“Suriye jeopolitik konumu ve durumu sonucu daima tehditlerle karşı karşıya geliyor,son süreçte yaşanan olayların iç sorunlarla ilgili bir boyutu olsa da,esas neden bazı Arap ve Batılı ülkelerin İsrail’in çıkarlarına hizmet edecek tutum ve politikalarıdır”dedi.
İsrail’e yaranmak için “Suriye Dostları “yalanı ardına gizlenmiş Suriye’ye düşman diplomatik hareketlerin terörü desteklediğine,
Teröristleri gönderen ve finanse eden ülkelerin Suriye’de yaşanmakta olan insani durumu bir ticarete dönüştürme çabasında olduklarına işaret etti.
Geride, İsrail’in azınlık olarak kabul ettiği Filistin Özerk Yönetimi ile HAMAS’ın aralarındaki görüş ayrılığı ve güvensizlikler aşılmış, “Birlik Hükümeti”de kurulmuştu.
Suriye ile ergeç yapılacak bir barış anlaşmasında, İsrail’i bir Yahudi Devleti olarak tanıyacak, o coğrafyanın gücü olan Suriye ve Irak BAAS partileriyle yapmak zorunda kalınacağına razı olunmuştu.
İsrail-Suriye arasında olası bir barış anlaşmasının şartlarından bir diğeri ise her iki tarafın birbirlerinin iç işlerine karışmaması olmalıydı, değil mi?
Dün, 3 Haziran’daki seçimde yüzde 88.7 oyla yeniden devlet başkanı seçilen Beşşar Esad,Cumhurbaşkanlığındaki 3.dönemine,
Devlet televizyonunda çok duygusal ve Suriye siyasi realitesini açıklayan bir konuşmayla başlamış bulunuyor.
*
Esad Suriye’deki seçimi, “egemenlik referandumu” olarak nitelendiriyor ve seçimde “ülkelerindeki Suriyelilerin oy kullanmasına izin vermeyen” ülkeleri eleştiriyor.
Haklı değil mi, Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nı suçlarken, Arap Baharı’nın sahte olduğunu,”Gerçek olsaydı gerici Arap ülkelerinden başlardı” diyor.
*
Suriye’nin hem iç hem dış politikasının kendisine özgü karakteri nedeniyle karşılaşılan meydan okumalar ve olaylara yönelik devlet aklına işaret ediyor.
Suriye iç politikasının gelişim, açılım ve halkla iletişim esaslarına,
Dış politikasının ise millî haklara bağlılık, bağımsızlık ve işgal durumunda Arap direnişlerini destekleme ilkeleri üzerine dayalı olduğuna, bunlardan herhangi bir sapmaya rıza gösteremeyeceklerini vurguluyor.
Bu yüzden bazı Arap ve Batı ülkelerinin Suriye’de “düşmanca planlar ve komplolar “düzenlediğini teyid ederken, işte Filistin’in Suriye’nin temel meselesi olarak kalmaya devam edeceğini,
Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için BM garantisinde savaşan silahlı güçlere her türlü silah,finansman,eğitim ve barınma olanakları temin eden devletlerin desteklerini kesmesi, ardından sınırların denetimi için bir mekanizmanın oluşturulması gerektiğine,
Böylece ulusal bir misak çerçevesinde egemenlik, bağımsızlık,toprak bütünlüğüne tutunan Suriye’nin siyasi geleceğine engel olunmamasını istiyor.
Suriye’nin her köşesinde güvenliği sağlayana kadar silahlı gruplarla savaşmaya devam edeceğiz, diyor…
Atatürk Türkiye’sinin içeride gerçekleştirilen kapsamlı reformların ve devrimlerin kök salmasına imkan tanıyacak bir dış ortamı sağlayabilmesi,
Bir yanıt yazın