HEYKEL/KÂĞITTAN KAPLAN
HÜSEYİN MÜMTAZ
“Kâğıttan kaplan”; Mao’nun, Amerikan emperyalizmini “küçümseyerek” tarif etmek için kullandığı ve tarihe mâl olmuş tanımlamasıdır.
Heykel de bildiğiniz heykel..
Geçen haftayı “heykel” ile geçirdik..
“Fiberglas mantıkla” yapılmış bir heykel yüzünden “sanki kıyamet koptu”!
Ne demek Allah Aşkına “fiberglass mantık”?
“Fiberglass”, bir malzemedir bildiğimiz kadarıyla.. Heykel çelikten yapılır, demirden yapılır, plastikten yapılır, camdan yapılır; yapılır oğlu yapılır.
Topraktan yapılır.
İlk Çin imparatoru Qin Shi Huang’ın mezarında bulunan ve MÖ 210 tarihinde yapılmış olan “terrakotta asker heykelleri” bildiğimiz topraktan yapılmış olup tam teçhizat, müsellâh, hatta at üzerinde “korkunçturlar”.
Ama nihayet topraktırlar..
Yapım maddesi, heykelin sembolik yahut sanatsal değerini eksiltir veya arttırır mı?
Hiç “madde”nin, “malzeme”nin mantığı olur mu?
Konuyla ilgili birkaç saat önceki son havadis ise şöyle;
“Diyarbakır’ın Lice ilçesi Yolçatı Köyü’ndeki Mahsum Korkmaz heykelinin 8 aydır orada olduğunu belirten köylüler, şaşkın. Habertürk gazetesinden Güngör Karakuş’un konuştuğu köylüler, ‘Resmi açılışı 15 Ağustos’ta yapıldı. Bu heykeli görmemeleri mümkün değil. Köye geldiklerinde görürler. Termal kamera ve Heronlarla da bu heykeli görebilirlerdi’ dedi.
BBC Türkçe’nin haberine göre de bölgeyi yakından izleyen gazeteciler, heykelin dikilmesinin gizli saklı gerçekleşmediğini ve yöre halkının katılımı ile olduğunu söylüyor. Liceli gazeteci Veysi Polat, Lice’nin 56 köyünden insanların katılımı ve imece usulü ile heykelin dikildiğini belirtti. Lice’nin Yolaçtı Köyü (Sisê) farklı tarihlerde farklı yerlerde ölen PKK’lı cenazelerinin müzakere süreci başladıktan sonra bulundukları mezarlıklardan çıkarılarak tekrar gömüldüğü bir kabristan. Polat, geçen yıl tamamlanan mezarlıkta 280 mezar olduğunu söylüyor. Lice çevresinde böyle üç mezarlık var. Korkmaz’ın heykelinin dikildiği mezarlık aralarında en büyük olan”.
Buyur burdan yak..
Cebe sığacak bir şey değil, üç saatte yapılacak bir şey değil, önce imal ediliyor, sonra kaidesi hazırlanıyor, sonra heykel taşınıyor, sonra kaideye çıkarılıp açılışı yapılıyor..
8 ay da orada duruyor.
Kimse duymuyor. Haberi olmuyor. Kovuşturulmuyor.
Ama yıkılan heykelin üzerine basan saniyesinde duyuluyor. Soruşturuluyor.
Ha bu arada yıkılan/kaldırılan heykelin; heykelden üç misli büyük kaidesi; şu satırların yazıldığı ana kadar yıkılmadıysa hala yerinde..
Sembolse sembol..
Ona bakan neyi mi hatırlayacak?
“Agit” kod adlı Mahsum Korkmaz, 28 Mart 1986’da Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki Gabar Dağı’nda Türk Devleti’nin güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülmüş ve sonradan adı; PKK’nın uzun bir süre üslendiği Bekaa Vadisinde bir kampa ve terör “akademisi”ne verilmiş olan bir PKK teröristidir.
Nokta..
Heykelin mi, kaidesinin mi yoksa başka herhangi bir şeyin mi kağıttan yahut fiber/pleksiglass’tan yapılmış olduğuna hiç kafayı takmayın..
Tabelâya bakın..
Bu da mı gol değil be birader? 22 Ağustos 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Yazıları posta kutunda oku