Dünya güzeli bu küçücük ülkemizde devlet daireleri ile işi olanlardan duyduğum şikayetler gerçekten diz boyu, yaşananlar inanılmaz ve çok düşündürücü. Vatandaşı düşünmemenin bu boyutlarda olduğunu hiç tahmin edemezdim.
Bütün devlet dairelerinde kurulmuş olan düzen, vatandaşın memurların ayağına gitmesi ve gerekli belgeleri de memurun yerine kendisinin tedarik etmesi üzerine inşa edilmiş. Memurlar vatandaşın hizmetinde olacağına, vatandaş memurların hizmetinde olmuş maalesef.
Memurların maaşını ödeyen vatandaşın ödediği vergiler.
Memurların emeklilik aylığı primini ödeyen vatandaş.
Memurların emeklilik ikramiyesinin primini de ödeyen gene vatandaş.
Ülkedeki pahalılığın nedeni, memurların sayısının fazlalığı, aldıkları maaşın yüksekliği ve ödemedikleri emeklilik primlerinin vatandaşın sırtına insafsızca yüklenmiş olması.
Tüm bu ağır vergilere ve ödediklerine karşılık memurlardan hizmet alamayan gene vatandaş.
Belli ki okumayı biliyoruz ama icraatı bilmiyoruz.
Yıllar önce “e-devlet” kurduk diye gazetelerin ön sayfaları bu mutlu haberden geçilmiyordu ama ortada e-devletin esamesi bile yok hala.
Ayın 15’inde çalışanların vergisini ödemek üzere Vergi Dairesine giden bir arkadaşımın isyanını neredeyse birlikte yaşadım. Ayın 1’inden 14’üne kadar vergi dairesinde 3 vezne gerekli işlemleri yaparken vergi yatırımının son günü olan 15’inde 6 veya daha fazla vezne açık olacağına, gene 3 vezne ile işlem yapılarak vatandaşa eziyet çektirildiğinden bahsetti arkadaşım.
Vezne kuyruğuna girdiğinde önünde 2 kişi olduğunu görünce işi erken bitecek diye sevinmiş ama bu sevinci kısa sürmüş. Tanınmış otellerden gelen muhasiplerin ellerindeki klasörlerin her birinde ortalama 150 kişinin evrakı olduğundan saatlerce beklemek zorunda kalmış.
İsyanı 2 boyuttaydı kıymetli dostumun.
“Hani e-devlete geçmiştik” diye yakınıyordu. “Türkiye’de ve başka bir ülkede olsaydım ofisimden internete girip yatırımımı yapabilirdim ama bırakın ofisimden yatırım yapmayı, e-devleti, internet hizmetini, ayaklarına kadar gitmeme rağmen hem vezne sayısını arttırmamışlar hem de vatandaş ile büyük iş yerlerini aynı sıraya, aynı kategoriye sokmuşlar. Niye büyük şirketler ve büyük iş yerleri için ayrı bir veya birkaç vezne açılmaz bu son günde” diye haklı olarak isyan ediyordu arkadaşım.
Tüm araç park yerlerinin ise dairede çalışanlar tarafından sabahın erken saatinden paydos saatine kadar işgal edildiği, vergi dairesine para yatırmaya gelen vatandaşın ise binbir zorlukla bu sıcakta park yeri bulmak için dört döndüğünü yazmama ise hiç gerek yok, dairelerimizdeki organizasyon bozukluğunu ve beceriksizliği anlatmak için. Belli ki vatandaşı adam yerine koyan yok.
Çalışma izni almak veya da yenilemek için yaratılan bıktırıcı prosedürün ne denli insanlık dışı ve çalışanları aşağılayıcı olduğunu anlamak için yakın bir tanıdığımın yanında kendisi ile birlikte her aşamayı yaşadım ve göz şahidi oldum. Utandığımı açıkça itiraf etmem gerekir.
Bana göre aynen vergi dairesinde yaşananlar gibi tam bir beceriksizlik örneği ve rezalet.
Ülkemizde bürokrasinin nu denli bıktırıcı ve aşağılayıcı olduğunu gerçekten bilmiyordum KKTC vatandaşı olduğum ve çalışma iznine gereksinim duymadığım için… (Devam edecek)
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata@kk.tc
Facebook: Ata Atun
20 Ağustos 2014