Yılmaz Polat
Erdoğan Hükümeti’nin, Türk dış politikasını ne hale getirdiği ortada.
Sıfırlama politikasını başarıyla uyguladılar. Ellerinde hiçbir koz kalmadı.
Türk dış politikası Orta Doğu’da Mesut Barzani’ye ABD’de de Joe Biden’a emanet.
İhsanoğlu Genel Sekreterliği süresince Suriye, Irak ve Mısır konularında Erdoğan’la yıldızı barışmadı. Erdoğan’la arası açıldı, farklı düşündüğünü saklamadı.
Ahmet Davutoğlu’yla hiçbir zaman anlaşamadı.
İhsanoğlu sadece AKP politikalarına karşı çıkmakla kalmadı, AKP kadrolarına ve tarikatçılara mesafeli durdu ve kendi ekibi içerisinde yer vermedi.
Filistin konusunda tutarlı bir politika izledi.
İhsanoğlu ABD’ye de mesafeli durdu.
Erdoğan ise Türk liderleri arasında bugüne kadar en fazla ABD ziyareti yaparak rekor kırdı.
İhsanoğlu, KKTC’nin İslam ülkeleri arasında saygın bir yeri olması için çalıştı.
KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın politikalarına sahip çıkıp destekledi.
2004’den sonra ‘Müslüman Türk Cemaati’ tanımının ‘Kıbrıs Türk Devleti’ne dönüştürülmesinde çok önemli bir rol oynadı.
Kıbrıs Türklerinin İKÖ’ye bağlı kuruluşlara gözlemci sıfatıyla katılmasını sağladı.
Daha da ileri adım attı, 20’den fazla ülkenin katıldığı bazı konferansların KKTC’de yapılmasını sağladı.
KKTC’nin İKÖ nezdinde Cidde’de bir ofis açması için çok çalıştı, ancak Suudi Arabistan’ın vetosu nedeniyle gerçekleştiremedi.
Birçok İslam ülkesini KKTC dışişleri bakanlarının ziyaret etmesi için aracılık yaptı.
KKTC’nin Körfez ülkelerinde temsilcilikler açması için kulis yaptı.
‘Yes be Annem’cilere’ duyurulur.