NECDET BULUZ
Uzun zamandır bu köşede IŞİD ile ilgili yazıyoruz. Çoğu zaman bu terör örgütünün yaptıklarını, bundan sonra neler yapabileceğini yazdık, görüşlerimizi de sizlerle paylaştık. Giderek tehlikeli olan ve özellikle Amerika’nın Ortadoğu’daki çıkarlarına zarar vermeye başlayan IŞİD, şimdi hem Amerika hem de Batı’nın hedefindedir.
Bugün, IŞİD sayesinde bu sorunu fırsata çevirenlerden söz edeceğiz. Bunu yazarken, Türkiye’nin politikalarının nasıl çöktüğünü, bundan sonra Türkiye’yi nelerin beklediğini de gözler önüne sereceğiz.
IŞİD sorunu öncelikle Kürtlere yaramıştır. IŞİD’ın Erbil kapılarına dayanması, Amerika ve AB ülkelerinin Kuzey Irak Kürtlerini daha sıkı kucaklaması ve silahlandırması ile sonuçlanacaktır. Baştan bu yana Kürtleri korumaya alan adı geçen ülkelerin Kürtleri ayakta tutma ve güçlendirme BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI
politikalarına yeni boyutların eklendiğini görüyoruz.
Kürtlerin Amerika, AB ve İran tarafından korunması, silahlandırılması hiç kuşkusuz PKK’nın da işine yarayacaktır. Barzani, bazı noktaların korunmasında önemli rol oynayan PKK’ya da silah vereceklerini söylüyor. Bu, PKK’nın da elini güçlendirmiş olacak. Şimdi, IŞİD sorunun PKK’nın da fırsata çevirebileceğini belirtirsek yanılmış mı oluruz?
PKK’nın ard arda gelen bitmez tükenmez taleplerine böylece yenilerinin eklenmesi de sürpriz olmayacaktır.
“Barış süreci” içinde terör örgütü ile masaya oturuldu. Eli güçlenmiş PKK’nın bundan sonraki istekleri daha farklı olmaz mı? Önümüze daha engelleyici istekler koymazlar mı? Bundan sonraki hesapların da bu gelişmelere göre yapılması ve uygulanması kaçınılmaz görünüyor.
Suriye’deki iç çatışmalarda Devlet Başkanı Esad’a “gidecek” gözü ile bakılıyordu. Ne var ki, IŞİD’ın Suriye’de de yok edilmesine yönelik çalışmalar Amerika ve AB ülkelerini Esad’la yan yana getirmiştir. Esad, kendisi ile çatışanlara karşı şimdi psikolojik üstünlüğü de ele geçirerek, IŞİD tehlikesini fırsata çevirmenini keyfini çıkaracaktır.
Esad, aynı zamanda Sünni Arapları bozguna uğratmış, parçalanmalarına da neden olmuştur. 3 yıldan fazla süren Suriye’deki çatışmalarda Sünni Arapların hiçbir varlık gösterememesi, Batı’da Şii’lere sempatinin artmasını da sağlamıştır. Bugün dış dünyada Sünni Araplar, terörün azılıları olarak görülüyor ve değerlendiriliyor. Bunlar da Esad’ın işini daha da kolaylaştıracak gibi görünmektedir.
IŞİD, Suriye’de hem Kürtler, hem de Esad yanlıları çatışıyor. Suriyeli Türkmenleri de düşman olarak görüyor.
IŞİD tehlikesini fırsata çeviren ülkelerden de birisi de İran’dır. Dikkat edilecek olursa İran, bu konuda ilk adımı atmış, IŞİD karşısında Amerika ve Batı ile yan yana olmuştur. Kaldı ki, Batılı ülkelerin harekete geçmesini beklemeden Peşmergeleri silahlandıran ilk ülke olarak da öne çıkmıştır.
Suudi Arabistan ile Katar’ın Suriye’de Esad karşıtı çatışanlara ne denli destek verdiği biliniyor. Şimdi, rüzgâr tersine esmeye başladı ve bu iki Arap ülkesi de kendilerine bir çeki düzen vermek durumunda kaldılar. Amerika’nın ve Batı’nın politikaları doğrultusunda hareket edeceklerine dair açıklamalar da geliyor.
Şimdi bütün mesele, Türkiye’nin bu noktada ne yapacağı konusudur. IŞİD konusunda yol ayırımına gelen Türkiye’nin yalnızları oynamaması için, müttefikleri ile birlikte hareket etmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu nasıl olacak, nasıl bir strateji izlenecek önümüzdeki günlerde bunu da göreceğiz.
Zaten Amerika yönetimi, Türkiye’nin IŞİD konusunda dikkatini çekmiş, sınırların kontrol altına alınması istemiş, IŞİD’a karşı başlatılacak operasyonda da Türkiye’nin müttefiklerinin yanında yer alması gerektiğini anımsatmıştır. Bu konuda karar verme arifesinde olduğumuzu görüyoruz.
Ancak, kaçınılmaması gereken, Türkiye’nin IŞİD konusunda gereken adımları zamanında ve doğru atması olacaktır. Artık, Türkiye yalnızları oynamak, bölgede tehdit ve baskı altında kalmak istemiyorsa bir karar verme durumundadır. Bu kararın da ülke çıkarları ve geleceği doğrultusunda olması gerekiyor.
Çünkü IŞİD’ın etkisiz hale getirilmesi konusunda Amerika ve Batı’nın kararlılığını iyi okumak, stratejileri de buna uyumlu hale getirmek gerekiyor. Bugün, çevremizdekiler IŞİD sorunu fırsata çevirirken, bizim halen sorunlar yumağı içinde kalmamız ve müttefiklerimiz başta olmak üzere komşu ülkelerle sorunlu hale gelmemiz bizi iyice yalnızlığa itecektir. Bunun getirebileceği olumsuzlukların da ülkemiz açısından iyi olmayacağını düşünüyoruz.
Davutoğlu Başbakanlığında kurulan yeni Hükümetin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu bekleyen çok önemli sorunlar var. Bunların masaya yatırılıp, enine boyuna tartışılması ve yeni stratejiler ve politikaların oluşturulması gerekiyor. IŞİD sorununu fırsata çevirebilme şansımızın hala devam ettiğini de vurgulayalım.
IŞİD’a Suriye’de yapılması düşünülen müdahalenin Türkiye açısından olumlu ve olumsuz yönleri neler olabilir? Bunun askeri sonuçları ile güvenliği de tartışılmalı ve alınacak doğru kararlarla yola çıkılmalıdır.
Biz, bu konuda çok hızlı adımların atılması ve karar verilmesini doğru buluyoruz.
e.mail: necdetbulu@gmail.com
necdetes@mynet.com