Site icon Turkish Forum

Anayasa Mahkemesi’ni Fethullahçılar ele geçirdi

20.07.2014Anayasa Mahkemesi Raportörü Emir Kaya yaptığı açıklamayla Başkan Haşim Kılıç’ı zehir zemberek sözlerle eleştirdi. Kaya açıklamasında, Anayasa Mahkemesi’nin halkın maruz kaldığı haksızlıkları öncelikli mesele olarak görmediğini iddia etti ve ilkesizlikle faaliyet göstermekle suçladı. Kaya bu zihniyetin Kılıç tarafından yaşatıldığını ifade ederek eleştirileri başkan üzerinden yapacağını kaydetti. Anayasa Mahkemesi’nin marjinalleştirildiğini öne süren Kaya, “Fethullah Gülen cemaati olarak bilinen oluşum, Mahkemenin tüm resmi ve gayriresmi noktalarını ele geçirmiştir” dedi. - 78rr7
78rr7

20.07.2014
Anayasa Mahkemesi Raportörü Emir Kaya yaptığı açıklamayla Başkan Haşim Kılıç’ı zehir zemberek sözlerle eleştirdi. Kaya açıklamasında, Anayasa Mahkemesi’nin halkın maruz kaldığı haksızlıkları öncelikli mesele olarak görmediğini iddia etti ve ilkesizlikle faaliyet göstermekle suçladı. Kaya bu zihniyetin Kılıç tarafından yaşatıldığını ifade ederek eleştirileri başkan üzerinden yapacağını kaydetti. Anayasa Mahkemesi’nin marjinalleştirildiğini öne süren Kaya, “Fethullah Gülen cemaati olarak bilinen oluşum, Mahkemenin tüm resmi ve gayriresmi noktalarını ele geçirmiştir” dedi.

Anayasa Mahkemesi Raportörü Emir Kaya’nın açıklamasının satırbaşları şöyle:

“HAŞİM KILIÇ ADALETE BAĞLI DEĞİL”

“Anayasa Mahkemesi, kendisine puan olarak döneceğini hesaplamadığı hususlara yeterli ciddiyet ve samimiyetle eğilememektedir. Mahkemenin Sayın Başkanımızın duygu ve düşünce dünyasına hapsolan puan algısı ise basit istatistiki sonuçlar elde etmeye, sosyal ve siyasal kuvvetler arasında yer tutmaya, sübjektif nedenlerle önemsenen bu kabilden kuvvetlerin iltifatını sağlamaya yöneliktir.

Anayasa Mahkemesinin içerideki ve dışarıdaki kimliğini ve politikalarını belirleme işlevini tekelleştiren, bu alandaki her kusurun sorumlusu olan Başkanımız Sayın Haşim Kılıç’ın adalet odağına bağlı olmadığını ifade etmeyi bir borç kabul ediyorum.

“KILIÇ ÇELİŞKİLERLE DOLU”

Başkanımız, ifade özgürlüğünü, kendisine uyan sözlü ve davranışsal dışavurumların kontrollü serbestliği, diğerlerinin otosansüre devamı olarak uygulamaktadır. Tutarsızlık ve kaygı dolu çevresel şartların kabullenilmesini düzen, hak vurgusunu oyunbozanlık, insanları ve sorunları dinlemeyi tenezzül, adaleti güçlünün ihsanı, yargıyı bir aygıt olarak değerlendirmektedir. Başkanımız, adalet ve eşitliğin felsefi kodlarına aykırı, iletişimsiz hiyerarşiye dayanan, disiplin kutsaması üzerinden haksızlığa meyyal, açıklıktan ürken, farklılıkları kabullenip pozitif enerjiye dönüştüremeyen, çok seslilikten hazzetmeyen ve demokrasinin dinamiklerinden habersiz bir yönetim profili çizmektedir. Özetle, Başkanımızın söylemleri ile eylemleri arasında ciddi çelişkiler mevcuttur.

“CEMAAT ANAYASA MAHKEMESİ’Nİ ELE GEÇİRMİŞ”

Bu çelişkilerin açtığı boşluklar, Anayasa Mahkemesinin, şeffaf ve adil bir anlayış yerine, hizipçi amaçların etkisi altına girmesine neden olmuştur. Fethullah Gülen cemaati olarak bilinen oluşum, Mahkemenin tüm resmi ve gayriresmi noktalarını ele geçirmiş, yumuşak-sert yöntemlerle nüfuzunu arttırmış, kendi plan ve gündemlerini en belirleyici unsur haline getirmiştir. Bu durum, kurum içi haksızlıklar sistematiğinin olduğu kadar, büyük ölçüde kontrol altında tutulan ve kamuya açık olmayan yargılama süreçlerinin de ana etkenidir.

“ANAYASA MAHKEMESİ MARJİNALLEŞTİRİLMİŞTİR”

Neticeten Anayasa Mahkemesi, stratejik bir araca dönüşmüştür: Araçsallık tartımına avantaj sunmayan her şey, atılması gereken bir yüktür. Nitekim Mahkemenin tüm gündem oluşturan kararlarında söz konusu organize gayretin müdahalelerini gözlemlemekteyiz. Kurumsal atmosferin ve iş hacminin kamuoyu gündeminden uzak kalan büyük bir kısmı ise bu yapının sessiz tahakküm sahasıdır.

Medyatik kararlara aldanarak Mahkemeye başvuran binlerce vatandaş, bir naiflik içinde bırakıldığını bilmelidir: Mevcut şartlar altında Mahkeme, doğrudan vatandaşların hukukuyla değil, dosyaların ne işe yaradığıyla ilgilenmektedir. Hak kaygısı ve vurgusu, Anayasa Mahkemesinde marjinalleştirilmiştir.

“FETHULLAH GÜLEN BAĞLILIĞI AKSİYONA DÖNÜŞTÜ”

Her tercih gibi Fethullah Gülen bağlılığını da olağan kabul ediyorum, saygıyla karşılıyorum. Yalnız, bu bağlılığın aksiyona dönüşmesi, ahlak ve hukuk problemlerini beraberinde getirdiğinde, devletin adaletle kaim olması gereken vakar ve insicamını bozarak umuma saygısızlığa yol açtığında, garazsız-ivazsız bir insan ve hukukçu olarak sesimi yükseltmek mecburiyetinde kalmaktayım.

Bu beklenti fazla iyimserlik taşıyor gibi görünebilirse de aslında, Mahkemenin bireysel başvuru ile birlikte artan insan hakları vurgusuyla tam uyum halindedir. Eşitlik ve özgürlük prensiplerine, katılımcı iletişim kültürüne, şeffaflığa ve hesap verebilirliğe, profesyonelliğe ve bilimselliğe, ehliyet ve liyakate, adaletten doğan iş barışı ile ortak memnuniyete dayanan huzur ortamına, halkımızın ihtiyaç ve beklentilerine, kirlenmemiş akli ve vicdani ilkelere tam uyum halinde olmayan Sayın Haşim Kılıç’ın yönetim anlayışıdır, Bu anlayışın kıskacındaki kurumsal vaziyettir. Sayın Haşim Kılıç, insanların onurlu yaşamalarını amaçlayan hukuk devleti mekanizmalarını, başkanı olduğu Anayasa Mahkemesinde hayata geçirmeyi başaramamışken, ülkemizin bu alandaki sorunlarını çözmek yetkisini ve ödevini üstlenmektedir.

Sayın Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesinin makul, profesyonel, hesap verebilir, çelişkisiz ve adil bir kurumsal kültüre kavuşmasının, halkımıza dürüstçe hizmet vermesinin önünde büyük bir engeldir. Bu nedenle Sayın Haşim Kılıç’ı Mahkemenin ve devletin sahibi olan halkımıza şikayet ediyor, hukuk ölçütlerini içselleştirmeye davet ediyorum.”
Can Özçelik
Odatv.com

Exit mobile version