Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) çetesi, ABD’nin kendini açığa vermeden Suudi Arabistan,Katar ve Türkiye’ye dünyanın her yerinden kiralattığı ve türlü lojistik sağladıkları,
ABD’li ve Türk uzmanların Gürcistan’ın Pankisi bölgesinde ve Ürdün’de yetiştirdiği,
Çoğu Amerikan pasaportlu Çeçen, Gürcü, Suudi, Mısırlı, Sincan Özerk Bölgeli,Türk ve Avrupa’nın hemen her ülkesinden birkaç bin kiralık katilden kuruludur, bir lejyon ordusu gibi görev yapıyor.
Lider kadroların ve militanlarının detaylı kimlikleri ABD İstihbarat Merkezlerince biliniyor…*
Ukrayna’nın Baltık’tan Karadeniz ve Hazar’a kadar olan bölgedeki rolü ve ABD-Rusya arasındaki güç dengesinin nasıl oluşacağını belirlemeye yazan bir konjonktürde;
Suriye’de Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nden çıkan sonuçla, herhangi bir rejim değişikliğinin bu ülkede gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ve Esad’ın iktidarını koruma konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğunun görülmesi,
ABD’nin Irak’ın Şii lideri Nuri el Maliki’nin, Sünni azınlık ile uzlaşmayı başaramayacağı,siyasi zeminin istikrarını sağlayamayacağı,sonuçta Irak’ta Başbakan el Maliki’nin olmayacağı yeni bir hükümet istemesi bileşkesinde;
*
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü Suriye’de otorite boşluğundan faydalanarak Sünni güç bloğu oluşturmuş, şimdilerde Irak’ın altını üstüne getiriyor ve Sünni federal bölge kurulmak istenen yerleri ele geçiriyor.
İşte, Irak’ın petrol zenginliği nedeniyle paylaşılamayan Musul’u, Ramadiye’yi, Ninova’yı,Tuzhurmatu ve Bici’yi, en büyük rafineri Beyci’yi ele geçirmiştir.
Irak Kürtl Bölgesi Yönetimi de İŞİD tehditini ileri sürerek; Musul’daki olaylardan sonra en önemli petrol havzasında yer alan Kerkük’ü, peşmegeleriyle kontrol altına almış ve bağımsızlıktan bahseder olmuştur -ki;
Bütün bunlar, İŞİD örgütünün bölgede kalıcı olacağı anlamına gelmiyor,ama hem Suriye’nin hem Irak’ın idari yapısını değiştirebilecek ve Rusya’nın bölgedeki jeostratejisini yıkıma uğratacak potansiyellerden bahsedilmesi gerektiriyor…
*
Mesela, bölgedeki bu karmaşanın sonunda Suriye ile yapılacak bir barış anlaşmasında, İsrail’i bir Yahudi Devleti olarak tanıyacak o topraklarda köklenmiş Laik Arap Milliyetçiliği ya da BAAS partisinin şart olduğu anlaşılmıştır.
İsrail-Suriye arasında olası bir barış anlaşmasının şartlarından bir diğerinin de, her iki tarafın birbirlerinin iç işlerine karışmaması olmalıdır, bu yüzden Suriye’nin İsrail’in azınlıkları olan Filistinliler, İsrail’in Suriye azınlıkları olan Kürtler ile ilgilerini kesmeleri,
Aynı zamanda, BAAS geleneğinden gelen Sünnilere de Irak’ta iktidar gücü oluşturmak da gerekiyor…
IŞİD lejyonerleri bu çerçeveyi sağlamaya savaşıyor!
*
IŞİD lideri Abubekir El Bağdadi’nin, Musul’da, Sünni aşiret liderleriyle gerçekleştirdiği toplantıda,”Irak’ta amaçlarımıza ulaşmak üzereyiz. Şimdi hedefimiz Suriye’dir. Esad yanlısı Kürt partilerini (PYD) Suriye’den çıkartacağız. Bütün gücünüzle bize destek olun” dediği belirtiliyor.
Nitekim,Suriye Rojava’da, IŞİD örgütü ile El Nusra arasında yapılan ittifak anlaşmasının bir maddesini oluşturan “Allah’ın düşmanlarına karşı ortak mücadele” başlatılmış bulunuyor.
*
Rojava; Şırnak/Cizre’nin Suriye tarafındaki Dêrik’ten,Kilis’in Suriye tarafında Efrîn’e kadar yaklaşık 700 kilometrelik Kuzey Suriye’nin Kürdistan coğrafyasıdır.
Bu bölgede 2-2.5 milyon Kürt, Suriye nüfusunun yüzde 15’ini oluşturuyor.
Ve Kürtler, BAAS Rejiminin yıllar boyu uyguladığı baskı ve şiddet nedeniyle bölgede Esad’ın varlığını istemiyor.
*
Şırnak/Cizre’nin karşısındaki Suriye’nin Dérik,Tirbé,Serékaniyé,Heseké kentlerinin olduğu bölge “Ciziré Bölgesi”dir,
Şanlıurfa/Suruç karşısında Til Ebyad, Eyn İsa, Menbec ve Cerablüs kentlerinin olduğu bölge “Kobané Bölgesi”,
Kilis karşısında Efrin,Ezaz,İdlip kentlerinin bulunduğu bölge “Efrin Bölgesi”dir.
Bu bölgeler neredeyse tamamen Kürt Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) bağlı “Halkçı Koruma Birlikleri” YPG’nin kontrolünde bulunuyor.
*
Bu bölgenin tüm kentleri Suriye’deki idari düzenlenmeye göre Hesekê vilayetine bağlıdır.
Cizîrê’nin Rimelan bölgesindeki petrol, Kerkük’le aynı potansiyelde ve tüm Suriye’deki petrolden daha fazladır.
Petrol gelirlerine konmak,pastayı Kürtlere yedirmemek için uzun süredir Arap El Nusra Cephesi hem Kürt köylerine hem de Alevi köyleri saldırarak katliamlar yapıyor.
YPG ise bunu engellemek ve bölgenin kontrolünü bırakmak istemiyor.
*
Şimdi,bu filmin sonunda Suriye ile ergeç yapılacak bir barış anlaşmasında, İsrail’i bir Yahudi Devleti olarak tanıyacak o topraklarda köklenmiş BAAS partisi olmazsa-olmaz sayıldığı için,
Ve İsrail-Suriye arasında olası bir barış anlaşmasının şartlarından biri “her iki tarafın birbirlerinin iç işlerine karışmaması olmalıdır” düşüncesi çerçevesinde,
“Suriye’nin İsrail’in azınlıkları olan Filistinliler, İsrail’in Suriye azınlıkları olan Kürtler ile ilgilerini kesmeleri gerektiği” için,
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ve El Nusra örgütü “Allah’ın düşmanlarına karşı ortak mücadele” düsturuyla, Kobanê’de YPG güçlerine saldırıyor!
*
Kanlı çatışmalar yaşanır ve bölgede Sykes-Picot sistemi çözülürken,
ABD,İsrail ve Türkiye Kuzey Irak’ta Kürtlerin kendi kaderlerini belirlemek üzere bağımsız ve liberal bir Kürt Devletine ışık yakınca,
Değişik coğrafyalarda Kürtler de jeostratejilerini inşa etmenin peşine düşmüştür.
*
Ne ki,Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetiminin başkenti Erbil’de, Barzani’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile,
Süleymaniye’de Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) arasındaki güç mücadelesi körüklenmiş bulunuyor.
Kerkük ve çevresinin peşmerge kontrolü altında tutulması başarılır ise YNK’nın Irak Kürdistan’ının birinci gücü haline geleceği düşünülüyor.
Musul ve çevresini İŞİD’e kaptıran KDP ise Kürtlerin kendi kaderlerini belirleme sürecini siyaset ve diplomasiyle kendi lehine çevirmeye çalışıyor.
*
PKK bu sürecin ulusal birliğin kurulması için fırsat olduğunu savunmaktadır, o yüzden YNK ile yakınlaşmayı ve beraberce Kürdistan güçleriyle ortak siyasi ve diplomatik platformlar kurmayı ve ulusal birlik stratejisinin yaygınlaştırılmasını öngörüyor.
Suriye rejimi ile ittifakı bilinen,Rojava’da Kürt-Arap gerginliğini kaşıyan, Türkiye’deki çözüm sürecinden rahatsız olan KDP kınanırken,Rojava Kürtlerinin durumunun sürüncemede kalmaması için Suriye rejimine netleşmeyi dayatmak gerekliliği savunuluyor.
Etkili bir diplomasi ile Rojava gerçekliğinin savunulması isteniyor.*
Türkiye’de bir Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD’in İslamcı kimliğine göndermede bulunuyor,”Ey IŞİD ! Müslümanlar için kutsal olan Ramazan ayı vesilesiyle rehineleri serbest bırak “derken,
Diğer Cumhurbaşkanı adayı E.İhsanoğlu “Bu IŞİD çetesi mücrimdir, bunlar katildir. Eğer bunlarla nasıl uğraşacağınız bilirseniz, bu gibi hareketler uzun soluklu olamaz. Ama siz, ‘benim şu menfaatlerim olabilir’ diye taktik olarak, yolun ortasına kadar beraber giderseniz o zaman büyük sıkıntı yaşarsanız. Yani parmağınızı kaptırınca, kolunuzu kaptırırsınız. İki nokta önemsenmelidir; bunların İslamiyet’e intisabı konusundaki iddialarını tamamen reddedilmeli ve bunlarla çok yönlü mücadele edilmelidir”diyor…
Filler tepişirken,karıncalar eziliyor.
14.7.2014