Site icon Turkish Forum

BIÇAK ve KALEM ÜSTADI CEVAT HEYET

BIÇAK ve KALEM ÜSTADI CEVAT HEYET - think tank dusunce kurulus

BIÇAK ve KALEM ÜSTADI CEVAT HEYET

M. Rıza Heyet
(Merhum Cevat Heyet Vefat Etmeden Kısa Bir Süre Önce Türk Yurdu Dergisi Ağustos Sayısı’nda Yayınlanmıştır)

Türk milleti tarihin farklı dönemlerinde, değişik coğrafyalarda
ve çeşitli alanlarda insanlığa ve dünya medeniyetine
çok değerli şahsiyetler armağan etmiştir. Eski çağlarda
Farabi, İbni Sina, Kaşgarlı Mahmut vs. gibi birçok ilke imza
atan bilgin ve düşünürler yetiştiren Türkler, günümüzde de
bilim, kültür ve siyaset alanında çok sayıda şahsiyet topluma
sunmuştu. Bu önemli düşünürlerden biri de; “İran-Azerbaycan
Türklerinin Manevi Atası”, “İki Azerbaycan’ın Aksakalı”,
“Çağımızın Dede Korkut’u”, “Asrımızın Promete’si”,
“Bilge Dede” lakaplarıyla tanınan Prof. Dr. Cevat Heyet’tir.
Cevat Heyet, İran’da yaklaşık bin yıllık Türk hakimiyetinin
sona erdiği ve Fars Pehlevi rejiminin iş başına geldiği
1925 yılında seçkin bir ailede doğdu. Büyük bir din ve siyaset
adamı olan babası Ali Heyet, Kacar veliahdının danışmanıydı.
Osmanlılarla birlikte İttihad-i İslam Cemiyeti’ni
kurmuş ve Anadolu Türkleriyle yakın bir ilişki içendeydi.
Meşrutiyet Fermanını Necef’ten Tahran’a götüren heyetin
başında olduğu için Heyet soyadını almıştı. Türkçü düşünceleri
ve Anadolu Türkleriyle olan yakın ilişkisi yeni kurulan
rejimin hoşuna gitmese de hukuk alanındaki bilgisi ve
deneyimi nedeniyle İran Yüksek Yargı Organı Başkanlığı ve
Adalet Bakanlığına kadar yükselmişti.
Cevat Heyet babasının mesleğinden dolayı ilkokul, ortaokul
ve liseyi Tebriz, Hemedan ve Tahran gibi farklı kentlerde
tamamladı. Okulu birincilikle bitiren Cevat, 1941 yılında
Tahran Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Orada üç
yıl eğitim aldıktan sonra, İran’dan Türkiye’ye gönderilen ilk
öğrenci gurubuyla birlikte İstanbul’a gelip 1946 yılında tıp
doktoru oldu. Cevat Heyet’in İstanbul’a gelmesinde babasının
önemli rolü vardı. Çünkü genç Cevat, o dönemin en
ünlü üniversitelerinden olan Beyrut Üniversitesi’nde okumak
istiyordu. Fakat babası “Oğlum, ben seni İstanbul’a
gönderiyorum ki, tıbbın yanı sıra dilimizi, tarihimizi ve kültürümüzü
de öğrenesin. Bunları öğrendikten sonra istediğin
ülkeye gidebilirsin” diye Beyrut’a gitmesine karşı çıkmıştı.
İstanbul’da ayrıca üç yıl uzmanlık eğitimi alan Cevat Heyet,
ihtisasını tamamlamak için üç yıl da Paris’e gitti ve 1952’de
Tahran’a döndü. Amacı insanlara hizmet olan genç cerrah
Cevat Heyet, dönemin kısıtlı imkanlarına rağmen, cerrahi
ameliyatlara başladı. Genel cerrahiyle birlikte kalp ameliyatlarını
da yapan Heyet, 1967 yılında İran’da ilk açık kalp
ameliyatını başarıyla gerçekleştirdi. Ardından kalp kapağını
değiştirme ve Tahran’da ilk defa böbrek nakli ameliyatlarını
başarıyla hayata geçirerek, dünyada büyük ün kazandı.
Cerrahi ameliyatlarla birlikte bilimsel araştırmalarını
da sürdüren Dr. Cevat Heyet, 12 yıl boyunca “Tıp Bilimi”
dergisini yayımladı. Uluslararası tıp kurultaylarında, dünya
tıp bilimine yenilikler getiren onlarca bildiri sundu. 1963 yılında Dünya Cerrahlar Cemiyeti ve 1983 yılında ise Fransa
Cerrahi Akademisi’ne üye seçildi ve 1988’den itibaren
yıllarca cerrahi profesörü olarak üniversitede çalıştı.
Prof. Dr. Cevat Heyet’in İran’da eğitim aldığı yıllarda
ana dili olan Türkçe rejim tarafından yasaklanmış ve bu
dilde herhangi bir kitap okumak, bulundurmak veya eser
üretmek büyük bir suç sayılırdı. Babasından aldığı Türklük
bilinci ve İstanbul’da Türk dili ve kültürüyle ilgili öğrendikleri,
Cevat Heyet’i bir mücadele adamına çevirmişti. O,
bütün baskılara rağmen Tahran’daki evinde Türkçe- Farsça
şiir meclisleri düzenleyerek, Türk dilinde yazmayı teşvik
ediyordu. Hatta bu amaçla büyük şair Şehriyar’ı ailesiyle
birlikte Tahran’a çağırarak, kendi evinde misafir edip onu
da tekrar Türkçe şiirler yazmaya heveslendirirdi. Cevat Heyet
bir yandan hastaları tedavi etmek yoluyla halka hizmet
ederken, öte yandan tıp alanında elde ettiği şöhreti bir kalkan
olarak kullanarak, kendi millî kültürünü ayakta tutmaya
ve yaymaya çalışıyordu.
Dr. Cevat Heyet’in Türklükle ilgili bilgileri yalnız okuduğu
kitaplarla sınırlı değildi. O Türkiye’de tıp öğrencisiyken;
Zeki Velidi Togan, Fuat Köprülü ve Hamdullah Suphi
gibi dönemin büyük şahsiyetleriyle yakından görüşüp, bilgi
ve bilincini genişletiyordu. Bütün bir ilmi ve manevi birikim,
aynı zamanda mücadele ruhu, Cevat Heyet’in 1979
İran devriminin hemen ardından açık kültürel faaliyete başlamasına
zemin teşkil ediyordu. İran devrimi sonucunda
Fars milliyetçiliği üzerinde kurulmuş olan Pehlevi rejimi
yıkılmış ve yerini İslami bir devlete bırakmıştı. Bu değişikliği
ve yeni koşulları değerlendiren Cevat Heyet, kollarını
sıvayarak, İran’da ilk defa bir Türkoloji dergisi yayımlamaya
karar verdi. Bu alanda bilgi sahibi olan araştırmacı ve
aydınları işbirliğine çağırdı. İran’da Türklerin varlığı inkar
edildiği için dergiye “Varlık” adı seçildi. Cevat Heyet artık
yalnız bir tıp doktoru değil, aynı zamanda arkadaşlarıyla
birlikte, halkının yasaklanmış dilinin ve kültürünün koruyucusu
ve kurtarıcısı gibi de ağır bir sorumluluk üstlenmişti.
Zamanla bir mektep, bir ekol ve gayr-ı resmi bir akademi
hâline gelen Varlık dergisi, İran’da Türklerin bilinçlenmesinde,
Türk kültürünün yayılmasında ve uzun yıllar
yasaklanmış bir dilin yeniden canlanmasında çok önemli
bir rol oynadı ve böylece, dünya Türkoloji biliminin önemli
dergilerinden biri olarak literatüre geçti.
Cerrahi alanında birçok önemli kuruma üye seçilen Cevat
Heyet, Türkoloji alanındaki hizmetlerinden dolayı da
birçok ödüle ve onursal unvanlara layık görülmüştür. Azerbaycan
Cumhuriyeti’nde ister tıp, ister Türkoloji alanında
birçok üniversitenin fahri doktoru ve profesörü unvanını
alan Cevat Heyet, Türkiye’de de Türk Dil Kurumunun şeref
üyesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin de fahri
doktorudur. O, aynı zamanda Türk Ocaklarının kuruluşunun
100. yıldönümü münasebetiyle düzenlenen törende
ödüllendirilmiştir.
İlmi faaliyetleriyle birlikte İran, Türkiye ve Azerbaycan
arasında dostluk köprülerinin kurulması ve kültürel ilişkilerin
doğru bir mecrada yoğunlaşması için büyük hizmetleri
olan Prof. Dr. Cevat Heyet, devlet liderleri tarafından da her
zaman saygıyla karşılanmıştır.
Ömrünü insanların tedavisi ve Türk kültürüne hizmete
adayan büyük düşünür Prof. Dr. Cevat Heyet, şu anda
Bakü’de tedavi görmektedir. Allahtan kendisine sağlık ve
uzun ömür diliyoruz.

(Prof. Dr. Cevat Heyet 12 Ağustos 2014 tarihinde vefat etmiştir)

Exit mobile version