi varmış.
Adam yine adamdır, olmaz ise bir pulu,
Eşek yine eşektir, atlastan olsa çulu.
Lâedrî
EŞEK
“Başkan Hüseyin, ‘İlle de görüşelim’ diye ısrar edince, eşek değiliz ya, birkaç dakikamızı verelim bari dedik. Bir acı kahvesini içelim derken, zaman kuş misali, 1 saat 25 dakika 18 saniye görüşmüşüz.”
Eylesen tutiyi talimi edayi kelimat,
Sözü insan olur ama özü insan olmaz.
Fuzuli
” İŞİD meselesini sorup “Allah aşkına yardım edin..” diye yalvarınca cevabı yapıştırdım: “Bu İŞİD yabancımız mı yahu ?..Biz insanlığımızı yapıp onlara kamyonlar dolusu ‘insanı yardım’ gönderdik. Yaralı mücahitlerine de bakıyoruz daha ne yardımı yapalım ?’ deyince apışıp kaldı.”
Nadan ile sohbet etmek güçtür bilene,
Çünkü nadan ne gelirse söyler diline.
Lâedrî
“Bu Hüseyin aslında çok saftır; ‘Onlara yardım ettiniz madem, bize de edin’ demez mi ?.., ‘Onlara ederiz tabii..haliyle onlar da bizim başkonsolosumuzu, ailesini ve de tüm başkonsolosluk çalışanlarını ve de korumalarını fedakarca misafir ediyorlar. Para bile almıyorlar bu hizmetleri için. Sizden böyle bir iyilik mi gördük şimdiye kadar ?’ deyince mosmor oldu.”
Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne,
Geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne.
Lâedrî
“Hüseyin tuhaf adam; bu sefer de Gaza konusunu açtı. Biz neden güya ‘Hamas’a tezahürat yapıyormuşuz ?’.. Fe’subhanallaaah !..Fena sinirlenmeye başladım. Hatta kızgınlığımdan asabım bozuldu. ‘Bu İsrail denen ülkede, milyonlarca, af buyurun, Yahudi yaşıyor. Bunların yaptıklarını neden görmüyorsunuz ? Bu, çok affedersiniz Yahudiler, Amerika’yı ellerine geçirmişler. Asıl sizin Hamas’ı tutmanız gerekir” deyince ‘yok yaa..töbe bilmiyordum billa’ya yattı.
Bed asla necabet mi verir hiç üniforma
Zerdüz palan ursan da eşek yine eşektir.
Ziya Paşa
“Bilahare, Ukrayna konusunda da yardım dilenince sinirden billahi bir tarafım seyirdi. ‘Ukrayna kolay’ dedim, ‘siz de şu paralel yapıcı hocayı derdest edip bize verin, gerisine karışmayın’ dedim.’Yok yapamayız’ dedi..bak yediği naneye. ‘Bu hukuki bir sorun..hoca hakkında resmen bir suç duyurusu da yok’ diye gevelemye başlayınca..’Ne hukuku yaav..sen ne biçim seçimle gelmiş başkansın..’At içeri hakimleri de savcıları da..’ dememle.., bu aklına hiç gelmemiş olacak ki mahsunlaşıverdi ; pek acıdım haline. Allah vermiye..bu ne biçim başkanlık yaav..?”
Arif isen bir gül yeter kokmağa,
Cahil isen gir bahçeye, yıkmağa.
Lâedrî
Lafı döndürüp döndürüp İŞİD’a getiriyor..töbe töbee. Bari alttan alıp dostluk yaklaşımında bulunayım dedim. Cim başkanı olduk ya..artık pek öyle bağırmıyorum olana olmayana. Eskiden, hep sinirliydim. Kendi osuruğuma tekme atar dururdum.. Şimdi ‘ustalık devri bitti ya..abooovv hastalık devri mi başladı ne ? ”
Kabiliyet dâd-i Hak’tır her kula olmaz nasip,
Şad hezâr terbiye etsen bî-edep olmaz edîp.
Lâedrî
“Bak Hüseyinciğim” dedim, “senin şimdiki beyaz sarayda iki yıllık kiracılığın kaldı ? Sonra bir tekme dehleyecekler. Gel sana benimki gibi ak bir saray yaptıralım. Adını da “Vayt Palas” koyarız. Sen masrafa hiç karışma” deyince gülmeye başladı. “Gülersin dii miii ?.. tabii gülersin haspaam..bak Huseyinciğim, sen şu Pensilvanya’daki hocayı derdest edip bana ver, sana uçak bilem alırım” deyince gevşeyiverdi.
Milyonla çalan mesned-i izzette şerefaz,
Birkaç kuruşu mürtekibin cây’i kürektir.
Ziya Paşa
“Aklından ‘yahu yaptırmazlar yıkmaya neyim kalkarlar..’ diye geçirdiğini ‘şıp’ diye anladım. ‘Sen astığı astık kestiği kestik başkan değil misin yahu ?.. ne dimek şimdicik bu ?..’ sıkıyorsa gelin yıkın !! ’ dersin olur biter deyince epey rahatladı.
“Ah be Hüseyinciğim, gel sen şu hocayı bi yol bana gönderiver, dile benden ne dilersen. Bak sana sevabıma daha ne akıllar veririm de sayemde başkanlık öğrenirsin.”
Âdem odur ki adını alemde andıra,
Alemde ad kalır âdem gelir gider.
Ziya Paşa
ATMA
Her şahs-ı harimi Hakk’a merhem mi sanırsın,
Her taç giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın.
Ziya Paşa
Sekiz Ekim’de ay tutulacaktır. Heyhat, Türkiyemiz’den görülemiyecek olan bu tutulmayı en iyi izleme saati Sabah 04:00-05:30 arasındadır.
Fakirden söylemesi.
Gözleriniz hep yükseklerde olsun,
FPT Timur Sümer
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) sözcüsü Caitlin Hayden tarafından 5 Eylül 2014’te açıklanan resmî basın bildirisi :
“Başkan [Obama] ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün, iki liderin NATO Zirvesi münasebetiyle bulundukları Newport, Galler’de buluşmuşlardır. İki lider; İŞİD’e ve Irak ile Suriye’deki şiddetli aşırılıklara karşı en iyi nasıl işbirliği yapılacağı, ve savaş alanına giriş-çıkış yapan yabancı savaşçılara karşı güçlendirilmiş tedbirler uygulama konularını görüşmüşlerdir. İki lider; Ukrayna ve Libya’daki çatışmaları bitirmeye yönelik etkili baskı ve diplomasiye duyulan acil ihtiyacı konuşmuşlardır. Başkan [Obama] ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, hoşgörülü ve kapsayıcı toplumlar kurma ve antisemitizm afetiyle mücadele etmenin önemini görüşmüşlerdir.”