NECDET BULUZ
Bundan 4 ay önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül” Bugünkü şartlar içinde siyasete dönmem” demişti. Şimdi, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra “Partime döneceğim” diyor. AK Parti içinde Erdoğan sonrası hesaplar da Gül olmaksızın yapılıyordu.
Öncelikle şunu bir kez daha vurgulayalım:
AK Parti, eskisi gibi olmayacak. Her ne kadar Erdoğan, partiyi dışarıdan yönetmeye çalışsa da, parti içi dengeleri sağlaması güç olacak.
Gül’ün “Partime döneceğim” kararının arkasında mutlaka güç veya güç odakları bulunuyor. Bu da partide bir ayrışmanın söz konusu olabileceğini gösteriyor. AK Parti’deki “Yenilikçi ve genç” kanadın karşısında hala Bülent Arınç ve ekibi “Partinin sahibi biziz” görüşü ile hareket ediyor. AK Parti’yi yenilere kaptırmama mücadelesi olacak gibi gözüküyor.
Bunun başarılabilmesi, Gül’ün Parti Genel Başkanı, ardından Başbakan olarak göreve başlaması ile mümkün olabilecek. “Milli Görüş” gömleğini üzerlerinde taşıyan Gül, Arınç, Babacan dışarıdan Melih Gökçek ve parti içindeki taraftarları ile şimdi Erdoğan’ın desteklediği Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Yalçın Akdoğan ve ekibi parti içi mücadelesine girebilirler.
Her ne kadar Gül’ün partiye dönme kararını Erdoğan ve kurmayları “Memnuniyetle karşılıyoruz” demelerine rağmen, bundan hiç de memnun olduklarını söyleyemeyiz.
Birincisi, Erdoğan Cumhurbaşkanlığı ile partiyi birlikte yönetmeye çalışacak. Gül, Parti Genel Başkanı ve ardından Başbakanlık koltuğuna oturduğunda bu fırsatı elde edebileceğini sanmıyoruz. Bu nedenle “Gül’ün partiye dönmesini memnuniyetle karşılıyoruz” demelerine rağmen, Gül ve ekibini tasfiye etmenin yollarını da arayacaklardır. Bizim görüşümüz böyle.
Gül ve ekibi, Arınç’ın Kongrede Genel Başkanlığa getirilmesi ve Başbakan olarak görev yapmasını destekliyor. Daha sonraki aşamada Gül, seçim öncesi yapılacak kongrede Genel Başkanlığa, ardından Başbakanlığa gelmeyi hedefliyor. Tüzük değişikliği ile de bazı engeller aşılarak 3 dönem kuralı da rafa kalkabilir. Herhalde Gül “Partime döneceğim” derken, sade bir üye olarak gelmeyecek.
2015 yılında yapılacak genel seçimlere kadar partinin başında Bülent Arınç’ın kalması, seçim sonra Gül’ün görevi devralması bir ihtimal olarak görülebilir. “Milli Görüşçüler” in istediği budur. Yenilikçi ekip ise Davutoğlu etrafında toplanmaya çalışacak. Bu mücadele hiç kuşkusuz partiye büyük ölçüde zarar verecektir.
Çıkış yolu, bir üçüncü isim olabilir mi? Olabilir. Erdoğan sürpriz bir ismi ortaya çıkarabilir. Ancak çıkacak bu isim partiyi sürükleyebilir mi? Bütünlük sağlayabilir mi? Taraflar memnun kalabilir mi bu da ayrıca tartışılması gereken bir başka konu olarak ortaya çıkacaktır.
Nereden bakılacak olursa olsun, Erdoğan sonrası AK Parti’de eski havanın esmeyeceğini göreceğiz. Bu da, hiç kuşkusuz parti tabanında da büyük depremlerin yaşanmasına neden olabilir.
Taraflar, Olağanüstü kongreden sonra bazı ile ve ilçe başkanlarının değişmesi, kendi taraftarlarının görev almasını da isteyecekler, bu konuda da tartışmalar ve istifalar yaşanacaktır. Teşkilatlardaki değişiklikler, parti Genel Merkezi’ndeki değişiklikleri de beraberinde getirecektir. Yazımızın başında da değindiğimiz gibi, AK Parti, Erdoğan’ın başında bulunduğu eski AK Parti konumundan adım adım uzaklaşabilir.
Her zaman söylediğimiz ve ortada bulunan bir gerçek de, Erdoğan’ın parti içindeki konumu olmuştur. Cumhurbaşkanlığına seçilen Erdoğan’ın AK Parti de tek başına % 15 oyu vardı. Şimdi, kendisi partide olmayacak ve bu oy aynen yerinde kalacak mı? Sanmıyoruz. Bunun yanında parti içinde yaşanabilecek çatlakları, muhtemelen istifaları, küskünlükleri topladığımızda ortaya çıkacak tablo hiç de beklendiği ve temenni edildiği gibi olmayabilir.
Partide çok büyük bir sıkıntı yaşanırsa Erdoğan ne yapabilir? Bunun sonucu ne olabilir? Nasıl bir karar verir, bunu önümüzdeki günlerde birlikte göreceğiz. Alınacak kararlar, Türkiye’nin geleceğinde önemli olacaktır.
Erdoğan’ın gözü karadır ve ani kararlar da alabilir. Bunun içinde Gül ve ekibinin tasfiyesi gündeme gelebilir. Bu durumda Erdoğan, Genel Başkan belirlemeden Genel Başkanvekili ile erken seçim kararı alabilir. Gül ve ekibi ile üç dönemlikleri genel seçimi beklemeden tasfiye eder.
Bu durum ne getirir, ona da kısaca bakalım:
Gül ve ekibinin tasfiyesi, üç dönemliklerin kapının önüne konması, 2015 seçimlerinde AK Parti’yi yeniden iktidara taşıyabilir mi, buna şüphe ile bakıyoruz. Parti çok büyük yara alabilir. İşte bu noktada muhalefetin göstereceği ve ortaya koyabileceği performans önemlidir.
Bunun yanında Gül ve ekibinin yeni bir parti oluşumu için harekete edebileceği ihtimalini de uzak görmüyoruz. Bu konuda uzun zamandır çalışma ve söylentiler dolaşıyor. Bugüne kadar bunlar yalanlandı. Ama tasfiye halinde bu olasılıklar gündeme oturur. Bu da AK Parti’nin tıpkı geçmişteki ANAP gibi eriyerek sona ermesine neden olabilir.
Bunlar ihtimaller. Bu noktada Erdoğan’ın alacağı ve vereceği kararlar önemli olacak. Artısı ile eksisi ile alınacak kararlar, AK Parti’nin olduğu kadar Türkiye’nin geleceğini de tayine edecektir.
e.mail: necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Yazıları posta kutunda oku