Türk Milleti tarihinde ilk kez Devlet Başkanını oylarıyla seçecektir. Adayın seçilebilmesi için %50’nin üzerinde oy alması gerekiyor.Cumhurbaşkanı partinin değil Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olmalıdır.
Son seçimde AKP gerçekte daha düşük olan oyunu her yolu deneyerek 2.5 milyon oy kaybıyla %42,87 zar zor gösterebilmiştir. YSK’nın resmi sonuçlarına göre: AKP %42,87, CHP%26,34, MHP%17,82 yani CHP ve MHP oylarının toplamı %44.16 AKP’yi geçiyor. AKP %7 nin üzerindeki oy ihtiyacını yollarına “AÇILIM” halıları serdiği pkk ve siyasi uzantılarının oylarıyla bile tamamlayamamaktadır.
Resmi sonuçlara göre %42,87 olan AKP’nin oyunu Başbakan ve korosu, %45.5 diyerek seçim akşamını AKP Genel Merkezinde geçiren AA’nın ilan ettiği hayali bir oranı hala daha buçuğuna kadar vurgulayarak sabah akşam söylemekte, pkk’nın ve siyasi uzantılarının desteğine güvenmektedir. İmralı’daki uyuşturucu satıcısı, bebek katili cani “seni Cumhurbaşkanı yaparım ama…” durumundadır. Genelde gizli saklı yürütülen bu pazarlık sonucunda Akp’nin pkk ve siyasi uzantılarıyla beraberliği, desteği de sayısal olarak yetmeyecek zararı karından fazla olacaktır. Erdoğan işin içinden çıkamamaktadır.
Başbakan, geçmişte Özal’ın uyguladığı modeli 2. Akbulut modeli olarak uygulayıp köşke çıkmak istemesine rağmen, kendinden sonra partisindeki güç ve çıkar çatışmasına engel olamayacağını AKP’nin bitişinin hızlanacağını bilmektedir. Kendisi köşkte, bir eli hükümette ve bir eli AKP’de tek adam saltanatını meşrulaştıracak ucube bir başkanlık sistemi kurma hayalleri görmektedir.
Sayısal olarak aleyhine olan durumu, Cumhurbaşkanlığı seçim dönemine denk getirilmiş mahkeme kararları, torba yasa ve pkk’lılara af yasaları, havuz medyasının sağladığı propaganda üstünlüğü, devletin imkanlarını pervasızca kullanmak, Ramazanda dozu arttırılmış din tüccarlığı ve seçim hileleriyle garantilemek çalışması içindeyken; MHP’nin başlattığı CHP ve diğer partilerin desteklediği 77 milyonun tamamını içine alan ÇATI ADAY çalışması sonucunda Prof. Dr. Ekmeleddin İHSANOĞLU ismiyle ŞOK geçirmiştir.
Muhalefetten ve pkk’dan oy alma planları yaparken AKP tabanının tanıdığı, sevdiği ve saygı duyduğu İHSANOĞLU çantada saydıkları AKP oylarını da tehlikeye düşürmüştür. Bu yazı kaleme alındığı ana kadar AKP’nin açıklamaları ŞOK, ŞAŞKINLIK ve ÇARESİZLİĞİN ifadesi olan sözlerdir.
İHSANOĞLU, AKP’nin tabanındaki oyları da alarak ezici bir çoğunlukla 1.turda kazanır. AKP’ye oy verenlerde dahil tek adamın keyfi yönetiminden seçmenin büyük bölümü rahatsızdır ve yönetimde bu dengeyi kuracaktır. Türk seçmeni kritik durumlarda doğru kararlar vererek dur! demesini bilir.
Erdoğan’ın önce 17 ve 25 Aralık 2013’de ortaya çıkan Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk iddialarından medyayı ve kendine bağlı kurumları değil, HUKUKU İŞLETEREK AKLANMASI gereklidir. Cumhurbaşkanlığı makamı bu kadar ağır iddia ve ithamları taşıyamaz. Aday olduğu için mecburen yaptığı mal beyanıda gerçeği yansıtmalıdır.
Cumhurbaşkanına tanınan mahkumları af yetkisi Erdoğan’ın önündeki en büyük engeldir. Tayip Erdoğan bu yetkiye sahip olduğunda kimi affeder, salıverir? sorusu AKP seçmenine bile sorulsa aklına ilk gelecek isim İMRALI CANİSİ olacak, bu yetkiyi ona seçmen vermeyecektir.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde partiler değil adaylar yarışacak kişilikleri, karakterleri, birikimleri ve liyakatleri öne çıkacaktır. Bu durumda Erdoğan, İHSANOĞLU karşısında bütün taktik ve avantajlarını yitirmektedir. Erdoğan’ın aksine İHSANOĞLU milliyetçi, muhafazakar, modern, laik ve demokrat yönüyle SEÇMENİN TAMAMINA hitap eden bir kişiliğe sahiptir.
Türk Milleti çatısını çatmıştır. Hepimizin gönlünden geçen birçok aday var ama siyaset şartları ve imkânları en iyi şekilde değerlendirerek başarıyı yakalama sanatıdır. İhsanoğlu ismi AKP’nin bütün kirli oyunlarını bozmuştur. Erdoğan’ın İHSANOĞLU karşısında rekabet ve seçilme şansı ortadan kalkmıştır. Partili adaylarla % kaç oy alınabilir? Cumhurbaşkanlığının Erdoğan’a altın tepside sunulması istenmiyorsa adaylık beklentisi olup aday olamayanların kızgınlık ve kırgınlıklarına, seçilme şansı olmasa da gönlümdeki aday olmadı feveranına ve AKP’nin yayacağı fitnelere kapılmadan hareket edilmelidir. SANDIĞA GİTMEMEK, Erdoğan’a OY VERMEKTİR.
AKP şoktan çabuk çıkacak çıkarları dışında hiçbir etik değer taşımadıkları için en iyi bildikleri iş olan yalan, bölücülük, fitne-fesat ve karalama çalışmasının içine girmekte gecikmeyecektir. Özellikle suret-i haktan görünen aslında kendi hizmetlilerini devreye sokacak başta CHP ve MHP’nin içini karıştırmak için ellerinden geleni yapacaktır. AKP’nin Vatanımızı getirdiği şartlarda DUYGUSAL DAVRANMA lüksümüz yoktur.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olamayacağına aslında SEVİNMESİ gerekir. Başbakanlık sürecinde neredeyse tamamını çiğnediği Cumhurbaşkanlığı andını “Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda” içmek zorunda kalmayacaktır. “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, Vatanın ve Milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
2014 Antalya M. Fevzi KÜÇÜKKAHVECİ
fevzikucukkahveci@gmail.com
Bir yanıt yazın