Zoraki bir buluşma, soğuk bir tokalaşma ve sadece verilen bir rehine değiş tokuşu sözü. 26 Ağustos’ta Minsk’te toplanan zirvenin kısa özeti bu. Bunun ötesinde, riskler, beklentiler, tehditler ve tehdit algılamaları aynı.
Belarus’un Rus’tan farkı ne?
Biz biliriz de Ukrayna, Kazakistan ve en önemlisi AB, Belarus’un, Rus’tan daha Rusçu olduğunu bilmez mi? Tabii bu kraldan daha fazla kralcı olmakla özdeş. Bu bağlamda çok sert ve eğilip bükülmez Putin ve tatlı sert cilalı imaj Poroshenko, gizli kapaklı birlikteliklerinin ötesinde, Minsk zirvesine, beklenenden çok az bir malzeme verdiler. Acil bir ateşkes mi? Ne münasebet! Gazze üzerinde İsrail ve Filistin’in bu defa görünürde başardığına, yakın bile gelemedi Prochenko-Putin ikilisi. Tabii aynı anda farklı iki coğrafyada, aynı amaçla toplanıldı. Ama Orta Doğu’da aracı olarak General Sisi zoru başarırken, Lyshenko ve AB, sivri bir zirvede takıldı kaldı.
Belarus’un aslında kendi başına sürecek yağı yok. Ama işte eğrisi doğrusuna geldi de birden bire AB ile Rusya, Rusya ile Avrasya Birliği hayalcileri için stratejik önem kazanıverdi. Ama üzerine yoğun kar yağan 26 Ağustos Minsk zirvesinde, Belarus’un da AB’nin de “ateş bile olsa sadece cürmü kadar yer yakabileceği”, “taş olsa bile pek baş yaramayacağı” ayan beyan ortaya çıktı.
Diz dize, yüz yüze, ama biz bize değil
1954 yılında Kırım’ın, o zamanki statüsü ile bir Sovyet Cumhuriyeti olan Ukrayna’ya devri sırasında “ebediyen beraber” olacaklarına yemin eden iki ülkenin liderleri, Minsk’te diz dize, yüz yüze, göz gözeydiler. Ama artık onların biz bize olmasına pek imkân kalmamış gibi gözüküyor.
Ukrayna enerji kaynakları ile bunların aktarım güzergâhının Rusya’dan gelmesine rağmen, yolun sonundaki ışığı AB den yana görüyor. Rusya ise hemen yanı başında yekpare bir AB bloku görmek istemiyor. Ama bundan da öte, eski ortakları ile deneyebileceği yeni bir işbirliği tasarımının Ukrayna’nın çizgi değiştirmesi ile engelleneceğinden endişe ediyor.
Bir Belarus ile yaşanmaz ki!
Ukrayna AB ye, Kazakistan da Çin’e meyil ederse, Rus’un Belarus ile dansı bir şeye benzemez ki. Kaldı ki, böyle bir gelişme, SSCB den sonra bir hayli küçülse de hala içinden en az 5-6 yeni ülke çıkabilecek Rusya’nın yeni bağımsızlık talepleri ile karşılaşmasına neden olabilir. Zaten, belki de Kırım ile başlayan hareketin, Doğu Ukrayna’ya “isyancılar” desteği ile sıçramasında, Rusya’nın bu endişeyi bertaraf etme ve gelişmelerin önünü alma çabası var.
Yine soruyorum: Ukrayna’nın doğusu kimin?
Rus, Tatar, Kıpçak ve Kazak gibi kadim halkların yaşadığı Doğu Ukrayna bölgesi 1900 başlarının Rus topraklarıydı. Putin bunun farkında da Poroshenko değil mi? Ama buna rağmen onun tercihi Ukrayna’yı tercihan tek parça halinde, AB ye doğru yönlendirmek ve sonunda bir üyelik perspektifi oluşturmak. Bu perspektifte ise Rusya ile serbest ticarete de Avrasya Birliği’nde kalmaya da yer yok.
Bu nasıl bir katı tutumdur?
Öte yandan AB ve özellikle AB’nin Almanya ve Fransa gibi büyük ve zengin, Finlandiya ve Litvanya gibi küçük, Romanya ve Bulgaristan gibi nispeten fakir ülkeleri Rusya’nın çok önemli ticaret ortakları. Bu ülkeler, Rusya’dan doğal kaynak alıyor, ona iğneden ipliğe, domatesten silaha, savaş gemisinden ve motorlu kara taşıtlarına ve uçaklara kadar mal satıyor. Ancak iş Ukrayna’ya gelince, Rusya’nın tavrı kesin. Eğer Ukrayna AB anlaşmasını imzalarsa Rusya ile serbest ticareti sadece dürbünün tersi ile görebilir. Bu tutumun nedeni basit bir kıskançlık mı? Modern çağın sömürgecilik anlayışı mı? Batı cephesinde daimi bir tampon bölge istemek mi? Evet belki en sonuncusu en akla yakın olan neden.
Ve Rasmussen’den masallar
NATO iki de bir esmese de gürlüyor. Avrupa’nın Doğu’sunu, Avrasya müstebidine karşı, Atlantik üzerinden savunacağını söyleyip duruyor. Baltık kıyılarına daimi tezgâh açabileceğinin tehdidini savurup, Bayan Merkel’in ricalarına kulak vermiyor. NATO’nun en büyük ortağı ABD’nin başına ise yine Irak ve Suriye’den dolanan bir dert var. Şimdi Rasmussen’in ağzından çıkan masal değilse nedir?
AB Avrasya Birliğine yeşil ışık yakmalı
Yok, bence bu sorunu Rusya ve Ukrayna ikilisinin arasında bulunan AB çözmeye yardımcı olmalı. İngilizce kısaltması ile EU, yeni bir EU (Eurasia Union) ya, yani AB yeni bir AB ye (Avrasya Birliği) soluk aldırırsa, sorunun şiddeti ekonomik açıdan hafifleyebilir.
Ama Doğu Ukrayna’da cin şişeden çıkmıştır. İçine koymaya, ne Poroshenko’nun, ne AB nin gücü yeter. Putin’in bile bu aşamadan sonra dizginleyebileceği gelişmeler bence sınırlıdır. Yangına körükle gitmesin yeter.
Belarus’un geçici stratejik konumu ise Lyshenko’yu hiç yanılgıya düşürmemeli. Transit ticaretin, üzerinden geçtiği ülkeye pek az faydası olur. Belarus gibi araya sıkışan bir ülkeye ise bence daha fazla zararı dokunur. O da Rusya yanında “odun kesicinin hık deyicisi” olmaktan imtina etmeli derim.
Bir yanıt yazın