“Misafir umduğunu değil, bulduğunu yermiş”… Çağımızda kitleler, medya ne koyarsa önlerine onu yiyorlar.
Küresel çeteler de kitlelere dayattıkları gündem üzerinden gemilerini karada, havada, denizde yürütüyorlar.
Türkiye’ye dayatılan gündem belli… Ancak…
Ancak hayat, tek tip gündem dayatmasından ibaret değil…
Kısaca IŞİD (Irak Şam İslâm Devleti) olarak ifade edilen terör örgütünün giderek tırmanan hamleleri dikkatle izlenmesi gereken önemdedir.
IŞİD, parça tesirli bir bomba misali BOP (Bölünmüş Ortadoğu Projesi) mimarları tarafından tasarlanmış bir örgüttür. Anası emperyalizm, babası Siyonizm’dir. Besleyenler ise emperyalizme hizmette sınır tanımayan her renkten işbirlikçilerdir. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt vb. ile Ş’Erdoğan ve Davitoğlu’dur.
Esat’ın direnişiyle raydan çıkan BOP trenini yeniden yürütmek için IŞİD yol açmaktadır.
Irak’ın üçe bölünmesinin tamamlanması için Türkmenler katledilerek ve göçe zorlanmakta, başta Kerkük olmak üzere nüfus dengeleri değiştirilmektedir. Türkmenlerin boşalttığı yerler Barzani tarafından işgal edilmektedir.
IŞİD’ın Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK ile çatışması ise medyada yeterince yer verilmeyen bir gelişmedir. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine sınır olan Kobani’yi güney, batı ve doğu’dan çeviren IŞİD, tank, top, havan gibi ağır silahlarla saldırılarını sürdürmektedir.
“Genç olsaydın Kobane’de savaşırdım!” bu sözler Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’e aittir.
IŞİD’in Kobani’yi ele geçirmesiyle Suriye’nin Kuzey’ini (Rojava) hedeflediği ve bu durumun Kürtlerin geleceğini tehdit etmesi nedeniyle Kobani için seferberlik çağrısı yapmaktadır.
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, IŞİD’in, çok kritik bir noktada, Suruç’un karşısında olan Kobani’ye saldırılarının devam söyleyerek, “Hükümeti, IŞİD çetelerine karşı açıkça tavır koymaya ve bu saldırganlık karşısında caydırıcı tavır almaya davet ediyorum” demiştir.
Kuzey Irak’taki üçlü çatal… Barzani, Talabani, PKK…
Kuzey Irak’taki üçlü çatalın bir dalı, Barzani, diğeri Talabani ve üçüncüsü PKK’dır.
Talabani’nin tedavi gerekçesiyle Almanya’ya gönderilmesiyle çatalın bir dalı kesilmiştir. Büyük bir olasılıkla Talabani’nin Almanya’dan cenazesi gelecektir.
Talabani, herhangi biri değil Irak’ın Cumhurbaşkanı’dır. Sağlık durumuyla ilgili bir açıklama duydunuz mu?
Kuzey Irak’taki çatalın ikinci dalı PKK’dır. Yahudi kökenli Barzani’nin Türkiye’deki dostları ve hatta kader ortakları arasında Erdoğan ve Davutoğlu başı çekmektedir. Küresel destekçileri ise ABD ve İsrail’dir.
Ali Hoca, Hoca Ali mi desek? Yoksa “ABD mi İsrail’den çıkmıştır, İsrail mi ABD’den?” diye mi sorsak… İngilizlerin de hakkını yememek lazım!
IŞİD, Kuzey Suriye’de PYD/PKK’ya saldırarak çatalın üçüncü dalını yontmaktadır. Ancak emperyalizmin çıkarları gereği kısa vadede bir budanma söz konusu değildir.
İşte bu nedenle PKK’nın uzantısı BDP/HDP, IŞİD saldırılarını kınayan eylemler yapmakta, direnişe destek çağrıları birbirini kovalamaktadır.
İşte bu noktada, Suriye’nin Kuzeyinde, PYD sıkıştığında Barzani’nin sınır kapattığı hatırlanmalıdır.
IŞİD’ın vitrine çıkan açıklaması ise şöyledir. “Allah bize, İsrail’e karşı savaşmayı emretmedi. Dinden çıkmış Şiir ve Alevilere karşı savaşmayı emretti…” diyerek destekçilerine sadakatini belli etmektedir.
Meşe palamutları üçer üçer dikilir ve büyüyen fideler gözlenir. Üç fidenin ez zayıfı kesilerek ikiye indirilir. Fideler gözlemeye devam edilir. Sonunda iki fide bir indirilerek işlem tamamlanır.
Emperyalizm önce Talabani’yi budamıştır. PKK ve uzantılarının aklına gelmeyen şimdilik budama olmasa da yontma hamlesi karşısında panik açıklamalar yapmaktadırlar.
Tarih, emperyalizmin desteğiyle gelenin kösteğiyle gittiğini, okumasını bilen herkese öğretmektedir.
10 Ağustos seçimleri mi dediniz… Aynı ahırın iki buçuk atı ısınma turlarına devam ediyorlar.
Buçuk aday Demirtaş, “Üçümüz de gönül rahatlığıyla oy verilecek adaylar değiliz” diyerek rol aldığı müsamereyi özetlemiştir.
Bu süreçte en komik açıklama ise ABD Dışişleri sözcüsünden gelmiştir. “Sonuçları dört gözle bekliyoruz”…
Bir yanıt yazın