Halk değişim istiyorsa olur…

NECDET BULUZ

 

CHP-MHP’nin “çatı adayı” Ekmeleddin İhsanoğlu, gerek televizyon programlarında, gerek özel açıklamalarında ve gerekse Cumhurbaşkanlığı turları için gittiği yerlerde özellikle şu vurguyu yapıyor: “Halk değişim istiyor. 1983 yılında askeri darbe sonrasında Türkiye’de bir vesayet kuruldu üç parti olacak dendi. Her şey önceden ayarlanmıştı kimin iktidar olacağı kimin muhalefet olacağı belliydi. Ama bu millet o küçük partiyi, genç adamı getirdi Cumhurbaşkanı yaptı” diyor. Bugün de halkın değişim isteğinin kendisini Çankaya’ya taşıyacağı görüşünde. Halkın değişim istediği görüşüne biz de katıldığımızı belirtelim.

 

Peki, İhsanoğlu ne kadar oy bekliyor? Bunu son yapılan açıklamalarında dile getirdi. “Halkın değişim istemesi, benim oy oranımı % 60’lara taşıyacaktır. Son yapılan araştırmalarda da bunu gördük” diyor. Eğer, kendisini “çatı aday “olarak Cumhurbaşkanlığına layık görenlerde sandığa gitmeme gibi bir durum olmazsa % 60’ı da aşabileceğine vurgu yapıyor. Daha önce de konu ile ilgili yazdık, CHP kanadından Ulusalcılar sandığa gitmezler, adaya oy vermezlerse Erdoğan’ın önünü açmış olurlar. Hesaplar ters dönebilir.

 

İçeride huzura, birlik ve bütünlüğe ihtiyaç duyulduğunu söyleyen İhsanoğlu, aynı zamanda Türkiye’nin ağır bir dış sorun yükünün altında olduğunu da belirtiyor.İç ve dış sorunlar konusuna yaklaşımı ile de güven veriyor,değişim isteyenlerin önünü açıyor. Önce bu konudaki söylediklerine kulak verelim:

 

 

“Türkiye içeride ve dışarıda sıkıntılı günlerden geçiyor. İçeride huzur arayışı içerisinde gerginlikten endişeden korkudan kurtulmak istiyor. Bir yerde endişe varsa.. Nereye giriyoruz? Bu zıtlaşma nedir? Bu kutuplaştırma nedir? Bu kendini beğenmişlik nedir? Bunlar bizim milletimizin reddettiği hususlardır. Bunları kabul etmiyoruz. İşte siz Aydınlılar burada huzur içerisinde yaşıyorsunuz. Başka illerden ülkelerden gelenlere kucağınızı açıyorsunuz. Bizim tarihimiz bu şeklide geldik. Artık eskisi gibi olmak istiyoruz. Bir aile anlayışı içerisinde bir dayanışma içerisinde olmak istiyoruz. Bizim kültürümüz, derdimiz, medeniyetimiz budur. Bunu değiştirmek olmaz. Bunu yeniden tesis edeceğiz. Türkiye’nin etrafı ateş çemberleri sarmış. Irakta Mısırda Suriye’de Lübnan’da, Filistin’de her gün takip ediyorsunuz. Biz bunların karşısındaki tavrımızı iki şekilde belirlememiz lazım. Birincisi milli menfaatlerimiz lazım, ilişkilerin daha iyi olması lazım. Ticaretimizin engellenmemesi lazım. Ticaretimiz durdu büyük kayıplarımız var. Büyük pazar kaybettik. Bunu niçin yaptık? Bunu tekrar kazanmak lazım. Bu kavgada ateşi söndüren rolünü almamız lazım. Bu kavgalarda taraf olmamak lazım. Tarihten gelen sorumluluklarımız bu bölgelerde olumlu müspet tesirlere yarar. Bu gerginlikleri giderebiliriz. Sorunların çözümünde etkili olabiliriz. Ortadoğu’da barışın ve güvenliğin yeniden kurulması için büyük imkânlara sahibiz. Bu göreve geldiğimiz günden itibaren de bunu yapmaya çalışacağız. Buna muktediriz. Tecrübeye sahibiz. Bütün dünya ‘yurtta sulh dünyada sulh’ sözünün anlamını öğrenecektir”

 

Burada bir yol ayırımı da söz konusu. Çünkü Erdoğan “Köşk’e çıkarsam, tarafsız olmam” diyor. İhsanoğlu ise “Köşk’e çıkacak Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, 76 milyonu kucaklayabilmelidir” mesajı veriyor. İhsanoğlu’nun bu konudaki görüşlerini de yansıtalım:

 

İlk defa halkın oylarıyla seçilecek bu cumhurbaşkanına anayasadakinden öte bir güç veriyor. Fakat bunu nasıl kullanacaksınız size oy veren yüzde 50 hatta yüzde 60 ‘biz yüzde 60 oy bekliyoruz’ onu da söyleyeyim size. Bana yüzde 60 ay verdi Çankaya’ya çıktın. Peki, yüzde 40 ne olacak onları adam yerine koymamam yok öyle bir şey. Siz 76 milyonun cumhurbaşkanısınız. Onların düşüncesi ne olursa olsun hepsine eşit mesafede olmanız lazım. Sizi bir siyasi proje ile Çankaya gidersiniz çatışma olur. Geçmişte büyük bir kriz yaşadık. Küçücük bir defterin fırlatılmasıyla milyarlarca dolar kaybedildi. İnsanlar işsiz kaldı. Fabrikalar kapatıldı. Birileri yanlış bir harekete yaptı. Kriz çıktı. Bu maceraya niye girelim? Ülkemizde huzur dünyada itibar istiyoruz. Bu anlayışla hareket edeceğiz. Köprüleri hükümetler yapsın cumhurbaşkanı da destek verir onları açabilir. Ama köprüleri hükümet yapar. Fakat rolleri değiştirmek ya da birleştirmek olacaksa bu tehlikeli ve maceralı bir yoldur”

 

Cumhurbaşkanlığına giden yolda kimin ipi göğüsleyeceğini söylemek şu anda mümkün değil. İlk bakışta değerlendirdiğimizde eşit koşullarda bir yarışın olmadığı, İhsanoğlu’nun mağdur pozisyonunda olduğu görülüyor. Zaten kendisi de bunu “Eşit şartlarda yarışmıyoruz, halk bunu görüyor ve gereken cevabı da sandıkta verecektir” diye dile getiriyor. Eğer, söylendiği ve beklendiği gibi halk değişim istiyorsa, bunu mutlaka sandığa yansıtacaktır. Ama öncelikle, “çatı adayı” Cumhurbaşkanlığı için ortaya çıkaranlar arasında çatlağın olmaması gerekiyor.

e.mail: [email protected]

          [email protected]

 

 

 

NECDET BULUZ - necdet buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir