Tüm okuyucularımın Ramazan bayramını kutlar, mutlu, huzurlu ve sağlık dolu bir yaşam dilerim…
24 Temmuz 2014 Perşembe günü KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Rum lider Nikos Anastasiadis arasında yapılan görüşmede Anastasiadis’in yaptığı kabul edilemez davranış, son elli senelik görüşmelerde gerek Türk, gerekse de Rum liderlerin takındıkları tavırlar göz önüne alındığında bir ilk, “Çirkin bir ilk.”
Diplomaside devletlerin devamlılığı esastır. Bir önceki devlet başkanının veya da devleti temsil etmek yetkisine sahip bürokratın söyledikleri ve kabul ettikleri, kişiler değişse bile geçerliliğini korur. Yüzyıllardır süregelen ve yazılı olmayan diplomasi kuralları çerçevesinde yapılan diplomatik görüşmelerde, müzakerelerde, toplantılarda, tartışmalarda ve benzeri ikili iletişimlerde geçerli olan teamül bu şekildedir. Yeni gelen kişi, bir evvelki mevkidaşının veya da eski tabirle selefinin bıraktığı yerden görüşmeyi veya da müzakereyi devam ettirir, söylenmişleri de aynen kendisi söylemiş gibi kabul eder.
Rum lider Anastasiadis’in belli ki bunlardan haberi var ama yok.
24 Temmuz Perşembe günü yapılan toplantıda elini iki kez masaya vurması, bugüne değin elde edilen yakınlaşmaları ve yerleşmiş BM parametrelerini kabul etmemekte ısrar etmesi, kendi görüşlerini Kıbrıs Türk tarafına empoze etmeye çalışması, bunu başaramayınca ayağa kalkarak bağırıp çağırması, kendi heyet üyelerini azarlaması, B.M. yetkililerine çıkışması, sigara içilmesi kesinlikle yasaklanmış olan toplantı salonunda tüm kuralları çiğneyerek üst üste sigara içmesi ve gözlüğünü fırlatıp attıktan sonra çantasını alıp salonu hakaretamiz bir şekilde terk etmesi hiç bir teamüle uymayan son derece çirkin bir davranış.
Aslında basına pek yansımamış olan bir başka kabule edilemez ve çirkin davranışı da, bir sonraki toplantı günü teklifini 28 Temmuz Pazartesi günü yaptıktan sonra Türk tarafının Pazartesi gününün Ramazan bayramı olması nedeni ile toplantının yapılamayacağını ve toplantının bir başka gün yapılmasını teklif etmesi üzerine “Bir de Bayramları varmış” diyerek dudak kıvırıp dini bayramımızı küçümsemesi asla kabul edilecek bir davranış değil.
Anastasiadis’in dini bayramlarımızın, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarına ve 1959 Zürih ve Londra anlaşmalarına göre “Resmi tatil” olduğunu ezbere bilmesi gerekirdi, kendisinin de bir zamanlar bu günlerde tatil yapmış olması nedeniyle.
Anastasiadis’in bu kabul edilemez davranışı aslında Rumların büyük çoğunluğunun Kıbrıslı Türklere bakış açısını yansıtmaktadır. Kendilerini adanın egemen gücü, bizleri de hiç bir hakka sahip olmayan “Azınlık” parçası olarak addetmeleri yatıyor bu davranışın arkasında.
Tabii bir de kendilerine bu gücü veren, pohpohlayan, “korkma, sonuna kadar arkandayız, desteğimiz seninle” diyen ABD, AB, Fransa, Almanya ve Rusya gibi devletler ve bunların yetkili makamlarındaki kişiler…
En bariz örneği ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden. Biden, KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile basın önünde el sıkışmamak için her tür atraksiyonu yapan, Rum ağzıyla konuşan ve ABD’de tüm siyasi desteğini Rum-Yunan lobisine veren kişi. Anastasiadis Perşembe günü toplantıyı terk ettikten sonra yaptığı ilk işi, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve ABD Başkanı Obama ile görüşmek için randevu talebi oldu.
Bir diğeri de Avrupa Birliği Komisyon Başkanı seçilen Jean-Claude Junker. Tam bir Türkiye karşıtı ve daha görevi devraldığı ilk gün söylediği söz, Türkiye’yi hedef göstererek “Önümüzdeki 5 yılda Avrupa Birliğine yeni ülke alınmayacak!” Arkasından da Anastasiadis’in sırtını sıvazlaması.
Almanya Başbakanı Merkel’i, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’yi ve Anastasiadis’in diğer destekleyicilerini saymamam gerek yok. Hepsi de Anastasiadis’i gofa getirip (gaz verip) Türkiye’nin üzerine saldırtmak ve Kıbrıs adasını bir şekilde Rum egemenliği altına sokturtmak peşinde.
Gerçekte Anastasiadis’in seçildiği günden beri müzakereleri yokuşa sürmesinin, geçmişte varılan mutabakatları kabul etmemesinin ve 24 Temmuz Perşembe günü ortaya koyduğu çirkin davranışının kökeninde kendisine verilen bu destek ve garanti yatıyor.
Söyleyene değil söyletene bakıp Kıbrıs stratejimizi ona göre belirlememiz gerekiyor….
Ata ATUN
e-mail: ata@kk.tc
28 Temmuz 2014