Bir gölü kurtaramıyorsak…

NECDET BULUZ

 

Bafa Gölü’nde yıllardır sorun yaşanıyor. Göl, sürekli kirleniyor, suyu azalıyor, balıklar ölüyor. Çevreye de pis kokular saçılıyor. Çevreye büyük zenginlik kazandıran, çağlar öncesini günümüze yansıtan ve dünyanın ilgisini çeken bu göl çevresindeki tarihi dokunun korunmasında da önemli rol oynuyor. Ancak, yıllardır sorun yaşayan ve yok olmakla baş başa kalan Bafa Gölü’nün tarihe gömülmesini de seyrediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü görerek, herkesin göle, doğaya ve geçmişine sahip çıkması gerektiğini söylemeliyiz.

 

Gölün kurtarılması için hazırlanan raporlar var. Akademisyenlerin görüşleri var. İlgili kurum ve kuruluşlarca yapılan çalışmalar var. Bütün bunlara rağmen, yıllardır can çekişen bu gölü kurtaramıyorsak, bunun ayıbı bize yeter. Çevreciler, Kapıkırı’nda oturanlar, Bafa Gölü çevresindeki halk gölün kurtarılması için çağrı yapıyor, seslerini duyurmak için eylem yapıyor, ilgililer nedense bu gölü kurtarmamakta adeta direniyorlar. Eğer böyle bir göl, Avrupa’da, ya da başka ülkelerde olsa, bunun korunması için nasıl önlemler alınır, bu göl nasıl gün yüzüne çıkarılırdı, bunu tahmin edebiliyoruz.

 

Geçen gün MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan Bafa Gölü’ndeki bu durumu Meclise taşıdı. Grup olarak gündeme alınan Bafa Gölü ile ilgili bir de konuşma yaptı. Bizim de üzerinde durduğumuz, önem verdiğimiz bu gölün kirlilikten kurtulması, yeniden kazandırılması konusunda yapılan bu girişimi son derece olumlu buluyoruz. Mehmet Erdoğan’ın bu önerisinin de desteklenmesi ve kısa zamanda sonuca ulaştırılmasını bekliyoruz. Ancak, bu önergenin AK Partili milletvekillerinin oyları ile reddedilmiş olması, bugünkü hükümetin çevreye, tarihi dokuya, geçmişimizi yansıtanlara hiçbir değer vermediğini bir kez daha ortaya koymuştur.

 

Erdoğan yaptığı konuşmadaBu korunması gereken tabii değerlerimizden birisi de Bafa Gölüdür. Bafa gölü deyince görmeyenler ne dediğimizi anlamayabilirler. Ama Söke’den Bodrum’a doğru giden bütün yerli ve yabancı turistler bilirler. Bafa Söke’den Bodrum’a doğru giden bütün turistlerin durup çay içtikleri ve muhteşem panoramasında mutlaka fotoğraf çektirip, hoş anılarla ayrıldığı bir doğa harikasıdır. Sırtını antik dönemin latnosu Beşparmak dağlarına dayayan Bafa Gölü, dağ ve gölün en güzel şekilde bütünleştiği, güneşin en güzel battığı ve ayın en güzel doğduğu benzersiz yerlerden biridir. “demiştir.

 

Biz, Bafa Gölü’nü ve çevresini çok önemsiyoruz. Buranın kurtarılması, yeniden hayat bulması hem çevrenin, hem Türk turizminin kazanını olacaktır. MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın çağrı ve çabasını destekleyen tüm Muğla milletvekillerine de teşekkür ederiz. Biz, Erdoğan’ın bu konuda yaptığı konuşmadan bazı alıntılarla yazımızı noktalıyoruz.

“Herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekmektedir ki; görünüşte Bafa gölü can çekişmekte, Bafa Gölü tükenmekte, Bafa Gölü ölüme terk edilmektedir. Ama olaya biraz daha yakından bakarsanız orada ölen sadece Bafa gölü değildir. Bafa gölünde yaşayan bütün balık türleri, Bafa gölü ve etrafındaki sulak alanda yaşayan kuş türleri ve Bafa havalisi top yekun ölüme terk edilmektedir. Bafa gölünün yaşatılabilmesi için iki temel işlemin yapılması gerekmektedir. Birincisi Bafa gölüne, Bafa gölü ve havalisindeki hayatı devam ettirecek yeterli su girişinin sağlanmasıdır. İkincisi de Bafa gölünü besleyen su kaynaklarının Bafa gölündeki hayatı devam ettirecek bir kaliteye ulaştırılması gerekmektedir. “

 

“Bazı yetkililer Bafa gölünde kirlilik olduğunu kabul etmemektedir. Bu yönde açıklamalarda bulunan maalesef kabine üyeleri de bulunmaktadır. Pekala, burada kirlilik yoksa Bafa Gölündeki Balıklar fazla oksijene dayanamadığı için mi ölmektedir? Kısacası; Bafa gölü, alınacak tedbirlerle yeniden hayata döndürülemezse, bu hem bölge ekonomisi için hem de Bafa gölünde yaşayan canlılar için çok kötü sonuçlar doğuracaktır. Ayrıca Bafa gölü havalisindeki sulak alanda üreyen kuş türlerinin de yok olmasına sebep olacaktır. Yapılan çalışmaların sonucuna göre Bafa Gölünde ki sulak alanlarda 200’den fazla kuş türü barınmakta ve üremektedir. “

 

“Muğla bir turizm kentidir. Bafa elbette ki Muğla için önemli bir tabii varlıktır. Ancak hükümetin uyguladığı yanlış politikalar sonucunda son yıllarda Muğla Türkiye’nin kirlilik konusunda en sıkıntılı illerinden birisi haline dönüşmektedir. Yatağan ve Milas’taki termik santral ve kömür havzalarının özelleştirilmesi de bundan sonra daha sorumsuz bir işletmecilik anlayışın Muğla’ya yerleşmesine ve Muğla’daki çevre tahribatının artmasına sebep olacaktır. Yine bu çerçevede Muğla’da yeni termik santrallerin yapılmasının planlanması da Muğla turizmi ve Muğla tarımı için çok vahim sonuçlar doğuracaktır. Bu sebeple; Muğla’daki termik santral sayısının arttırılmaması gerekir. Mevcut santrallerinde çevreye verdiği zararların en aza indirilmesi muhakkak sağlanmalıdır. “

 

“Yine son günlerde; Muğla’da kıyı yağmacılığının yeni bir versiyonu gözlemlenmektedir. Kamuya ait olan dünyanın incisi Ölüdeniz, İztuzu gibi plajlarımız kamu tarafından kamuya açık ve kamu yararına işletilmek yerine bir takım yandaş şirketlere peşkeş çekilmektedir. Böyle giderse Muğla’daki bütün plajların özel sektör tarafından kamu yararı gözetilmeden tamamen ticari saiklerle işletilmesinin önü açılmaktadır. Bu gidişle bölgedeki vatandaşlarımızın ve turistlerin bu plajları kullanması günden güne zorlaşacaktır.  “

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com

 

 

 

 

 

 

 

 


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir