DSS & ÖZEL BÜRO’DAN BİLGİLENDİRME NOTU ‘DUR !
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ YAYINLARI ve PKK-ERMENİ İŞBİRLİĞİ
Legal – İllegal Faaliyetler
· YMKM (Yukarı Mezopotamya Kültür ve Bilimsel Araştırma Merkezi ve Reklamcılık San. Tic. Ltd. Şti.)(İstanbul, Diyarbakır, Ankara,Adana)
· YKD (Yurtsever Kadınlar Derneği) (İstanbul, Adana, Ankara, İzmir, İçel, Diyarbakır)
· ZPS-ZEND PRES (Zin Basın-Yayın Ticaret ve Sanayii Limited Şirketi) (İstanbul)
· Hakkari Hevkari Kültür ve Sanat Merkezi :(22 Ocak 1992 tarihinde Hakkari’de kuruldu.)
· İHD – İnsan Hakları Derneği’nin bazı şubeleri
· KÜRT KAV – Kürt Kültür Vakfı : ( 1992 yılında kuruldu. )
· Amed Kültür Merkezi : (Temmuz 1992 tarihinde Ankara’da kuruldu.)
· Kürt Enstitüsü:(19 Nisan 1992 tarinde İstanbul’da kuruldu.
PKK terör örgütünün yayın faaliyetleri
Yurtiçi
Özgür Halk (Aylık Dergi)
PKK’nın legal yayın organıdır. Aylık Siyasi-Kültürel Dergi, Türkçe olarak İstanbul’da yayımlanmaktadır.
Özgür Yaşam Dergisi
13 Ekim 1995 tarihinden itibaren haftalık ve Türkçe olarak yayımlanmaya başlamıştır. Derginin ilk sayılarında örgüte müzahir izlenimi verilmeyerek, kanuni takibata maruz kalması önlenmiştir.
Jiyan Revşen
Yukarı Mezopotamya Araştırma ve Kültür Merkezi tarafından aylık olarak yayımlanmaktadır.
Sosyalist Alternatif Dergisi (Türk soluna yönelik yayını)
Dergi önceden yayımlanan Devrimci Alternatif Dergisinin devamı olarak Ağustos 1994 tarihinden itibaren Türkçe ve aylık Sosyalist Dergi şeklinde yayımlanmaya başlanmıştır.
Özgür Bakış
Terör örgütü PKK propagandası doğrultusunda legal alanda günlük olarak yayımlanmaktayken 22.10.1998 tarihinde İstanbul DGM tarafından bir ay süre ile kapatılan ve sonraki tarihlerde yayımına kendiliğinden son verilen Ülkede Gündem (Yeni Ülke, Özgür Gündem, Özgür Ülke, Yeni Politika) Gazetesinin yerine Özgür Bakış gazetesi Şubat ayı ilk haftası itibarıyla deneme basımına başlamış ve 15 Şubat 1999 tarihinden itibaren de düzenli yayıma geçmiştir.
Yurtdışı
Özgür Politika(Günlük Gazete-Almanya)
Terör örgütü PKK doğrultusunda illegal olarak 1995 tarihinde Almanya’da yayın hayatına başlamıştır.
Berxwedan (Direniş)
ERNK’nın temel yayın organıdır. Terörist başı Abdullah ÖCALAN’ın teorik düzeydeki çarpıtma ve saptırmalarını ajitasyon düzeyinde takviye etmeyi amaçlayan gazete, 1985’te ALMANYA’da yayımlanmaya başlanmıştır.
Axina Welat (Vatanın Ahı)
PKK’nın illegal yayın organı olarak Ocak 1995 tarihinden itibaren Rusya’nın başkenti Moskova’da (15) günde bir Latin ve Kiril alfabesiyle yayımlanmaktadır.
Botan Dergisi
Mart 1992’den itibaren ERMENİSTAN’da Ermenice olarak çıkarılmaya başlanmıştır.
Denge Kurt (Kürdistanın sesi)
PKK terör örgütü doğrultusunda Azerbaycan’da çıkarılmaktadır.
Wosea Mezopotamya ( Mezopotamyanın sesi)
PKK terör örgütü doğrultusunda Romanya’da illegal olarak yayımlanmaktadır.
Serxwebun Dergisi (Bağımsızlık)
Terör örgütü PKK’nın, doğrudan Parti-Merkez yayın organı olarak, 1979 tarihinde Almanya’da İllegal olarak yayıma başlamıştır.
Sterka Ciwan (Gençlik Yıldızı)
PKK terör örgütünün ERNK’ya bağlı olarak oluşturduğu YCWK (Kürdistan Yurtsever Gençler Birliği)’nin illegal olarak, Haziran-Temmuz 1994 yılından itibaren aylık-iki aylık periyodlarla Almanya’da çıkardığı yayın organıdır.
Kürdistanın Sesi
PKK tarafından illegal olarak 1990-1991 tarihinde itibaren Güney Kıbrıs Rum kesiminde aylık Rumca olarak yayımlanmaktadır.
ARGK ve ERNK’nın Kurulması PKK, 15 Ağustos 1984’te gerçekleştirdiği Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla HRK (HEZEN RIZGARİYA KÜRDİSTAN – KÜRDİSTAN KURTULUŞ BİRLİĞİ) isimli askeri aparatının kuruluşunu ilan etmiştir.
26-30 Ekim 1986 tarihlerinde Lübnan’ın Bekaa Vadisinde bulunan Mahsum Korkmaz akademisi adlı terör kampında 3. Kongre yapılmıştır. Bu kongrede uluslar arası ittifaklar, askeri aparat, parti ve cephe örgütlenmeleri yönünde kararlar alınmıştır.
HRK adlı askeri aparatın ismi ARGK (KÜRDİSTAN ULUSAL KURTULUŞ ORDUSU – ARTEŞE RIZGARİYA GELE KÜRDİSTAN) olarak değiştirilmiştir.
ARGK birlikleri: merkezi bölgesel ve yerel düzeylerde örgütlenen çeşitli büyüklükteki birliklerdir. En küçük birim gruptur. Bir grup, şartlara göre sayıları 7 ile 11 arasındaki örgüt mensubundan oluşur. Örgüt yapısının büyümesinde üç üçlük sistem esası uygulanır. Üç gruptan bir takım, üç takımından bir müfreze oluşur. Büyüme tabur ve alay biçiminde devam eder.
PKK terör örgütü, 21 Mart 1985 tarihinde çeşitli toplum kesimlerinde cephe örgütlenmesini gerçekleştirmek üzere ERNK’yı (Kürdistan Halk Kurtuluş Cephesi – Eniya Rizgariya Netewa Kürdistan)’ı ilan ederek halk üzerindeki etkinliğini ERNK eliyle, sıcak çatışmaları da ARGK eliyle yapmaya başlamıştır. ERNK örgütlenmesi terör örgütü PKK ‘nın siyasi kanadını oluşturarak terör örgütünün, askeri kanadı olan ARGK’nin lojistik, savaşçı, para, halk desteği v.s… ihtiyaçlarını karşılama görevini yapmaya başlamıştır. ARGK bölgede yaptığı eylemleri ERNK militanları aracılığıyla halk abartılı biçimde anlatarak onları etki altına almak istemekteydi.
Terör örgütü, ERNK ve ARGK ‘nin kurulmasını ilan ederek halk savaşlarının 3 temel unsuru olan PartiPKK (Kürdistan İşçi Partisi), CepheERNK (Kürdistan Halk Kurtuluş Cephesi), Ordu ARGK (Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu) örgütlenmesini tamamlamış oldu. Bu dönemden sonra dağda başarılı olamayan veya propaganda yönü gelişkin olan elemanlar şehirlere , halkın içine gönderilerek komiteler oluşturulmuş ve dağdaki elemanların ihtiyaçları karşılanmaya başlanmıştır.
3.Kongre’de örgüte maddi gelir sağlama amacıyla "VERGİLENDİRME KANUNU" adı altında alınan kararlarda ise kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerini alan kürt kökenli müteahhit ve taşeronlarla, ekonomik faaliyette bulunanlardan makbuz karşılığı vergi adı altında para alınması kabul edilerek, örgüte maddi destek sağlanması kararlaştırılmıştır.
Yine bu kongrede Türkiye’nin ekonomik değerlerine, güvenlik güçlerine, (Polis, Asker) ajan muhabir, muhbir diye nitelendirilen sivil halk kesimiyle, kamu kurum ve kuruluşlarına eylem yapılmasının sürdürülmesi planlanmıştır.
Bu doğrultuda 1987 yılının ilk eylemi 17 Ocak’ta Mardin/Gercüş’te bir köy baskını şeklinde gerçekleştirilmiştir.
Terör örgütü PKK; 3 ncü kongre kararları doğrultusunda Ülkemizdeki faaliyet sahalarını eyaletlere ayırarak eylem ve faaliyetlerini bu şekilde sürdürmeye devam etmiştir.
Terör örgütü PKK 4 ncü kongreye hazırlık amacıyla 13-30 Eylül 1989 tarihleri arasında Van-Çatak ilçesi Toranis (Acarlar) köyünün güneyinde bulunan Tatereş Dağında 1nci Yurtiçi konferansını yapmıştır.
Bu toplantıda;
· Cephe faaliyetlerinin ağırlık olarak ülke içerisinde, özellikle Türkiye metropollerinde yürütülmesi, bu amaçla faaliyetlerin tek merkezden ve tam yetkiyle yürütülmesi için "PKK İç Merkezi "nin oluşturulması, bu merkezin 6 ayda bir toplanması
· Eyaletlerin kendi içinde temel bölgelere ayrılması
· Geçici veya hareketli olabilecek üslerin eyalet üslenmelerine bağlı olarak yapılması
· Örgüte ihanet eden, örgütten kaçan militanları yargılayacak organların kurulması, bunların yetki sahalarının bir yönetmelikle belirlenmesi kararları alınmıştır.
PKK terör örgütü 04-13 Mayıs 1990 tarihinde Mahsum Korkmaz Akademisi adlı terörist eğitim kampında 2. Ulusal Konferansını gerçekleştirmiştir.
Bu konferansta;
· Üniversite ve gençlik kesimine el atarak ajitasyon ve propaganda çalışmaları yürütmek suretiyle sempatizan kadrolar oluşturup bunları savaşçı olarak kullanabilmek amacıyla örgütün yurtdışındaki kamplarına göndermek,
· Kırsalda faaliyet yürüten militanlara yiyecek-giyecek temin etmek,
· Kitle eylemleri düzenlemek,
· Basın yayın propaganda çalışmalarına ağırlık vermek ve bu doğrultuda legal alanda "Özgür Halk, Yeni Ülke, Dilan" gibi yayın organları vasıtasıyla propaganda çalışmaları yapmaya ağırlık vermiştir.
Siyasi Partilerle İlişkileri ve Siyasi Faaliyetleri
Terör örgütü PKK’nın, 4. Kongresinde geniş halk kitlelerine seslenebilecek legal kitle örgütleri ile basın yayın çalışmalarına ağırlık verilmesi, bu unsurların örgüt stratejisi yönünde kullanması kararları alınmıştır. HEP ve SHP il ve ilçe teşkilatlarına sızarak, bu siyasi partilerin örgütün propaganda ve ajitasyon merkezi haline getirilmesi istenmiştir. 1991 seçimlerinde SHP-HEP ittifakı ile terör örgütüne yakın bir takım kişiler parlamentoya girebilmiştir.
1991-92 yıllarından itibaren kitle gösterileri ve olayları ile özellikle güneydoğu bölgemizdeki bazı yerleşim merkezlerinde toplumsal kitle olaylarını da yönlendirip provake eden örgütün bu dönemden itibaren siyasi faaliyetlere de ağırlık verdiği görülmüştür.
1991 yılında parlamentoya giren HEP (Halkın Emek Partisi) ve daha sonra bu partinin yerini alan DEP (Demokrasi Partisi)’nin de PKK’nın kitle olaylarını yönlendirmesine katkısı olmuştur.
16 Şubat 1999, Yunanistan/Atina, PKK güdümündeki "Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu" Başkanı Yaşar Kaya’nın basın toplantısı.
(Kaynak:AP)
Bu siyasal partiler bünyesinde örgütlenip kadrolaştırılan kişilerin PKK’nın kırsal kesimdeki silahlı gruplarına katılımlarıyla terör örgütünün silahlı militan sayısında da önemli ölçüde çoğalma görülmüştür.
1991 yılının önemli olaylarından birisi de örgüt içerisinde hizipleşmelerin baş göstermesidir. 4. Kongrede ÖCALAN’a muhalif güçler SARI BARAN (K), Mehmet ŞENER, FAİK (K) isimli üç örgüt mensubunun liderliğinde kurulun VEJİN (DİRİLİŞ) örgütü bazı değişiklikler dışında var olan PKK terör örgütünün ideolojisini benimsemiştir. Bu değişiklikler ise; örgütte evlenmelere, örgütte isteyenin istediği zaman ayrılmasına, PKK’da olmayan bazı sosyal haklara sahip olunmasına imkan vermek olup, Kürt halkının kendi kaderini kendinin tayin etme hakkının elinde olması şartıyla Türkiye çatısı altında sözde federal bir Kürdistan devleti için mücadele edilmesinin temel hedefleri olduğunu açıklamışlardır.
Mehmet ŞENER, teröristbaşı ÖCALAN’ın isteği üzerine Suriye Muhaberatı tarafından öldürülmüş, VEJİN ve PKK arasında çatışmalar başlamıştır.
KUM (Kürdistan Ulusal Meclisi)
PKK terör örgütü 1991 yılında gerçekleştirdiği 4.Kongrede aldığı kararla yoğunlaştırdığı siyasi atağını devam ettirmek, diğer Kürt gruplarını ve Kürt oluşumları yanına çekmek amacıyla 1993 yılı Mart-Haziran ayları arasında Zeli Kampında Türkiye’nin değişik bölgelerinden şahısları Ulusal Meclis Üyesi sıfatıyla toplayarak KUM (Kürdistan Ulusal Meclisi)’ni gerçekleştirmiştir. Topladığı şahısları örgüt ideolojisi çerçevesinde 7 ay siyasi eğitimden geçirmiştir. PKK tarafından düzenlenen KUM’a 400 kişinin katılmasını beklenirken 130 kişinin katılması sebebi ile toplantı istenen düzeyde olmamıştır.
Toplantıda terörist başı A.ÖCALAN’ın talimatıyla İslami yönü ağır basan kesimi PKK saflarında örgütlemek ve kamuoyuna imaj değişikliği mesajını vermek amacıyla Abdurrahman DÜRRE ve arkadaşlarınca Kürdistan İmamlar Birliği, Kürdistan Mollalar Birliği ve Kürdistan Dindarlar Birliği lağvedilerek yerine KİH (Kürdistan İslami Hareketi) oluşturma kararı alınmıştır.
1992 yılından itibaren güvenlik güçlerince gerçekleştirilen yoğun yurtiçi ve sınır ötesi operasyonlar sonucu örgüt önemli zayiatlar vermiştir.
Örgüt elebaşı A.ÖCALAN bu gerilemeyi telafi etmek, militanlarına moral vermek amacıyla 1993 yılı başlarında tek taraflı ateşkes ilan etmiştir.
24.05.1993 tarihinde Bingöl-Elazığ karayolunun kesilerek 33 askerimizin şehit edilmesi eylemiyle sözde ateşkes süreci sona ermiştir.
SKP (Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu)
1995 yılı başlarında Avrupa’daki Kürtçü dernek ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla sözde SKP (Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu) oluşturma çabalarına başlanmıştır. Bu çalışmalara, dokunulmazlıkları kaldırılan ve bu sebeple yurtdışına kaçan bir kısım DEP Milletvekilleri de katılmışlardır.
12.04.1995 tarihinde Hollanda’nın Lahey şehrinde sözde SKP açılmış ve başkanlığına DEP eski genel başkanı Yaşar KAYA getirilmiştir. Sözde SKP (Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu) değişik tarihlerde ve Avrupa’nın değişik şehirlerinde günümüze kadar (7) toplantı gerçekleştirmiştir
Yasadışı PKK terör örgütünün güdümü altında olduğu bilinen bu sözde parlamentoda yine PKK örgütünün yan kuruluşları olan Kürdistan Aleviler Birliği, Yezidiler Birliği, Asuri Federasyonu, Kürdistan İslam Hareketi, Kürdistan Aydınlar Birliği, ERNK ve kapatılan DEP temsil edilmektedir.
Türkiye’nin diplomatik girişimlerine rağmen sözde Kürt Parlamentosu 7.Toplantısını 29-30.09.1998 tarihinde İtalya’da gerçekleştirmiştir. Bu toplantıya yasadışı örgütün eli kanlı militanlarının da katıldığı görülmektedir. Buna çarpıcı bir örnek olarak Şanlıurfa bölgesinde daha önce silahlı faaliyet gösteren örgüt militanı Abdurrahman ÇADIRCI’nın sözde parlamentoda görev alması verilebilir.
Aynı dönem içerisinde terör örgütünün siyasal kanadı olan ERNK tarafından Avrupa’da siyasallaşma çalışmaları hızlandırılmıştır. Bu çerçevede 1 Eylül Dünya Barış Gününü de provake etmeyi planlayan örgüt, "Musa ANTER Barış Treni" adı altında bir etkinlik düzenlemiş, ancak gayesine ulaşamamıştır.
1998 yılında güvenlik güçlerince yapılan yoğun operasyonlar örgütü önemli ölçüde yıpratmış, militanlar arasında huzursuzluklar had safhaya ulaşmıştır. Örgüt bu olumsuzluklardan kurtulmak, uluslararası kamuoyunda özgürlük mücadelesi verdiği imajını oluşturmak amacıyla 1991 yılından itibaren başlattığı faaliyetini siyasi alana çekme girişimlerini hızlandırma çabası içine girmiştir.
17 Eylül 1998 günü ABD’de KDP ve KYB liderlerinin bir araya gelmeleriyle imzalanan Washington anlaşması ile ilgili olarak terörist başı Abdullah ÖCALAN MED TV’de yapmış olduğu açıklamalarda bölgede Kürt gruplarının bir araya gelerek anlaşma zemini bulabilmelerinin PKK açısından olumlu bulunduğunu, PKK terör örgütünün bu anlaşmanın karşısında olmadığını, ancak kurulabilecek bir yapının Kürt halkını temsil eden bütün grupların bir araya gelmesiyle oluşturulması gerektiğini, bu çerçevede PKK’nın da bu oluşumun içinde olması gerektiğini belirtmiştir.
1998 yılı içerisinde bölücü örgüt tarafından yine 1 Eylül Dünya Barış Günü provake edilmek istenmiş, İstanbul’dan Diyarbakır’a "Barış Otobüsü" düzenleme girişiminde bulunulmuş, ancak bu faaliyetin PKK terör örgütü tarafından düzenlenmesi nedeniyle kamuoyunda meydana gelen tepkiler sonucu bu faaliyet gerçekleşememiştir.
15 yılı aşkın bir süreden beri Türkiye’ye yönelik acımasızca eylemler gerçekleştiren terör örgütünün lideri, bu süre zarfında Suriye’de bulunmaktaydı. Siyasi ve askeri makamların kararlı tutumlarıyla ve izlenilen politikalarla, yasadışı örgütün lideri Abdullah ÖCALAN, 9.10.1998 tarihinde Suriye’yi terk etmek zorunda kalmış, 12.11.1998 tarihinde Abdullah SARIKURT (02.05.1951 Copler doğumlu) adına düzenlenmiş sahte pasaportla Rusya/Moskova’dan İtalya/Roma havaalanına giriş yaptığı anda İtalyan polisince gözaltına alınmıştır.
Terörist başının İtalya’da yakalanması üzerine, Türkiye’nin iade taleplerine ve bu konuda yapılan siyasi girişimlere İtalyan hükümeti olumlu cevap vermemiştir. Roma’da gözaltında bulunan A. ÖCALAN Roma İstinad Mahkemesince 20.11.1998 tarihinde İtalyan hükümetinin kendisine tahsis etmiş olduğu evde geçici olarak gözaltında bulundurulmak şartıyla serbest bırakılmıştır.
Terörist başı Abdullah ÖCALAN 14 Kasım günü İtalya’dan iltica talebinde bulunmuş ve bu iltica talebi İçişleri Bakanlığı komisyonuna havale edilmiştir.
İtalya’nın, Türkiye’nin iade talebini ilk mahkemede reddetmesi üzerine, Türkiye tarafından bir üst mahkemeye itirazda bulunulmuştur.
ÖCALAN, Yunanistan’lı bazı yetkililerin sağladığı "LAZAROS MAVROS" adına düzenlenmiş sahte pasaportla yakalanmıştır.
Terörist başı Abdullah ÖCALAN İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden beklediği desteği bulamamış ve bunun üzerine 16.01.1999 günü İtalya’dan da ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu gelişmeyi takip eden günlerde adı geçenin Almanya, Danimarka, Hollanda, Belçika ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerine ikamet veya sığınma amaçlı girişimleri olmuşsa da, bu konuda hiç bir ülkeden olumlu bir cevap alamamıştır. Ayrıca, Yunanistan’ın Abdullah ÖCALAN‘a siyasi statü verilmesi amacıyla Avrupa Parlamentosuna başvuru da reddedilmiştir.
PKK-ERMENİ İŞBİRLİĞİ
Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980’li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine gitmişlerdir. 1984 yılında cereyan eden Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla PKK sahneye itilmiş ve Asala-Ermeni terörü geri plana çekilmiştir. Ermeniler ile PKK arasındaki bağlantıyı ortaya koyan bazı somut örnekler şunlardır:
Terör örgütü PKK, 21-28 Nisan 1980 tarihini "Kızıl Hafta" olarak ilan etmiş ve 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak anarak ve toplantılar yapmaya başlamıştır.
8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan’ın Sidon kentinde PKK ve ASALA terör örgütleri ortak basın toplantısı düzenlemişler ve toplantı sonucu bir deklarasyon yayınlamışlardır. Ancak bu olayın tepki çekmesi üzerine ilişkilerin illegal alanda gizli olarak sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Toplantı akabinde 9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg Başkonsolosluğumuza, 19 Kasım 1980 tarihinde ise Roma Türk Hava Yolları büromuza yönelik olarak düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmiştir.
Bölücü terörist elebaşı Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından "Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı" onur üyeliğine seçilmiştir.
Ermeni Halk Hareketi’nin bünyesinde, bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bir Kürdistan Komitesi oluşturulmuştur.
4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör örgütü mensuplarının katılımıyla Batı Beyrut’ta bulunan PKK terör örgütü merkezinde bir toplantı yapılmıştır.
Ermeni-PKK ilişkisiyle ilgili bir başka çarpıcı örnek ise, 6- 9 Ocak 1993 tarihlerinde Beyrut’taki iki ayrı kilisede düzenlenen ve Lübnan Ermeni Ortodoks Başpiskoposu, Ermeni Parti yetkilileri ile 150 gencin katıldığı toplantılarda kullanılan şu ifadelerdir:
Şimdilik Türkiye’ye karşı sakin tutum gösterilmelidir.
- Ermeni toplumu gittikçe büyümekte ve ekonomik yönden güçlenmektedir.
- Geliştirilen propaganda faaliyetleri sayesinde, bütün dünyada (sözde) soykırım daha iyi bilinmeye başlanmıştır.
- Ermenistan devleti kurulmuştur, her geçen gün toprakları genişlemektedir ve atalarının intikamını mutlaka alacaklardır.
- Başta ABD olmak üzere, diğer batılı ülkeler de Karabağ’da sürdürülen savaşta Ermenileri haklı bulmaktadırlar. Bu fırsatı değerlendirmek gerekir; ve Karabağ’da savaşan Ermeni gençlerine yenileri katılacaktır.
- Türkiye’de -PKK terör örgütü ile yapılan mücadele kastedilerek- iç savaş devam edecek, Türk ekonomisi sıfır noktasına gelecek ve vatandaşlar baş kaldıracaklardır.
- Türkiye bölünecek ve bir Kürt devleti kurulacaktır.
- Ermeniler Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeli ve Kürtlerin mücadelelerini desteklemelidirler.
- Bugün Türklerin elinde olan topraklar, yarın Ermenilerin olacaktır.
PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ERMENİSTAN’DAKİ YAYIN ORGANLARI
Ermenistan’da Reya Taze ve Bota Redaksiyon adlı gazetelerin PKK terör örgütü kontrolünde Kiril Alfabesiyle yazıldığı ve PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı bilinmektedir. Bu gazeteler Türkiye ve Avrupa’dan gelen PKK terör örgütü mensuplarınca yayımlanmaktadır.
PKK – ASALA İLİŞKİLERİ
Uluslararası nitelikteki Ermeni terörizmi, 1973 yılında ortaya çıkarak 1974 Kıbrıs barış harekatını müteakip yurtdışında bulunan vatandaşlarımız ve temsilciliklerimize yönelik sabotaj, suikast ve saldırı türü terör hareketleri ile kendini göstermeye başlamıştır.
Başta Ermeni terör örgütü ASALA olmak üzere 1984 yılına kadar eylemler sürdürmüş ve l970’li yıllarda çeşitli legal siyasi oluşumlar içinde kendisini göstermeye başlayan Kürtçülük hareketini, terör örgütü PKK ile ivme kazanması üzerine, yerini Abdullah ÖCALAN liderliğinde Kürt-Türk ayırmadan öldürebilen, katliamlarla ismini duyurmaya çalışan PKK terör örgütüne bırakmıştır.
Fakat bu tarihten önce de PKK-ASALA terör örgütleri arasındaki işbirliğinin, ortaklaşa yapılan eylemler, yayınlanan deklarasyonlar, ASALA ve diğer Ermeni terör örgütü mensuplarının PKK terör örgütü kamplarındaki eğitimi, ASALA terör örgütünün üst düzey yetkililerinin eğitim yaptırdıkları, bunların dışında PKK terör örgütünün Ermeni Taşnaksutyun Partisi ile ilişki içerisinde olduğu bilinmektedir.
PKK-ASALA terör örgütü işbirliğinde ortak amaç olarak, Marksist-Leninist ideoloji doğrultusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde devlet kurmaktır. İki örgütün de hedef aldığı bölgeler göz önünde bulundurulduğunda hedeflerin çakıştığını görüyoruz. Bu durumda iki örgütten birinin diğerine taşeronluk yaptığı fikri güçlenmektedir.
Ele geçirilen belgeler neticesinde Bekaa ve Zeli kamplarında Ermeni terör örgütü ASALA ile terör örgütü PKK militanları ile birlikte eğitim gördükleri ortaya çıkmıştır.
PKK İLE ERMENİLER ARASINDA 1987 YILINDA YAPILAN ANLAŞMA
1987 yılında bölücü terör örgütü PKK ile Ermeniler arasında bir anlaşma yapılmıştır.
Söz konusu anlaşmanın hükümleri şunlardır:
Ermeniler PKK terör örgütü içinde eğitim faaliyetlerinde bulunacaklar
- PKK terör örgütüne her yıl için adam başına 5.000 ABD Doları ödenecek
- Ermeniler küçük çaplı eylemlere katılacaklar
Yapılan bu anlaşmanın akabinde örgüt içerisinde Ermenilerin sivrilmeleri üzerine, PKK-ASALA ilişkilerinden sorumlu Hermez Samurouyan adlı şahısla birlikte 18 Nisan 1990 tarihinde yapılan toplantıda şu kararlar alınmıştır:
- PKK ve ASALA terör örgütlerinin artık ortak yönetilecektir
- Türkiye’de güvenlik kuvvetlerine yönelik eylemlerde istihbaratı Ermeniler yapacak
- Muhtemel devrimden sonra elde edilen topraklar eşit olarak bölüşülecek
- Kamp masraflarının % 75’ini Ermeniler karşılayacak
- Türkiye’deki metropol şehirlerde eylemler yapılacak
1992 Ekim ayından itibaren Kuzey Irak’ta üslenen terör örgütü PKK’ya karşı gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonlarda örgütün büyük darbeler alması ve barınma imkanlarını kaybetmesi üzerine bir kısım örgüt mensuplarının İran ve Ermenistan’a geçmeleri ile PKK terör örgütünün Ermenistan’daki aktif faaliyetleri başlamıştır.
PKK terör örgütünün Avrupa temsilcilerinden bir grubun Ermenistan’a giderek, PKK terör örgütü mensuplarının Kars bölgesinden Ermenistan’a rahatça girip çıkmaları için anlaşma yaptığı, Sovyet Rusya’nın dağılması ile Ermenistan’ın bağımsızlığına kavuşması sonucu PKK terör örgütünün Ermenistan’da Kürt yerleşim birimlerinde barınma imkanı bularak burada örgüte maddi-manevi destek sağlayıp, faaliyetlerini sürdürdüğü ayrıca, 19-20 Mayıs 1992 tarihlerinde bir grup PKK terör örgütü mensubunun Ermenilerle beraber Azeri Türklerine karşı savaşmak için 3 araçla Urumiye’den Ermenistan’a hareket ettiği bilinmektedir.
DSS & ÖZEL BÜRO
Bir yanıt yazın