BU KENTTE İLK GÖZÜME BATAN UTANÇ ABİDESİDİR”
Ağrı’da ipi önde göğüsleyen Sakık, Milliyet’ten Namık Durukan‘a kentte yapacakları projeleri anlattı. Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan hava şehitliğinin kaldırılacağını söyleyen Sakık, 1930’larda düşen ve içindeki iki pilotun öldüğü uçağın Kürtleri bombalamak için havalandığını savundu. Anıtın Kürtler arasında, “Utanç abidesi” olarak anıldığını belirten Sakık, “Bu kentte ilk gözüme batan bu utanç abidesidir. Sordum dediler ki, ‘Evet, bu 1930’larda Kürtleri bombalayan pilotların abidesidir. Kimileri övünç abidesi olarak alabilir, biz utanç abidesi olarak görüyoruz. Buralarda çok acılar yaşanmış. 1930’larda burada insanlar katledilmiş. Katliamı gerçekleştirenlerin anıtları, uçakların pervaneleri bir abide olarak burada, Ağrı halkının her gün yüzleştiği ve her gün Ağrı halkının gözünün içine batan o pervaneleri, o utanç abidelerini bu kentten kaldıracağız” dedi.
“BİZ BUNLARA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
“BU UTANÇ ABİDELERİNİN KALDIRILMASI GEREK”
Bu konuda herkesin duyarlı olması gerekir. Herkes barışı büyütecek adımlar atmalıdır. Bu kentte buna benzer caddeler var. Kazım Karabekir gibi, onlarcası var. Bu coğrafyanın ruhu ile örtüşmeyen cadde ve sokaklardır, bu tür utanç abidelerinin kaldırılmaları gerekir. Eminim ki vicdan sahibi her insan, adı Türk olur, Azeri olur, Çerkes olur, Karapabağ olur; katliamcı birilerinin abidelerini bu topraklarda dikip her gün Kürde bu mesajı vermek…”
……
Görünen odur ki, Sakık ve hempaları için artık başkaldırı devri kapanmış, sıra Türk’ten, Türk’ün milli değerlerinden intikam almaya gelmiştir.
1.Paylaşım Savaşı’nda Ermeni çetelerine göz açtırmayan, zamanın sömürgeci efendileri Rusya, İngiltere ve Fransa’nın planlarını ters yüz eden Kazım Karabekir Paşa bir haindir(!).
O Kazım Karabekir Paşa; halkımız dedikleri Kürtlerin dahi Ermeniler tarafından katledilmesine engel olmuştur.
Kimdir Kazım Karabekir?
Kars’ı, Artvin’i, Ardahan’ı Rus ve Ermeni mezaliminden kurtarıp, vatana katan Kazım Karabekir Paşa’dır. Erzurum, Kars, Ağrı, Sarıkamış’ın kurtulmasına öncülük eden komutandır. Kazım Karabekir vatanseverdir, inançlıdır. Hem Ruslara, hem Ermeni çetelere karşı savaşmıştır. Yetim kalan Türk, Kürt, Ermeni çocuklara sahip çıkarak, bu çocukların yetiştirme yurtlarında sağlıklı bir şekilde büyümeleri, meslek sahibi olmaları için uğraş vermiştir.
Sakık, her ne kadar Karabekir Paşa’yı hedef almış gibi görünse de, onun şahsında Türk milletine olan kinini kusmaktadır. Soyu, sopu belli olmayan bu mahlukatın yaptığı açıkça Türk düşmanlığıdır.
Kürdüm der, değildir. Ermeni kırmasıdır. Tehcirde sözde Müslümanlığı kabul edip, Kürt aşiretlerinin içine bir virüs gibi giren salgın hastalıktır Sakık ve benzerleri…
Sakık, Ermenilerin yenilgisi unutamamış, bu yenilginin intikamını Türklerden almak istemektedir. Malum aç tavuk kendini arpa ambarında sanmıştır.
Bu virüs, Kürt Teal-i Cemiyeti’nin eliyle yaygınlaşmış, Yunanlı Bursa’yı işgal ederken, İngiliz ve Amerika’nın dölleri olan Kürtler de Sivas’a saldırmıştır. Ermenilerle aynı yatağı paylaşan bölücü Kürtler, işbirliği yaparak isyan etmişlerdir. “Tutaklı Alican İsyanı, Tendürek İsyanı, Birinci Ağrı isyanı, İkinci Ağrı isyanı ve Üçüncü Ağrı isyanı” olmak üzere beş defa ayaklanmış, Türk askerini acımasızca, kahpece katletmiştir. Hallerine bakmadan “Hasan Dağı”na oduna gidip, devlet kurmaya kalkmışlardır. Ancak devletten ve Türk ordusundan gerekli cevabı almışlardır. Yedikleri şamarın acısı hala geçmemiştir.
Ve şimdi Sırrı Sakık efendi, tarih nedir bilmezsin de ne halt yemeye ağzını açarsın? Şehit Pilotlar Anıtı’nı iftira ve yalanla çirkinleştirmeye kalkıp da “UTANÇ ABİDESİ” diye yaftalarsın.
İki pilotumuz 29/ Nisan/1939’da fırtınaya yakalanan uçaklarının düşmesi neticesinde şehit olmuştur. Bu uçak kazasının Ağrı isyanları ile yakından ve uzaktan ilgisi yoktur.
Türkiye ile İran arasında, Atatürk’le Rıza Şah arasında kurulan dostluk, Mustafa Kemal Atatürk’ün HAKK’a yürümesinden sonra da devam etmiştir. 1939 yılında, Türkiye; İran’daki bir törene katılmak üzere Türkiye pervaneli uçaklardan oluşan bir filo göndermiştir. Dönüş yolunda, 29 Nisan 1939’da fırtınaya kapılan uçaklardan ikisi düşmüş ve iki pilotumuz şehit olmuştur. Kaza İran hava sahasında olmuştur. Cenazeleri Türkiye’ye getirilerek Ağrı Şehitliği’ne defnedilmiştir.
Fethi Sülker: 2. Tayyare Alayı, 28. Bölük Komutanlığı, Makinist Astsubay
Sıddık Uyar: 44. Bölük Komutanlığı, Sivil Makinist. Mekanları cennet olsun!
Sakık ise “bu pilotların” Ağrı isyanında Kürtleri bombaladığını, öldürdüğünü söylemektedir. Ağrı isyanları 1926-30 arasındadır. Yalanın, iftiranın böylesi ancak Sakık gibi mahlukatlardan beklenir.
Aç çakal meydanı boş bulunca, kendini aslan zannedermiş.Sakık, seçimi kazanınca kendini nimetten saymıştır. Ancak kabahat onda değil, onu cesaretlendirenlerde.Bir zamanlar devlet başkanlarının, kralların, şahların önünde diz çöktüğü bir lider, yedi düvelin saygı ve hayranlık duyduğu bir millet vardı.
Mustafa Kemal Atatürk ve Türk milleti!
Şimdi ise üç buçuk eşkıyanın, Ermeni döllerinin hakaretlerine sessiz kalan bir millet ve” Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendisiyle hesaplaştık.” diyen bir bakan var.
Koltuk uğruna terörist başının dizinin dibine oturan bir iktidar, eli, kolu bağlı bir ordu var.
Sakık da meydanı boş bulunca… En hafif tabiriyle kendini adam zannetmiş.
Ancak Türk milleti her şeye rağmen milli kahramanlarına hakaret etme cesareti gösteren bu zavallıdan ve ona bu cesareti verenlerden de mutlak hesap soracaktır.
Bunu aklından çıkarma Sakık efendi. Gün ola, harman ola…
Figen ÖZEN
08/06/2014