Site icon Turkish Forum

DAYIOĞLU, DURUM BU’DUR!.

dayioglu_durum-_budur-

 
14 Temmuz 2014
Eşek der ki: “Tanrı bana sinekleri kovayım diye kuyruk vermiş; keşke, sinekler de olmasaydı kuyruğum da.”

Konfüçyüs der ki: “ Bir defa söylediğinizde anlamayan insana bir kez daha anlatın. Ama üçüncü defa yapmayın, susun. O çaresizdir, kendi haline bırakın.”

Gel de bu memlekette, Çinli filozofun dediğini uygula!. Mecburen, “Eğitimde tekrar esastır.” ilkesinden hareketle defalarca yazmak ve anlatmak zorunda kalıyoruz..

Strateji, savaş sanatı demektir. Bu sanatın özü, yığınağı güçlü yapmak süratli hareket etmektir. Eğer bu ikisi yapılmaz ise, sonradan en iyi taktikleri uygulasanız bile, kazanamazsınız. İlke nettir: “ Stratejiden yapılan hataları, taktik başarılarla düzeltemezsiniz.”

Çatı adayı meselesinde öyle bir stratejik hata yapıldı ki, artık, gugukların metalik sesle ötmesi, kukumavların, guguktan duyduklarını motomot tekrarlamasıyla, başlangıçta yapılan vahim hatayı telafi etmeleri mümkün değil… Halk, böyle bir konudaki garabet için: “Bozacının şahidi, şıracıdır” der.

Duygu bulanık ve gelgeçtir. Akıl, matematik ve fiziktir. Duygu tül, akıl çelik kalkandır. Çatı adaylığında matematik zayıf, fizik ise hiç yoktur. Benim ilkokulu okuduğum, İnkılap ilkokulunun bahçesinde dibi çamur tutmuş, yarısı bulanık suyla dolu bir havuz vardı. Bir gün derslerden sonra, okulun iri yarı hademesinin büyük tenekeler ile havuzun suyunu kan ter içinde boşaltmaya çalıştığını gördük. Çocukluk bu ya, beş altı kişi bizde paçaları sıvayıp havuza girdik ve o günkü aş kaplarımızla havuzun suyunu boşaltmaya başladık. Her birimiz bir diğerine karşı, su tahliye işini öyle bir hırs, azim ve inançla yaptık ki, biz çocuklar olarak bu işi ellerinde koca tenekeler olan o iri yarı adamdan çok daha fazla suyu bulunduğumuz tarafa tahliye ettik. Sebebi basit: Kendimiz için yapıyorduk ve birbirimizle yarışıyorduk..

Bu örnek de her çocuk olması gerektiği gibi, bir partinin adayı, iri yarı adam da AKEPE’dir. Misal, salt fiziksel değil aynı zaman da doğa yasalarına uymanın zorunlu olduğunu anlatmaktadır. Bunlar, işte, bunu beceremediler..

Guguk da kukumav da otlakçıdır ve ötmedikleri sürece zararsız kuşlardır, bet ve monoton sesleri, tiz olduğu için gençliklerin de kulağı tırmalasa da katlanılabilir, ama bunların ahı gitmiş vahı kalmış eski kaşarları, kendine güvenli bir tünek bulduğunda kart sesiyle ötüyorsa, bu ötüş ancak kendi kulağı içindir, başkaları için işkencedir..

Guguk şakır, kukumav, ne duyduysa tekrarlar: “Milletin sesine kulak verdik.” (Yalanın tüy dikilmişi) “Büyük uzlaşıyla belirledik.” (Hem de nasıl.) “Amaç AKEPE’ye oy vermemek” (Ne zamandan beri) “Elinizi vicdanınıza koyun, seçilirse her şey biter.” (Duygu istismarıyla şantaj) “Önyargılardan kurtulun” (Bizim beceriksizliğimizi görmemezlikten gelin.)

Bu işler, alfabenin dört harfiyle yetinmeye karar vermiş ve kendi duvarını kendi yapamayanlarla olmaz. Hak ve Eşitlik Partisi, düzen partilerine karşı kurulmuş bir siyasi teşkilattır. Seçimlere giremeyen veya yalnız başına girme cesareti göstermeyen partilerin bile ayağına giden CHP muhteremleri, meclis dışındaki partilerden AKEPE’ye en çok saldıran, söylemleriyle hoplatan HEPAR’a; bize ne geldiler ne de bir şey sordular. Üstelik Yalova seçimlerinde HEPAR adaylarını çektiği için seçimi 228 oy kazanmalarına rağmen!. Ben, bizzat Yalova’ya gidip sizin için propaganda yaparım dememe rağmen, kendi ifadeleriyle: “ Osman Paşa Yalova’da görünürse Kürtler oy vermez diye korktuk” diyenler de bunlar. Meclisten şimşek hızıyla geçen PKK önerisi, 6 maddelik yasaya AKPEP’e ile birlikte “evet” oyu verenler kim?.

“Sabahın karşısında konuşmak ne zor!
İncecik tül gibi kalıyorsun,
Dağ susmaya giden yolu biliyor
Sen bilmiyorsun”

(Birhan Keskin)

Kendi duvarını kendisinin yapamayacağını bildiği için korkanlar, şimdi de gece, mezarlığın yanından geçerken ıslık çalanlara benziyorlar..

C.Chaplinden: “Hayatın gecesi, lambasını da beraber getirir.”

Dayıoğlu, durum bu’dur…

TEK UMUT TEK YOL HEPAR

Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı

 

Exit mobile version