BESSAM ABU ABDULLAH/
Eminim Arap ve İslam kamuoyu, IŞİD’in insanlık dışı fetvaları, yargısız infaz, cinayet, tarihi eserleri yağmalama, kabirleri deşme, tarihi şahsiyetlerin makamlarını yıkma, talan ve bebek yaştaki kızları sünnet ettirme fotoğraflarını seyrederken, bu tür haberleri duyarken, bunun mümkün olabileceğine inanmak istemiyor, dehşete düşüyor. IŞİD’in Irak ve Suriye’de insanlara, ağaçlara, taşlara yaptıklarını kelimeler anlatamaz. İnsanları geçtik, ağaçlar ve taşlar kan ağlıyor.
DAVUTOĞLU’NUN KAHRAMANLARI!
Bunları şimdi idrak edenler aslında Davutoğlu’nun “kahramanlarım” olarak addettiği bu insan kılığındaki ruh hastaları bu vahşeti başından itibaren uygulamaya koymuşlardı. Türkiye’den gelerek onlarca polisi Cisr el-Şuğur’da katleden, canlı canlı toprağın altına gömen zihniyeti “devrimciler ve mazluma karşı savaşan özgürlük savaşçıları olarak” pazarlayanlar, süren katliamlara halen destek olmaktadırlar. Suriye’deki kirli savaşı “Der’a da duvara yazı yazan çocukların tırnaklarını söktüler. Olaylar öyle patlak verdi” yalanları ile tedavüle sokan medya IŞİD’in katliamlarına çanak tutmuştur.
SADECE SURİYE VE IRAK’LA KALMAZ
Türkiye’de aleni çalışan ve artık meydan okurcasına faaliyetlerini toplu gösterilere götüren bu karanlık zihniyeti sadece Suriye ve Irak’ta kan dökeceklerini sananlar bir defa daha düşünmeli. Bu zihniyet piyasada yeni değildir. Tarihi kökleri Arabistan yarım adasında zuhur eden Vahhabi terbiyesi ile güçlü bağları vardır. İngilizler tarafından devşirilen ve maddi kazanım için Allah ile aldatan, yakan ve yıkan bu zihniyet varlığına güç katan siyasi-dini otorite ve zenginlik kaynakları dışında hiçbir şeye inanmaz. Bugünde IŞİD, ABD, Vahhabizm ve “Neo-Osmanlı” temsilcileri tarafından aynı amaçlar için kullanılmaktadır.
VAHHABİ NAZİZMİ
Musul’da Hıristiyanların en eski tarihi makamı olarak bilinen St. Georges mezarını parçaladılar. Peygamber Şit Camii yakıldı. Medeniyet tarihinin en önemli şahsiyeti olarak telakki edilen Yunus Peygamber Camii havaya uçuruldu. İmam Ebu Ali Hayriye vakfı ve camii, Abdullah Bin Asım Bin Ömer Bin el-Khattab mezarı ve makamı ve Irak’ın en yenisi 1500 sene öncesine giden kiliseleri ateşe verdiler. İçinde mevcut olan binlerce kitap ve paha biçilmez eserler yakıldı. IŞİD’in emsal aldığı Vahhabiler de Arabistan yarım adasında önlerine çıkan her şeyi dümdüz ettiler. Kitapları ve insanları yakan Naziler bilinir de Vahhabilerin yaktığı kitap ve insan sayısı kanlı Petro-doların suyu hürmetine zikredilmez.
PEYGAMBERİN MEZARINI DEŞMEK
Vahhabiler 20. Yüzyılın başında bütün maruf imamların mezarlarını yıktı. Şevval ayının 1345 hicri tarihinde, IŞİD’in ataları Suudililer İmam Hasan el-Mucteba, İmam Zeynel Abidin, İmam Muhammed el-Bakır ve büyük alim İmam Cafer el-Sadık’ın mezarlarını tahrip ettiler. Bununla yetinmediler, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in kızları Zeynep, Um Kalthum, Rukiye, oğlu İbrahim, halaları Sofiye ve Atike’nin mezarları, Cafer el-Sadık’ın oğlu İsmail ile bütün sahabeleri ve Peygamber efendimizin hanımları ve hayatına refakat eden önemli şahsiyetlerin makam ve mezarlarını paramparça ettiler. Bununla yetinmediler Peygamber efendimizin kabrini deşmek istediler. Bu haber toplumda büyük bir infial yarattı. Bunun üzerine Suudi ticaret aklı devreye girdi ve Peygamberin kabrini ziyaret edecek müminlerden haraç almaya başladı.
HZ. MUHAMMET’İN KABRİNİ YIKMA EMRİ
Bütün bu kıyımlar ve İslam düşmanlığı İbn Teymiye ve Muhammed Bin Abdulvahhab adlı iki deccalın fetvaları ile yapıldı. Bu iki deccal Hz. Muhammed’in kabrinin yıkılması emrini veren kişilerdi. Bunların fetvası üzerine Suudili lejyonerler Kerbela kentini işgal ettiler. Ahaliden bir günde beş bin kişiyi katlettiler. Hüseyniye olarak bilinen Hayır Vakıflarını yağmaladılar. Kutsal makamları ateşe verdiler. Aynı şeyi Hz. Muhammed’in doğduğu evine yaptılar. İlk kadın mümin Peygamber efendimizin ilk eşi ve soyunu devam ettiren neslin anası Hz. Hatice’nin evini yıktılar. Bununla yetinmeyen dönemin IŞİD’i Suudi kabilesi, Peygamberin amcası İslam’ın ilk şehidi Hz. Hamza Bin Abdulmuttalip’in evi, “Rakamlar Evi” olarak bilinen, Hz Muhammed’in dostları ile gizlice buluştuğu evi de yaktılar. Bedir şehitlerinin mezarlarını parçaladılar. İmam Hz. Ali’nin çocukları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile yaşadığı evi yıktılar. Bugün halen Suudi hanedanlığında bu yönde fetva veren Suudi Müftüsü Bin Baz bu zihniyeti temsil etmektedir. Bundan dolayı hiç kimse IŞİD’in Suriye ve Irak’ta yaptıklarına şaşırmasın. İnsanlık ve medeniyetine düşman olan Suudi Vahhabizmi ruhu günümüz cani ve harami örgütlerin ruhunda yaşamaktadır. İslam adına İslam’ın içi boşaltılmaktadır. İslam adına İslam tarihine tecavüz edilmektedir. “Ya Allah Ya Muhammed” denilerek, Allah ve Muhammed katledilmektedir. ABD Emperyalizmi, İsrail Siyonizm’i, Suudi Vahhabizmi ve Davidoğlu’nun Neo-Osmanlizm’i IŞİD cesedine üflenmiş deccalın tezahürüdür.