KAYNAYAN KAZAN
HÜSEYİN MÜMTAZ
Farkında mısınız bilmiyorum ama algı, algılayamama, medyatik bakış açısı filan çok geride kaldı ve fiilen bir sonraki aşamaya geçildi.
Hatırlayın, bir aralar; olaylara ille de istedikleri gözlükle bakarak, istedikleri açıdan görmemizi ve öyle değerlendirmemizi dayattıklarını da düşünmüyor değildik.
Ama eski çamlar bardak oldu.
Şimdi çok basit bir şekilde “terminolojiyi” değiştiriyorlar.
Ekmeğe “ekmek” diyemeyince beynin formatı bozuluyor. Ekmeği başka bir gözle görüyorsunuz. Beynin çalışma düzeni değişiyor, zihnin kontrolü el değiştiriyor.
Esat’ın “Esed” olmasına ses çıkarmayınca; Yezidiler de bir anda “Ezidi” oluverdi.
Farkında değilsiniz.
Çünkü benimsediniz..
Benimsetildi.
Bir adama kırk kişi “deli” derse gerçekten deli olduğuna inanırmış ya, işte o hesap..
Bir sabah uyanıverdik ki “iki” tane “hilafet makamı” zuhur edivermiş.
Biri Afrika’da, Boko Haram ilân etti.
Diğeri “komşumuz”, güney sınırlarımızın ötesinde..
Peki, hangisi “daha” halife, hangisi “daha” gerçek?
Yoksa “herkesin halifesi kendine” mi diyeceğiz?
Boko Haram, Boko Haram da, güneyimizdekinin ismi konusuna gelince, işler biraz karışıyor.
Radikal İslâmcı terörist bir grup; bize göre, ilk günden kullanageldiğimiz ismiyle IŞİD, yâni Irak-Şam İslâm Devleti..
Şeytan dürttü, “Herkes böyle mi diyor acaba?” diye “düşününce” öyle olmadığını gördük..
Üç isim revaçta;
İlki; “Devlet’ül İslâmiyye fi’l Irak ve’ş Şam”.. yahut “Al-Dawla Al-Islamiya fi al-Iraq wa al-Sham”.
“al-Sham” yahut “ş Şam”ismi, bildiğimiz Şam değil.. Türkiye’nin güneyinden başlayarak, Suriye üzerinden, Mısır’a kadar uzanan bir bölgeyi kapsıyor. Lübnan, İsrail, Ürdün ve Filistin de içinde..
Şam ve havalisi, hadislerde de sadece bugünkü Şam şehri olarak değil, etrafı ile daha geniş bir coğrafya olarak belirtilmiştir.
Bahsedilen coğrafya uluslararası literatürde ise “Doğu Akdeniz”i kastetmek anlamında “the Levant” olarak bilinir.. (Dilimizdeki “Levantenler” tanımı da oradan gelir).
Buradan hareketle batıda IŞİD için ya ISIL tanımı kullanılır; (Islamic State of Iraq and the Levant)…
Yahut da.. “Islamic State of Iraq and Greater Syria”; yâni ISIS.
Sözün özü; IŞİD, ISIL veya ISIS..
Bizde kimse ISIL veya ISIS’ı kullanmadığına göre birileri IŞİD’i dayatıyor.
Neden başkentlerden hareketle “Bağdat-Şam” yahut ülkelerden hareketle “Irak-Suriye” değil de, çorba gibi bir başkent-bir ülke, Irak-Şam?
Kim, neyi, nasıl Türkçe’ye çevirdi?
Neyse kıymetli okuyucu, sen fazla kafa yorma bu işlere.. Karıştırma.
Yorulursun..
Sana “söylendiği” gibi “düşün”.
“Kaynayan Kazan Taşmaz mı?”, farklı kaynaklarda Bilecik yahut Ezine yörelerine mâl edilen bir halk türküsüdür.
Elbette taşar..
Taşar da, kazanın altındaki ateşe ha bire odun atanın hiç mi günahı yoktur? 28 Ağustos 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın