NEDEN ULUSALCILARDAN BU KADAR ÇOK KORKUYORSUNUZ?

 

Her şekle büründünüz…

Her kaba, her kılığa girdiniz…

Bukalemun gibi renk değiştirdiniz…

Tarikatçı oldunuz, PKK’lı oldunuz, yeni liberal oldunuz, 2. Cumhuriyetçi oldunuz, küreselci oldunuz, türbancı oldunuz, “Ilımlı İslamcı” oldunuz, Y-CHP’li oldunuz ama asla “Ulusalcı”, “Milliyetçi” olmadınız, olamadınız…

Atatürkçü olamadınız…

Çünkü Atatürkçülük demek “Ulusalcılık”, “Milliyetçilik” demektir aynı zamanda.

Atatürkçülüğün ulusalcı, milliyetçi özünü atın, geriye içi boş bir kovan kalır. İşte bu nedenle Yedi Düvele karşı kazanılan zaferin adını “Ulusal Kurtuluş Savaşı”, “Milli Kurtuluş Savaşı” koymuşlar…

Onun için her yerde “Atatürk milliyetçiliği” denilmekte…

Ama Ata’nın koltuğunda oturup,  Ata’nın partisinden nemalanan ve ondan rahatsız olanlar da var günümüzde… Atatürk’ü ve Cumhuriyet dönemini inkâra yönelenler, şimdi onun Altı Okunu kırıp çöpe atarak, ondan kurtulmaya çalışıyorlar…

Doğal olarak bunu açıktan yapmıyorlar, yapamıyorlar, bu girişimlerine bir de kılıf uyduruyorlar… Nedir o kılıf? “Altı Ok yeniden yorumlanacakmış…” böyle söylüyorlar

Ama, “Altı oku yorumlama (!!!) çalışmasından önce, CHP İzmir milletvekili Rıza Türmen, ön hazırlık olarak bir takım çalışmalara başlamış bile… “Hem ulusalcı, hem solcu olamazsınız” buyurmuş, ardından da İstanbul milletvekili Binnaz Toprak , “ulusalcı çizginin solda yeri yok” deyip, kestirip atmış ve devam etmiş:

“Türkiye’de bugün solun bir kesiminin konumu da değişti. Sol siyasette pek de yeri olmayan ulusalcı çizgiye kayanlar oldu. CHP sadece bu kesime hitap ettiği sürece muhalefette kalmaya mahkûm…” (Bunlar da kendilerini “Sol siyaset” yaptıklarını sanıyorlar…” Laf aramızda…)

Neyse biz yazımıza devam edelim…

Peki, siz bugüne değin, tüm kesimlere hitap ettiniz (!!!) de ne oldu?

“İmam hatiplerin, Kuran kurslarının açılmasına destek verdiniz; türbancılık, tarikatçılık, Fethullah Gülen’cilik, APO’culuk yaptınız da ne oldu?”

“Bir arpa boyu yol alabildiniz mi?”

Kitleleri arkanızdan sürükleyebildiniz mi?

Seçimlerde başarı sağlayabildiniz mi?

Oylarınızı artırabildiniz mi?

Bir yaşam boyu muhalefete mahkûm olmaktan kurtulabildiniz mi?

Kuvayı Milliye yiğitlerinin harman olduğu, 75 milyonluk Türkiye’de, bir tek Atatürkçü Cumhurbaşkanı adayı bulamadınız da gidip, ömrünü Mısır’da tüketmiş bir Ilımlı İslamcı profesör adayı ülkemize getirdiniz…

Sonuç?

Sonuç: Sıfıra sıfır, elde var sıfır…

Sonuç: Koltuk değneği, yavru muhalefet MHP ile birlikte Cumhurbaşkanlığını RTE’ye altın tepsi içinde peşkeş çektiniz?

Tüm politikanızı AKP’ye uyarlamaya çalıştınız… Onun tekkecilik, dincilik, ırkçılık silahlarını elinden almaya çalıştınız… Onun politikalarına benzeyen politikalar ürettiniz… Yani ne Hanya’ya yaradınız, ne Konya’ya…

Halk aslı dururken taklidîne yönelmedi, yüz vermedi size… Bu politikalarınızla gerçek Atatürkçülerin de partiden uzaklaşmasına neden oldunuz…

BÜYÜK ÇELİŞKİYE DÜŞTÜNÜZ…

Bir taraftan “Biz milliyetçi, ulusalcı değiliz” dediniz, bir taraftan da “Özgürlük” palavrası altında milliyetçiliğin en koyusuna, en ırkçısına ışık yaktınız, PKK Kürt milliyetçiliğine yol gösterdiniz, destek oldunuz. Bir taraftan “Biz laik bir partiyiz” dediniz, sonra da Ortaçağ kalıntısı tarikatçılarla, türbancılarla işbirliğine girdiniz…

AKP ile birlikte türbana sevdalandığınızda, “Biz bu türban işini AKP’den daha iyi çözeriz…” dediğinizde 2010’larda sizi eleştirmiş, uyarmıştık ve demiştik ki: “Yapmayın, etmeyin, türbanla mürbanla bir yere varamazsınız, halkı kazanmak istiyorsanız, Atatürk’ün “Milli Kurtuluşçu, “Tam Bağımsızlıkçı, antiemperyalist çizgisinden gidin…”

Onun Altı okuna sahip çıkın…”

Kös dinler gibi dinlediniz bizi… Ve partiye PKK, Fethullah Gülen yandaşlarını, avukatlarını, neo liberalleri doldurdunuz, durmadan seçim kaybettiniz…

Eğer “Solcuyum, CHP’liyim, Atatürkçüyüm” diyorsanız…

ULUSALCI, MİLLİYETÇİ OLMAK ZORUNDASINIZ…

Çünkü emperyalizm yeryüzünde var olduğu sürece, çünkü emperyalizm halkları, ulusları, ırkları, dinleri, tarikatları birbirine düşürüp, kanını iliğini sömürdüğü sürece ”KURTULUŞ SAVAŞLARI” DA DEVAM EDECEKTİR…

IŞİD’ler, ÖSO’lar, EL KAİDE’ler, TAYYİP’ler olduğu sürece “KURTULUŞ SAVAŞLARI” DEVAM EDECEKTİR…

Deniz Gezmiş, babasına yazdığı mektupta şunları söylüyordu:

“Baba,

Sana her zaman müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşüncelerle yetiştirdin beni. Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.

Baba, biz Türkiye’nin 2. Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı 1. Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları.

Düşün baba, bugün hükümet, işini gücünü bırakmış, bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız…”

NE DERSİNİZ? SİZ Mİ HAKLISINIZ, DENİZ GEZMİŞ Mİ?

(alieralp37@gmail.com)

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir