NECDET BULUZ
Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan “Milletin adayı” olarak gösteriliyor. Gerek AKP, gerek yandaş medya ve gerekse Erdoğan taraftarları bu sloganla bütünleştiler. Ancak, çok yerde “Milletin adayı” sloganı tepkilere de neden oluyor. Özellikle “Milletin adayı olabilmenin koşulları var, bunlar Erdoğan’da yok” deniliyor.
CHP-MHP’nin “çatı adayı” Ekmeleddin İhsanoğlu ise “Milli iradenin adayı” olarak gösteriliyor. Yapılan son kamuoyu araştırmalarında ise İhsanoğlu’nun seçilebilme şansının ise giderek yükselmeye başladığına dikkat çekiliyor. Buradaki bütün incelik seçime katılımın çok olması olarak da gösteriliyor. “Seçime katılımın fazla olması İhsanoğlu’nun şansını artırır” deniliyor.
Televizyondaki konuşmalarını ve yazdığı yazıları hayranlıkla izlediğimiz Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, geçenlerde “Milletin adayı” başlıklı bir yazıyı kaleme aldı. Yazı bize de gönderildi. Hocamız, “Milletin Adayı”nda nelerin olması gerektiğini yazısında bir şiir akıcılığında anlatıyor. Biz, son derece ilginç ve yerinde bulduk. Cumhurbaşkanlığı seçimine az bir zaman kala sizleri de bu güzel yazıdan istifade edebilmeniz için aynen yayınlıyoruz. Sevgili Hocamız Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran’a da bu anlamlı ve güzel yazıyı yazdığı ve bizlerle de paylaştığı için teşekkür ediyoruz:
Son haftalarda basın, medya ve özellikle duvar ilanlarında Cumhurbaşkanı adaylarından biri için sık sık “Milletin Adamı” vurgusu ve propagandası yapılıyor.
Biz de yaşadığımız bazı olaylardan hareketle “Milletin Adamı” nedir, nasıl olmalıdır sorularına cevaplarımızı kısaca özetlemeye ve bu konudaki bulanıklığın netleşmesine biraz olsun katkı yapmaya çalışacağız.
“Milletin Adamı” milletini tanır. “Milletin Adamı” milletini sever. “Milletin Adamı” milletini birbirine düşürmez. “Milletin Adamı” milletinin ve ülkesinin bölünmesine katkı vermez.
“Milletin Adamı” hep “Bu millet, bu millet…” demez. “Milletin Adamı ”Bu milletin “Türk Milleti” olduğunu bilir ve bölücülerden çekinmeden gururla her yerde söyler.
“Milletin Adamı” milletin bir kısmını düşman görmez. Bir kısmını ötekileştirmez. Bütün milletin adamı olur.
“Milletin Adamı” Millete tokat atmaz, millet fertlerinin boğazını sıkmaz. Bürokratlarına milleti tekmeletmez. “Milletin Adamı” basın ve medyanın önünde de yalnızken de millete küfretmez, millete küfrettirmez. “Milletinin fertlerini yuhalatmaz…
“Milletin Adamı”, “Daha biz bu milletin anasını……..” diye millete küfredenlerle kol kola girmez. Onlara devlet ihaleleri vermez, verdirtmez.
“Milletin Adamı”, söz konusu milletin “ Türk Milleti” olduğunu bilir. Onu yok etmeye çalışmaz. Türk kimliğini devlet kurumlarından çıkarmaz. Milleti kimliksizleştirmeye uğraşmaz. “Milletin Adamı”, “Türk Milleti” demekten korkmaz.
“Milletin Adamı”, “Türküm, Doğruyum, Çalışkanım” demekten endişe etmez. Bunlardan utanmaz.
Biliyoruz ki, milliyetçilik milliyetten, milliyet de “Millet”ten gelir. Milletin adamı, milliyetçiliği, dolaysıyla milleti “ayakları altına” almaz.
“Milletin Adamı”, sadece, kendi partisine menfaatle bağlı olanların değil, “duvara bile oy vermeye” hazır olanların değil, aklı başında olanların, “insana” oy verenlerin adamı olur.
“Milletin Adamı” desteğini sadece kendi partisinden değil, diğer partilerden de alır. Çünkü siyasi partiler halkın farklı görüşlerini temsil ederler.
13 parti gibi çok sayıda çok farklı siyasi partinin desteğini alabilirseniz, ancak o zaman “Milletin Adamı” olabilirsiniz.
Bunu yapabilir, bunu başarabilirseniz, işte o zaman “Milletin Adamı” olursunuz.
Yoksa propaganda gücü ile para gücü ile devlet gücü ile, polis gücü ile…”Milletin Adamı” olunmaz. Olunamaz.
“Olunur” diyenler, bu saiklerle oy alsalar da mutlaka sıkıntı yaşarlar. 04.08.2014
Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran
e.mail: necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com