Catı aday’ı Ekmeleddin İhsanoğlu CNN Türk’te Taha Akyol’un sorularını yanıtladı. Çözüm sürecinden yana olduğunu söyleyen İhsanoğlu, muhafazakar olduğunu belirtti. Atatürk ve laiklik kavramlarından ödün vermediğini kaydeden İhsanoğlu cem evlerinin açılmasına da sıcak bakıyor.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, adaylığının ardından ilk açıklamalarını CNN Türk’te Taha Akyol’a yaptı. Kahire doğumlu olan İhsanoğlu, babasının 22 yaşında Mısır’a gittiğini anlattı:
”ÇOK BÜYÜK HİZMETLER YAPTIM”
“Babam Mısır’a eğitim için gidiyor. Mehmet Akif Ersoy’la beraber gidiyor. Yaşı 22. Eğitimini orada alıyor. Babama Kral Fuat orada beylik rütbesi vermiş. Ama babam bunu hiç kullanmamış. Daha sonra orada hocalık yapıyor. Babam Türktür, anam Türktür. Babam Yozgatlı biliyorsunuz. Kökümüz, kösteğimiz belli. Annem Rodoslu. Kimsenin aklına farklı bir şey gelmesin, soyadı Hacıoğlu. Ben o iki Türk’ün evladı olarak doğdum ve hayatım boyunca başka bir ülkenin vatandaşı olmadım. Ben orada çok büyük hizmetler yaptım. Bunlarla iftihar oldum. Babam Mısır vatandaşı olmadığı için vefatında bize orada maaş bağlanmadı.” Babam sizin dedenizin talebesi “Taha Akyol’un”. Annem Rodoslu. Görmek isteyenler adadaki Fatih Camii’sine baksın karşısındaki ev annemlerin eviydi. Ben Mısır’da olduğum kadarıyla hep konsolosluktaydı kaydım.”
“ASKERLİĞİMİ YAPTIM ŞAHİTLERİM YAŞIYOR”
“Bornova’da topçu olarak yaptım askerliğimi. Asker arkadaşlarım hayatta. Kayıtlara inanmayanlara şahitleri de getiririm. Nasıl dönemi Mısır’daydım. Büyük heyecan dönemiydi. Bugün İslam alemi bu haldeyse Nasır’ın eseridir. Bugün Kudüs kaybolduysa Nasır’ın eseridir. Ortadoğu’da sınırlar tam 100 sene önce çizildi. Bu devletler Osmanlı’nın rahminden prematüre doğan çocuklardı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun mal varlığı açıklandı
ARAP BAHARI DEĞİL SONBAHARI
Akyol’un son yıllarda Ortadoğu’da meydana gelen ve Arap Baharı olarak anılan olayları sorduğunda İhsanoğlu karşı çıktı. Bunun adı sonbahardır dedi.
“Baharı’nın gelmesi için daha çok uzun yolu var. Bu ifade yanıltıcı. Bunun adı Arap diktatörlerin sonbaharı. Şiddet, terörizm, mezhepçilik, dincilik üzerine oynanıyor. Harita çatlıyor. Irak defacto olarak üçe bölündü.”
“Bugün IŞİD denen terör çetesi Amerikan işgalinden sonra ortaya çıktı. Bunlar çok tehlikeli şeyler. Bu bölünmelere çok dikkat etmemiz lazım.”
“Cumhurbaşkanı seçilecek kişi bugün Anayasa’nın 104. maddesine göre seçilecek ve yemin edecektir. Bu Anayasa yürürlükte olduğu sürece buradaki görevleri yerine getirecektir. Bugün insanlarımız endişe duymaya başladı. Bir içeride siyasetin gerginleşmesi, iki etrafımızda bu bölünmeler vatandaşımızı çok rahatsız ediyor. Ekmeleddin İhsanoğlu zafer işareti yaptı
DEVLETİN BAŞI MİLLETİN BABASI
Tabii seçilecek Cumhurbaşkanı 104. Maddeye göre seçilecektir. Bu anayasa yürürlükte kaldığı sürece ona göre hareket etmeli. Öncelikle Türkiye’nin ihtiyacı iç güvenlik ve huzur. Ben bunu bir çok şehirde görüyorum. İki endişe var ülkede. Biri siyasi kutuplaşma ve ikincisi etrafımızdaki bölünmeler. Onun için Cumhurbaşkanı’nın önceliği içeride barışı sağlamalı. Türkiye hem içeride hem dışarıda buna muktedirdir. Siz yüzde 45 ya da 50 de alsanız yine sizi istemeyen büyük bir çoğunluk var demektir. O yüzden siz istediğinizi zorlamak durumunda değilsiniz. Devletin tepesinde kavga olmamalı. Orası bir emniyet sibobu olarak değil eğer o sigorta atarsa bütün devlet kötü duruma düşer maazallah. Tabii bu seçim için önemli olan Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilecek olması. Benim kanaatim Türkiye’nin ihtiyacı olan herkesi kucaklayıcı bir Cumhurbaşkanı. Yani devletin başı milletin babası olmalı.
BAŞKANLIK MI PARLAMENTER SİSTEMİ Mİ?
Bize en yakın sistem parlamenter sistemidir. ABD’ye baktığımızda başından beri Başkanlık sistemi var. Çünkü orası bir çok devletin birleşimiyle meydana gelmiş bir ülke. Orada bir çok ülke vardı. Federatif bir sistem kurdular. Bu onların tarihi. Bizimkinden farklı. Bizimki daha çok Avrupa’ya yakın. O yüzden parlamenter sistem daha uygun. Orada bir çok federasyon yönetimiyle ilgili detay var. Her eyaletin meclisi var savcısı var. Biz o federasyonun sadece başını alıyoruz gövdesi yok. O zaman gövde olmazsa bu yıkılır. Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu: Mutlu ve umutluyum
HORASAN ERENLERİ GELMESEYDİ ANADOLU BİZİM OLMAZDI
“Alevi realitesi, varlığı, Anadolu’nun sosyolojik bir realitesi. Mevlana olmasa, Hacı Bektaş-ı Veli olmasa, Yunus Emre olmasa Anadolu 1000 sene Türk olmazdı. Başka imparatorluklar gibi bizler de biterdik. Dolayısıyla bu vatanda doğan herkesin eşit şekilde yaşama ve devletten eşit muamele göre hakkı vardır. Alevi kardeşlerimizin cemevi taleplerine ben sempatiyle bakıyorum ve bu konuyu devletimizin düzenlemesi gerekiyor.”
CUMHURBAŞKANLIĞININ SİYASETTE YERİ
Siyasette Cumhurbaşkanı hakem olmalı. Yönlendirici olmalı. Kendi gündemini başka siyasilere kabul ettirme yeri olmamalı. Bir orkestra şefi olmalı. Akil bir kişi olmalı. Bu şekilde düşünmezsek mini krizler devletin başında yaşanabilir. Bakın rahmetli Ecevit zamanında ufak bir kriz olmuştu. Ufak bir çatışma sonrasında kriz geldi. Devletin tepesinde sigorta atmaması lazım.
SİZİN GÖRÜŞÜNÜZ NE?
Ben kendime bir yafta vurmak istemiyorum. Ama ben dindar bir anne ve babadan dünyaya geldim. Ama ben aynı zamanda bazı değerlere karşı muhafazakarım. Yani bir İngiliz nasıl değerlerini yaşatıyorsa bizim de yaşatmamız lazım. Aynı zamanda fen tahsili almış biri olarak aklın ve bilimin önemini bilen, Arap ve Batı edebiyatını çok iyi bilen bir insanım. Ve ben dünyaya açılan bir insanım. Gerek akademik, gerek diplomatik kariyerimde bunu kanıtlamış bir insanım. Ben devletin en üstünde bu değerleri yaşatmak için mücadele etmek istiyorum. Bakın DSP, MHP, CHP ve DP gibi partiler bir değişim için bir araya geldiler. Bu bir dönüşümdür. Bir yanda Ecevit‘in partisi bir yanda demokrasininin kurucusu olan Demokrat Parti, Adnan Menderes’in partisi. Ak Partili dostlarım da var benim. Hem aydını hem partilisi hem de o partinin kurucularından var arkadaşlarım. Ve herkes bir dönüşüm bekliyor artık.
ÇÖZÜM SÜRECİNDEN YANAYIM
Barıştan yana olmayan savaştan yana demektir, ölümden yana demektir. Biz barış istiyoruz. Bizim burada hatalarımız var. Biz atalarımızdan Osmanlı’dan gelen hatalarımızla örneğin meseleyi falakayla halletmeye çalışıyoruz. 1980′den bu yana 30 bin evladımız yaşamını yitirdi. Ama ne pahasına çözüm süreci değil. Biz bin yıldır beraber yaşıyorduk. Ama biz ne zaman ulus devlet kurduk o zaman insanları falakaya yatırdık. Ama tabii belli bir aşamadan sonra parlamentonun olaya dahil olması lazım.
Bir yanıt yazın