Elif sucukları…..
Yıl 1984. Özal`ın ANAP
Hükümeti ekonomiyi libere ederken et ithalâtına da izin
çıkarıyor..
Bazıları ayağa kalkıyor ve
“bu ithalât serbestisi hayvancılığımızı
öldürür” diye haykırıyor ama bu haykırışlara
rağmen ithalât başlıyor..
Kopuzlar Gıda`ya (Mustafa Kopuz
merhum) ait Elif Sucukları`nın muhasebe ve fabrika
müdürü, (Fabrika Kağıthane`de) futbolculuktan gelme ve
aynı zamanda
Erbakan`ın genç bir müridi.. Çevresinde “Lâik
Devlete düşmanlığı” ile tanınıp
biliniyor..
Bu genç İslâmcı aynızamanda Elif sucuklarının küçük bir hissedarı da.
Ve; adı: Recep Tayip
Erdoğan.. İşte bu genç adam bir gün,
yanında patronu Mustafa Kopuz da olduğu halde,
ülkenin en büyük
et ithalâtçısına gidiyor.
Vadeli çek verecekler
ve ithâl et satın alıp, sucuk üretecekler..
Ancak ithalâtçı firma,
ilkeleri gereği bu genç adamın ve patronunun taleplerini
geri çeviriyor.. Vadeli çekle mal verseler bile mutlaka
bir banka teminat mektubu istediklerini
söylüyorlar..
Aradan birkaç gün geçtikten
sonra Mustafa Kopuz, yanında Ankaralı ünlü bir
müteahhit (aslenRizeli) de olduğu halde et ithalâtı yapan firmanın
yetkililerini ziyarete geliyor..
Ankara`dan gelen bu müteahhit
konuk, et ithalâtı yapan firmanın bağlı olduğu
holdingin bir başka inşaat malzemesi şirketinin iyi bir
müşterisi. Kendi çalıştığı bankalardan birinden
teminat mektubu vermeyi öneriyor.
Et ihtilâtçısı firmayetkilileri de Elif Gıda lehine olmak şartıyla bu teklifikabul ediyorlar..
Teminat mektubu ile birlikte
çekler tanzim edilip ithalâtçı firmaya teslim ediliyor
ve Danimarka`dan gelen (İslâmi Kurallara uygun
kesilmiş olması mümkün değil)ithal etlerin sevkıyatı da
başlıyor..
Çekleri, genç muhasebeci
Recep Tayip imzalıyor..
Ve..
Günü geldiğinde çekler
bir türlü ödenmiyor..
Recep Tayip alacaklı
firmaya gidip karşılıksız çıkan çekleri yeni
çeklerle değiştirmeyi, nasıl olsa banka
teminat mektuplarının olduğunu söylüyor..Talebi bir sefere mahsus olmak
üzere kabul ediliyor.
Ve..
O yeni çekler de
ödenmiyor..
Teminat mektubu nakde
çevriliyor.. Ankara`da iş yapan Rizeli müteahhit ile Elif
Gıda`nın arasına kara kedi giriyor..
Buraya kadar her şey normal
çünkü çekler karşılıksız çıksa da teminat
mektubunun paraya çevrilmesi sonucu tahsil edilmiş
oluyor.
Ama asıl olaylar ondan
sonra gelişiyor..
Aynı firma, o büyük et
ithalâtçısından mal alamayınca bu kez piyasadaki başka
küçük firmalara yöneliyor..
Ve bir sabah.
Tercüman Gazetesi şu başlıkla
çıkıyor:
“Skandal.. Vicdansızlar!.. Eşek
etinden sucuk üretip halka satıyorlar”..
Gazetede, Recep Tayip beyin bir
fotoğrafı yer alıyor..
Tutuklanıp götürülmüş..
Birkaç geceyi
nezarethanede geçiriyor. Dava açılıyor. Sonuç: Yanlışlıkla karışmış birkaç parça eşek eti..
İlerleyen günlerde Mustafa
Kopuz ölünce Elif Sucukları (gizli olarak) Tayip beyin oluyor..
Ve Allah`ın;”Yürü ya Tayip” emrini bu genç adam nasıl algılıyor bilinmez çünküyürümektense, yürütmeye başlıyor..
İstanbul Büyük Şehir
Belediye Başkanı oluyor..
İstanbul Büyük Şehir
Belediyesi çalışanlarına satılan bütün sucukları
Elif Sucuklarından
almaya başlıyor ve o satın alma halen devam
ediyor..
Elif Sucukları günümüzde
kapalı devre çalışıyor..
Yani sadece İstanbul
Belediyesi Büyük şehrin ihtiyaçlarını
karşılıyor..
Ve elbette firma,
Recep beyin üstüne kayıtlı değil….
Gazetelerin birinde Tayip
Bey`in Kısıklı`da toplam 6 milyon YTL değerinde 3 adet
villâsı olduğunu ve ilk villâya büyük oğlu Burak`ın
taşınmak üzere olduğunu okuyunca bunlar
hatırladım..
Nazlı Hanım (Ilıcak) şu
haberin yer aldığı Tercüman Gazetesi`nin (eğer o
günkü nüsha kaybolmadıysa!..) arşivden çıkarıp
medyaya verse de biraz eğlensek.