Kıbrıs’a kalıcı bir barış getirmek için görüşmeler yapan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Rum lider Anastasiadis’in 4 Temmuz’da yaptıkları görüşmenin ağırlık noktalarından birisi olan Güven Arttırıcı önlemlerin içinde, Rumların yeni sınır kapılarının açılması talebi dikkat çekici bir konu.
Rumların önerisi içinde Lefkoşa’da Baf Kapısı yanında, Mağusa’da Derinya yolunda ve Gaziler-Kiracıköy (Piroi-Athienu) köyleri arasında yeni kapıların açılması var.
Rumların bu talebi gerçekte art niyet taşımakta.
Bu art niyeti, Avrupa Komisyonu’nun 16 Mayıs 2014 tarihinde yayınladığı, sınır geçişleri ve Kuzey Kıbrıs’tan Güney Kıbrıs’a ticareti düzenleyen Yeşil Hat Tüzüğü 2013 raporunda, Anastasiadis’in mobil iletişim konusunda sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kodu olan 00357 rakamının benimsenmesi talebinde bulunmasında ve Yeşil Hat Tüzüğüne rağmen, Kıbrıslı Türklere ait ticari araçların Rum tarafına geçişlerinde Rum Yönetiminin yarattığı engellerde açık olarak görmek mümkün.
Anastasiadis cep telefonları karşılıklı her iki tarafta da kullanılsın ama çevirme kodu 357 ile başlasın demekte. Belli ki engel teknik değil, Anastasiadis’in bizzat kendisi. Rumların tüm niyeti, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik ve yönetimini KKTC topraklarına yaymak. Başka hiç bir hedefleri yok, Kıbrıslı Türklerle ortak bir yönetim kurmak istekleri yok, barış istekleri ise hiç yok.
Raporu okumak lazım, Rumların niyetini ve düşüncesini daha iyi anlamak için…
Avrupa Komisyonu’nun raporunun daha ilk satırında, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde Kuzey Kıbrıs’tan Güney Kıbrıs’a yapılan ticaret hacmindeki düşüşten dolayı endişe duyduğu yer almakta. Raporun bir başka paragrafında da, iki toplumun ekonomi alanında dayanışmayı artırdığı yönünde bir kanıta rastlanmadığı bulunuyor.
Söz konusu raporda, ticaret rakamlarının bir önceki yıla oranla yüzde 15,5 oranında düşüş yaşandığı, Kıbrıslı Türklerin, ürünlerinin Rum dükkânlarının raflarında kabul görmediği ve Kıbrıs Türk ürünü satın alma konusunda Kıbrıslı Rumlar arasındaki genel isteksizlik olduğuna yer verilmiş.
Özetle Kıbrıs Türk tarafı ile Kıbrıs Rum tarafı arasında ne ticarette bir gelişme var, ne de ekonomi alanında bir dayanışmada. Bunun tam tersine Rum tarafı, Kıbrıslı Türklerin dünya ile olan bağını ve iletişimini koparmak için elden geleni yapmakta, diplomatik, siyasi, kültürel, sportif ve akademik her olanağını da kalleşçe kullanmaktan hiç çekinmemekte.
Çok değil daha birkaç gün evvel KKTC Dışişleri Bakanı’nın Kıbrıs Rum tarafında bulunan yabancı Elçilerle görüşmesine ve Büyükelçilerin, Bakanın yemek davetini kabul ederek icabet etmelerine karşı çıkmış, Büyükelçilere bu konuda nota gönderecek kadar da çirkinleşmişti Anastasiadis başkanlığındaki Rum Yönetimi.
Yazık ki, hem bizler hem de BM ve AB, bu kafa ve niyetteki Rumlardan saf saf bizimle ortak devlet kurmalarını 50 yıldır büyük bir sabırla beklemişiz ve hala da beklemekteyiz.
Polis Genel Müdürlüğümüzün 2012-2013 yılları itibarıyla kara giriş kapılarından yapılan giriş-çıkış kayıtları raporuna göre de, KKTC yurttaşlarının 2013 yılında 2012’ye göre kara giriş kapılarından Güney Kıbrıs’a yaptıkları çıkış işlemlerinde 85 bin 233 daha az işlem yapıldığı, “diğer ülke yurttaşları”nın da 2013 yılında 2012’ye göre kara giriş kapılarından KKTC’ye yaptıkları giriş işlemlerinde ise 139 bin 606 daha az işlem yapıldığı yer almakta.
KKTC toprağı olan Erenköy’e, Yeşilırmak-Pirgo Sınır Kapısı’ndan karadan gidişlerde, Erenköy’e geçiş için salı, cuma ve cumartesi olmak üzere haftada 3 gün kararlaştırılmasına rağmen Rum tarafı geçişler için hafta içi günlerde izin vermeyerek sorun çıkarmakta. Yeşilırmak kapısının açılması sadece Pirgoluların Lefkoşa’ya gelişlerinin 3.5 saatten 1.5 saate inmesini sağladı, o kadar. Türklere hiç bir faydası yok maalesef. Burada Rumların oyununa geldiğimiz kesin.
AB Komisyonunun Raporu ve yaşananlar artık daha fazla sınır kapısının açılmasına gerek olmadığını göstermekte.
Rumların uzun vadeli niyeti ve hedefi, sınır kapılarının sayılarını iyice arttırdıktan sonra başta Lefkoşa olmak üzere bazı kapılarda karşılıklı giriş-çıkış muhaceret işlemlerin kaldırılmasını talep etmek olacak, ilk başta hayal ettikleri gibi ellerini kollarını sallayarak KKTC’ye geçip, hükümranlıklarını bu tarafa da yayabilmek için.
Ata ATUN
e-mail: [email protected]
7 Temmuz 2014
Bir yanıt yazın