İsrail katliam yapıyor…
Çoluk çocuk, genç yaşlı demeden can alıyor… Müslüman kanı akıtıyor…
Acımasızca…
Ramazan demiyor, kutsal gün demiyor, iftar sofralarına bomba yağdırıyor…
Müslüman IŞİD seyrediyor.
Müslüman ÖSO seyrediyor.
Müslüman EL KAİDE seyrediyor.
Müslüman AKP ve RTE seyrediyor…
Özgürlükçü, insan hakları savunucusu AB ve ABD seyrediyor.
Seyretmekle de kalmıyor, destekliyor…
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, bir gazetecinin, “İsrailliler, Filistinliler tarafından, orantısız güç kullanmakla ve bazı durumlarda savaş suçu işlemekle suçlanıyor. ABD yönetiminin bu eleştiride haklı gördüğü bir unsur var mı?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Biz, böyle görmüyoruz, hiçbir ülke sivilleri hedef alan roket ateşini kabul edemez. Bu nedenle de İsrail’in kendisini savunma hakkını destekledik…”
IŞİD’in hedefinde ise sadece Müslümanlar var. Onun Amerika ve İsrail ile bir alıp veremediği yok… Kardeş kardeş geçiniyorlar… Bir günde 1700 Müslümanı katlederek, cihat bayrağı açan IŞİD, ABD ve İsrail karşısında beyaz teslim bayrağını dalgalandırıyor…
Kelle kesiyor. Öldürdükleri insanların ciğerini söküp yiyor, kanını içiyor, başları ile top oynuyor. Ama sıra İsrail’e gelince bu Allah’ın cesur aslanları (!!!) kuzuya dönüyor…
Ortadoğu’nun nüfusu yüz milyonu aşan şeriatçı ülkeleri ve örgütleri 2,5 milyonluk İsrail saldırısı karşısında süt dökmüş kedi oluyorlar…
Ama olmak zorundadırlar. Elleri mahkûm…
Çünkü başta IŞİD olmak özere tüm şeriatçı örgütleri besleyip, büyüten, yetiştiren, bu günlere gelmesini sağlayan Amerikan emperyalizmi ve İsrail’dir…
İT, SAHİBİNİ ISIRMAZ…
Recep Tayyip de dâhil bu vahşet karşısında Körfez ülkeleri sadece “Söz”le, Müslümanların gazını alacak konuşmalarla, kınamalarla yetiniyorlar…
Eylem yok.
Maddi, manevi destek yok…
Emperyalizm, Ortadoğu’da “Böl – Yönet” politikasını şu sıralar dört dörtlük uyguluyor… Yoksul, gariban Müslümanı Müslümana kırdırıyor… Devletleri birbirine düşürüp, düşman ediyor…
Türkiye “Komşular arasında sıfır sorun politikası uygulayacağım” diye işe başlamıştı, ama şu anda çevresinde bir tek dost devlet bırakmadı. Onun en yakın dostu şimdi “Ali kıran, baş kesen”, insan kanı içen şeriatçı terör örgütü IŞİD…
Silah ve para yardımı yapıyor, yaralılarını tedavi ediyor… IŞİD’in başı, idama mahkûm edilen Tarık Haşimi’yi ülkesinde saklıyor, koruyor…
Ve Başbakan, Türkiye’ye düşmanca tavırlar alan, saldırılar düzenleyen, adamlarımızı kaçıran IŞİD’e bir türlü “terörist” diyemiyor. Yüce Türk ulusu düşmanları karşısında hiçbir dönemde bu denli alçalmamıştı. Onlardan adeta yalvarırcasına şu sözlerle yardım dileniyor. :
“Şu mübarek Ramazan ayında IŞİD denilen örgüt (!!!), eğer gerçekten inanıyorlarsa artık bu kardeşlerimizi ülkelerine iade etmeleri gerekir. Bunu bekliyoruz…”
Onun bir de çok yakın dostu, Barzani var…
Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. Toplantı üstüne toplantı düzenliyorlar… Petrol alıp, petrol satıyorlar. Kuzey Irak’ta bir Kürdistan devletinin kurulabilmesi için, kapalı kapılar arkasında fikir alışverişinde bulunup, görüşmeler yapıyorlar…
Bu gelişimlerden en çok memnun olanlar ise ABD ve İsrail’dir… Ayrıca PKK, Barzani ve öteki Kürt örgütleri de IŞİD katliamlarını ellerini ovuşturarak, keyifle izlemektedirler.
IŞİD Musul’u işgal ederek hem ABD ve İsrail’e yardımcı olmuş, hem de Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin ilanına zemin hazırlamıştır.
Bu yeni oluşuma hem ABD hem de İsrail büyük bir sevinç ve umutla bakmaktadır.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Tel-Aviv Üniversitesi Milli Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada “Kürtler mücadeleleriyle bağımsızlığa layıktır” diye memnuniyetini belirtmiş ve İsrail, IŞİD saldırılarından sonra, ortamı elverişli bularak, Filistin üzerine bomba yağdırmaya başlamıştır…
Bu yeni oluşuma karşı çıkan ülkeler Irak, Suriye, İran, Rusya ve Çin’dir. Karşısında ise Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, ABD, İsrail; terörist örgütlerden PKK, IŞİD ve Barzani vardır…
AKP iktidarı son iki yılda, dış politikasını devletten devlete ekseninden kaydırıp, mezhepler, tarikatlar, aşiretler zemine dayandırarak emperyalizmin ekmeğine yağ sürmüştür…
Türkiye devrimcileri, yeniden, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Mazlum milletlerle dayanışma” politikası, dış politikamızın temeli oluncaya dek mücadelesine devam edecektir.
Emperyalizmin çoban köpekliğini yapan çevrelere sesleniyoruz şimdi de:
Bölgemizde ABD, AB, İsrail emperyalist yayılmasına hizmet eden tüm politikaların, tüm politikacıların karşısındayız.
Ağababaları Amerika, Ortadoğu’dan ve ülkemizden elini eteğini çekinceye dek Türkiye devrimcileri mücadelesine devam edecektir…
Bu böyle biline…
(alieralp37@gmail.com)