Sevgili okuyucularım, aslına bakılırsa; ben Çatı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kazanacağına hiç bir zaman inanmadım ve kendisini Çatı Adayı olarak öneren partilerin tutumlarını da hiçbir zaman tasvip etmedim. Bu konudaki tavrımı açık açık ortaya koydum yazılarımda. Mesela; 16 Temmuz 2014 tarihli ve “Ekmel Hoca fitresini Büyük Usta’ya mı verdi?” başlıklı yazımda şöyle demiştim:
“…Öte yandan, Tayyip Erdoğan gümbür gümbür mitingler yaparken, E.Mehmet İhsanoğlu’nun sessiz bir propaganda süreci geçiriyor olması, alışılagelmiş bir şey değildir Türkiye’de. Fehmi Koru gibi bazı yazarlar, bunu bir taktik olarak niteleseler de, bu ülkenin insanlarının genelde en çok sesi çıkanın peşinden gittiği gerçeği de ihmal edilmemelidir. Kemal Kıçdaroğlu, E.Mehmet İhsanoğlu’nun miting boşluğunu doldurmak için meydanlara ineceğini söyledi. Ancak MHP’den bu yönde bir açıklama gelmedi henüz. Aynı şeyi, MHP’den de bekliyoruz. Eğer bu konuda Oruç bir engel teşkil ediyorsa; Sayın Bahçeli miting günlerinde oruç tutmayabilir. Çünkü seferi sayılır o günlerde. Şahsen Tayyip Bey’in de bu kolaylıktan istifade ederek mitingler yaptığını tahmin ediyorum ben…”(1).
22 Temmuz tarihli ve “Ekmeleddin İhsanoğlu Oruç Baba Türbesine de Gidecek mi?!” başlıklı yazımda ise şöyle demiştim:
“Çatı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kendisine destek vereceklerini açıklayan partilerin rahmeti rahmana kavuşmuş kurucu liderlerinin kabirlerini ziyaret etmesi işe yarar mı emin değilim! Ancak şahsen işe yarayacağını düşünüyorum ben! Bu konuda elimizde karine bile var! Zira bizim Çankırı’da AKP’li bir Belediye Başkanı var. 2004 yılından bu yana üç dönemdir kazanıyor. Adamın tek yaptığı şey, şehir mezarlığını ihya etmek oldu. Mesela Melih Gökçek, Ankara’nın giriş yollarına gösterişli kapılar yapmazdan önce, Çankırı Belediye Başkanı, bu kapıların benzerlerini Çankırı asri mezarlığına yapmıştır…
Bu küçük örnek de gösteriyor ki; Çatı Adayı kesinlikle doğru yoldadır! Çünkü kabirler üzerinden yapılan siyaset bile işe yarıyor bu ülkede! Umarım Ekmel Hocam bu ziyaretleri abartarak eline bir şişe sirke, bir kutu kesme şeker alıp, ‘Oruç Baba’ ve ‘Zuhurat Baba’ türbelerine de gitmeye kalkışmaz! İster misiniz Sayın İhsanoğlu araya bir de Moskova turu sıkıştırıp Nazım Hikmet’in kabrini ziyaret etsin! Olmaz şey değil hani; madem Nazım’ın şiirlerini Arapçaya çevirerek CHP’nin desteğini aldı, gidip bir de kabrini bari ziyaret edip başında dua okusun! Eee, kolay mı CHP’nin dinozorlarını ikna etmek. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ‘Tıpış tıpış sandığa gidip Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vereceksiniz!’ demesiyle sandığa gider mi sanıyorsunuz bu dinozorları siz…”(2).
Aynı yazımda “Çatı Adayı” fikrinin fikir babası ve muhtemelen Çatı Adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu ismini gündeme getiren MHP’nin tavrı konusuna tekrar değinerek şunları söylemiştim:
“Habere göre; MHP, seçmenlere yardımcı olmak üzere milletvekillerini yurtdışına gönderecekmiş? Bu nasıl bir yardımdır bilmiyorum ama bana göre; MHP eğer seçmenlere yardımcı olmak istiyorsa, hiç olmazsa Ankara, İstanbul, Erzurum, Konya, Adana, Trabzon, Antalya ve İzmir gibi önemli illerde birer miting yapsın da şu çatı adayının biraz daha tanınmasına katkıda bulunsun. Garibim, şaşkınlığından olacak kendisini büsbütün kabristanlara attı! O mezarlıktan bu mezarlığa koşturup duruyor günlerdir. Doğrusu ya; Ekmeleddin Bey’e destek vereceklerini açıklayan partiler, seçmenlerine yazıktan da öte biraz ayıp ediyorlar. Partiler miting yapmak için ellerini partinin kasasına sürmeyince, 3.5 milyon doları ve 9 dairesi olduğunu beyan eden Ekmel Hoca da elini cebine atmayınca kendisine oy vermesi beklenen seçmenler ‘Acaba ne yapsam’ diye günlerdir düşünmekten büsbütün hindiye döndüler billahi! Tayyip Bey’in koyunlarına karşı Ekmel Hoca’nın hindileri! Doğrusu 10 Ağustos’ta yapılacak seçimler çok renkli geçecek çoook…”(3).
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını da hiçbir zaman tasvip etmedim ve bizim için ideal bir aday olmadığını da dile getirdim yazılarımda. Mesela bundan 5 gün önce yazmış olduğum “Çatı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na açık mektup” başlıklı yazımda da bu konuya değinerek şöyle demiştim:
“İtiraf edeyim ki; benim için ideal bir cumhurbaşkanı adayı değilsiniz. Ancak ne var ki; demokrasiye olan saygım, despotizme ve diktatörlüğe karşı olan duruşum, cumhuriyete ve onun kazanımlarına olan bağlılığım gereği size destek vermem gerektiğine inandım ve adaylığınızın açıklandığı 16 Haziran’dan beri, hemen her platformda gönüllü olarak size destek vermeye çalıştım. Size destek verişimin bir sebebi de, 15 civarında partinin sizin isminiz üzerinde mutabakata varmış olmasıdır.”(4).
Lamı Cimi Yok Kaybettik! Ancak…
Artık ne desek boş. Lamı cimi yok; Çatı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy veren Erdoğan muhalifleri olarak kaybetmiş bulunmaktayız. Bu konuda kıvırmaya, çamura yatmaya hiç gerek yoktur. Seçileni kutlamak da demokratik terbiye gereğidir. Bu sebeple 12. Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Tayyip Erdoğan’ı tebrik ediyorum. Bu satırların yazıldığı an itibarıyla oyların %98.9’u sayılmış. Erdoğan, %51.8 ile kazanmış, CHP ve MHP ise %38.5 ile kaybetmişlerdir! Dikkat edileceği gibi; kaybedenin Çatı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu olduğunu söylemiyorum; kaybedenlerin CHP ve MHP olduğunu söylüyorum. Ben kıyaslama yapmaya gerek duymadım ama TV’ler CHP ve MHP’nin 30 Mart seçimlerine göre yaklaşık 5 milyon civarında oy kaybettiğini söylüyorlar. Tayyip Erdoğan ise 30 Mart yerel seçimlerine göre; oy oranını ve oy miktarını artırmış gözüyor. 30 Mart’ta %43 oranında oy alan Tayyip Erdoğan, oy oranını yaklaşık 9 puan arttırarak %51.8’e çıkarmış. 30 Mart’ta %43 oranında oy alan CHP-MHP bloğu ise 4.5 puan kaybı ile ancak %38.5 oranında oy alabilmiştir.
Bu sonucu nasıl okumak gerekir? Bence CHP ve MHP, kesinlikle yeterince asılmamıştır bu seçimlere. Dolayısıyla; bu iki parti, oy tabanlarını inandırma ve ikna etme konusunda sorun yaşamışlar ve neticede kaybetmişlerdir. Tayyip Erdoğan, kazanmasına kazanmıştır ama seçmen kendisine “Arkadaş tamam seni tercih ediyorum ama sakın Cumhuriyet rejimine ve laik demokrasiye zarar verme, haddini bil, sakın ola Anayasa’daki yetkilerin dışında yetki kullanmaya kalkışma. Aksi takdirde…” demiştir. Bülent Arınç ve Hüseyin çelik gibi %60 civarında oy alacağız diyerek böbürlenen AKP’lilerin de hevesleri boğazlarında kalmıştır.
Ben mi? Ben artık tatile gönül rahatlığı ile çıkabilirim. Zira eğer seçimler ikinci tura kalsaydı, kesinlikle suçluluk hissedecektim. Çünkü o tarihlerde ailecek tatilde olacağımızdan haliyle oy kullanamayacaktık. Şimdi ise sandığa gidip demokrasinin gereğini ve vatandaşlık görevini yerine getirmiş, ancak kaybetmiş bir insan olarak tatile gideceğiz biz. Gerisini ise protesto amacıyla sandığa gitmeyenler veya sırf parti yönetimlerine gıcıklık olsun diye gidip Tayyip Erdoğan’a oy veren MHP’liler ve CHP’liler düşünsünler…
_____________
1- ,
2-http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi89883-Ekmeleddin_Ihsanoglu_Oruc_Baba_Turbesine_de_Gidecek_mi.html,
3-Aynı yazı,
4-http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi90250-Cati_Adayi_Ekmeleddin_Ihsanogluna_acik_mektup.html
Bir yanıt yazın