Osman Bucukoglu
June 25 at 12:12pm ·
EKMELEDDİN İHSANOĞLU NASIL KAZANIR? IŞİD’İN ROLÜ NE OLABİLİR?
RTE, TERS KÖŞE BİR ADAYLA BU OYUNU BOZABİLİR Mİ?
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi sonrasında AKP muhalfi kitlelerin üzerinde ana hatlarıyla mutabık kaldığı bazı hususlar;
1) Ekmeleddin İhsanoğlu’nu içine sindiremeyen ciddi miktarda seçmenin sandığa gitmemesinin kuvvetle muhtemel olduğu, bu durumda RTE’ye Çankaya yolunun açılacağı
2) Ekmeleddin İhsanoğlu’nun okyanus ötesinden sufle edildiği, bir yönüyle Afganistan’daki Hamid Karzai’yi andırdığı
3) Cumhuriyet devrimleri ve laiklik açısından tehlikeli bir isim olduğu,
4) ABD’nin, yerel seçimlerdeki f tipi onaylı adayları göz önüne alındığında Pensilvanya güdümlü CHP’nin ve Pensilvanya’nın koalisyonunun söz konusu olduğu
5) Muhalefet partilerinin sandık görevlisi bulmakta bile zorlanacakları
Peki!
RTE kendisi de Çankaya’ya çıktığı takdirde hem AKP üzerindeki hegamonyasının zayıflayacağının, hem 7 yıl sonra F tipi örgütün insafına kalacağının farkında.(1, 2 ve 3) Bir başbakan olarak, onca yeni yasal düzenleme ve tasfiye operasyonuna rağmen kendi ofisine böcek koyanlarla mücadele edemiyor(4) ve cumhuriyetçi çevrelere yakınlığıyla bilinen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun kendisini uyarmasına neden olacak şekilde yargıya miting meydanlarından müdahale etmek zorunda kalıyor(5), Tübitak’ta hala askeri casusluk davasıyla ilgili f tipi bilirkişi raporlarına engel olamıyor(6). Yani ibre hala f tipi örgütten yana, Çankaya’ya çıkmak kendisi açısından sonun başlangıcına dönüşebilir. 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Çankaya için çok hevesli olan Emine Erdoğan’ın gelinen noktada uluorta “ikna edin aday olmasın. ben de istemiyorum” demesi boşuna değil.(7)
ABD kendi istihbarat operasyonu gibi işlev gören f tipi örgüt tarafından hırpalanmasına göz yumduğu, Suriye’deki kendi günahlarını kucağına yüklediği RTE’nin Çankaya’ya çıkmasına neden olacak bir ismi neden aday gösteriyor? ABD esasında Ekmeleddin’in arkasında değil mi, olabilir mi? Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu esasen RTE’yi cilalama amacıyla gösterilen bir adaysa, o takdirde CHP içinden ikinci bir adayın çıkmasına engel olma çabası neden? Kılıçdaroğlu net bir şekilde müsaade etmeyeceğini söyledi(8), parti sözcüsü Haluk Koç da parti disiplinini hatırlattı(9). CHP en üst düzeyde verdiği bu gözdağı mesajlarıyla da yetinmedi. Bir milletvekili yasaya göre sadece tek bir aday için imza verebilmekte(10); ikinci bir aday olasılığını azaltmak için CHP’li vekillere Ekmeleddin İhsanoğlu’na imza vermeleri için baskı kurularak, tulum imzayla aday gösterilmesine çalışılmakta(11). MHP olası itirazların önünü almak için bütün İstanbul İlçe yönetimlerini görevden aldı(12).
CHP’nin cumhuriyetçi/çağdaş vurguları yüksek, olası ikinci adayının MHP tabanından yüksek oranda oy alması pek mümkün değil. Yani olası bir ikinci aday CHP tabanının oylarını kendisine çekerek Ekmeleddin İhsanoğlu tehlikesini bertaraf edebilir, ama RTE tehlikesine pek çare değil. Uzun lafın kısası, ikinci bir aday gösterilse de gösterilmese de ibre RTE’den yana. Cumhuriyetçi vurguları yüksek bir aday RTE korkusuyla Ekmeleddin İhsanoğlu’na gitmesi muhtemel oyları kendisine çekerek RTE’nin önünü açacaktır; Ekmeleddin İhsanoğlu’nun RTE’ye karşı tek aday olarak yarışması pekçok seçmenin sandık boykotuna neden olarak yine RTE’nin önünü açacaktır.
Diyelim ki, genel kanaat doğru. Yani Ekmeleddin İhsanoğlu aday gösterilerek, ABD tarafından RTE’nin önü açılmak istendi. Bu durumda ikinci bir adaya engel olmak konusundaki bu yoğun ve tepki çeken çaba niye? İkinci aday kazanacağından mı korkuyorlar? Emin misiniz!? İkinci turda sadece BDP ve AKP oyları RTE için yeterli! İhsanoğlu’nun adaylığına tepki olarak gerçekleşen AKP’ye oy transferini hesaba katarsak, RTE ikinci tura ihtiyaç bile duymayabilir.
Bütün bu paradoksal gelişmeleri çözecek bir anahtar var mı? Evet, var. IŞİD ve elindeki rehineler!
1) Yayın yasağı nedeniyle bu konuda gazeteler haber yapamamakta, ama Bülent Arınç’ın saçma sapan IŞİD’ın Türkiye’yi hedef almadığı yönündeki açıklaması, tersten okumayı başaranlara tehdidin büyüklüğünü göstermekte(13). Bundan aylar önce verilmiş bir demeç olsa, AKP’nin zihniyetinin tezahürü denilebilir. Ama bir rehine krizinin ortasında böyle bir açıklama pek olağan değil. Şahsi kanaatim bu mealdeki bir açıklamayı IŞİD’in dayattığı, RTE’nin kendisi yerine Arınç’ı sahaya sürdüğü.
2) Adayların açıklanması için son düzlüğe girdiğimiz günlerde, tekrar Adana’daki TIR baskını konusunun yeniden gündeme gelmesi(14) ve Kılıçdaroğlu’nun belgeleriyle IŞİD’e silah sevkiyatını ortaya koyacağını(15) deklare etmesi boşa değil. 17 ve 25 Aralık operasyonlarına zemin oluşturan soruşturmalardan haberdar olan CHP yönetiminin, aylarca yolsuzlukları ve düzmece Selam Terör Örgütü konularını bildiği halde sesini çıkarmadan beklemiş olması, silah sevkiyatı ve IŞİD konusundaki belgelerin uzunca bir süredir Kılıçdaroğlu’nun çekmecesinde olduğunu düşündürmekte. Kendisine bu belgeleri servis eden adres artık sanırım artık herkesin malumu.
3) Bütün dünyanın bildiği bir sır: El Kaide ve uzantıları birer CIA operasyonu. ABD destekli olduğunu ABD’nin de kabul ettiği Özgür Suriye Ordusu’na (“ÖSO”) saldıran El Nusra’nın ve hem ÖSO’ya hem El Nusra’ya saldıran IŞİD’in CIA destekli olmaları mümkün mü? Emekli tuğamiral Türker Ertürk mümkün olduğunu iddia etmiş. Yaptığı çözümlemede Esad’a karşı ve ABD çıkarlarına yönelik sonuç alamayan yapılanmayı tasfiye etmek için şiddeti daha vahşi şekilde kullanabilen yeni bir örgütlenmeyi CIA’nin devreye soktuğu kanaatini ifade etmiş. ÖSO sonuç alamayınca devreye El Nusra’yı sokulmakta, o da yetersiz kalınca IŞİD devreye girmekte. Her devreye giren, kendisini hareket alanı açmak için, kendisinden öncekileri de hedef almakta(16). Kendisini yıllarca ABD’nin hizmetine adamış, BOP eşbaşkanlığıyla taltif edilmiş RTE’nin f tipi örgütün ortaya saçtığı bilgi ve belgelerle, ABD tarafından Türkiye kamuoyuna ve bütün dünyaya El Kaide ve IŞİD’in himaye eden kişi olarak lanse edilmesi söz konusu. Bu lansman hem ABD’nin rolünü perdelemekte, hem IŞİD’in bütün vahşetine olan öfkenin ABD’nin gözden çıkardığı RTE’ye yönelmesini tesis etmekte.
4) IŞİD’in kabaca 17-18 bin silahlı militanı olduğu ve bunlardan yaklaşık 10 bini Irak’ta. Musul konsolosluğunu IŞİD 900 militanla kuşatmış(17). Yani bütün Irak’taki kuvvetlerinin %10’unu konsolosluğa yaptıkları kuşatma için kanalize edilmiş. Belli ki, emir en tepeden gelmiş. Sizce CIA’nın onayı olmadan olabilir mi? IŞİD’in rehinelerle ilgili ilk açıklamalarındaki tutarsızlık da, rehinelerle ilgili kendilerinin üzerindeki bir otoritenin tahakkümünde oldukları kanaatini desteklemektedir. (18 ve 19)
5) IŞİD yaptığı bir açıklamayla tutukladığı rehineleri serbest bıraktığını, IŞİD’a aktardıkları istihbari bilgiler sonrasında bir IŞİD projesine dahil oldukları, serbest bırakılmaları sonrasında IŞİD’e katılarak PKK/YPG’ye karşı düzenlenen bir örtülü operasyonda görev aldıklarını açıkladı. IŞİD’in açıklamasını yandaş medya olarak bilinen Akşam Gazetesi’nin haberleştirdiği dikkat çekmekte(20). Doğru olabilir mi? Bilemiyoruz, açıklamadaki bir husus özellikle dikkate değer. Açıklamada kullanılan “covert operation / örtülü faaliyet” silahlı direniş / gerilla yapılanmalarının kullandığı bir jargon değil, genellikle istihbarat örgütlerinin kullandığı bir jargon. Herhangi resmi bir yapı, kendisini bir sis perdesinin arkasında perdeleyerek operasyon gerçekleştirdiğinde kullanılmakta. (21 ve 22)
5) Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığına itiraz eden AKP muhaliflerine susturmak için “Ekmeleddin’e oy vermezseniz, kurulacak RTE diktatörlüğünün vebali boynunuza” ithamı kullanılmakta. Bu itham an itibarıyla pek yankı bulmamakta, ciddiye alınmamakta. Ama IŞİD’in rehinelerle ilgili bütün Türkiye’yi kaosa sokacak bir takım kararlar alması halinde, bu ithamı göğüslemek giderek zorlaşacaktır. ABD ve CIA’nın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçilmesini tesis etmek için bu yönde planları olabilir mi? Bilemiyoruz, ama birşey net olarak eminiz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde rehinelerle ilgili her olumsuz haber akışı, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun hanesine oy artışı olarak yazılacaktır. Köşeye sıkışacak RTE’nin aleyhine olacak bu tarz bir gelişmede, geniş halk kitlelerinin sempatisini kazanacak adımları Ekmeleddin İhsanoğlu atacaktır.
6) ABD’nin fonksiyonunu/varlığını perdeleneyecek şekilde “IŞİD = AKP” algısını pekiştirecek hamlelerin, Gülen-ABD güdümlü CHP ve medya tarafından yeni bilgi, belge ve görüntüler eşliğinde pompalanmakta olması, IŞİD’in elindeki rehinelerin cumhurbaşkanlığı seçiminde RTE’yi hırpalamak amacıyla devre sokulması ihtimalini arttırmaktadır. Lyon’dan dönüş yolunda uçakta yandaş bir gazeteye RTE’nin verdiği röportajda bu olasılığın gündeme gelmesi, her ne kadar RTE ihtimal vermediğini söylese bile, belli ki kafaları kurcalamakta(23).
RTE adaylıktan vazgeçebilir mi? Vazgeçmesi durumunda Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kazanma şansı nedir?
Tekrar altını çizelim. Sadece IŞİD’in elindeki rehineler değil; f tipi örgütle etkin mücadele, mücadele edemese bile kendisini ve ailesini koruma endişesi (1,2 ve 3) RTE’nin aday olmama olasılığını güçlendirmektedir. Aday olmak bir yana, bütün Türkiye’yi şaşırtacak çok süpriz bir aday açıklayabilir. Lyon dönüşündeki röportajında ters köşe yapabileceklerini RTE bizzat kendisi ifade etmiş(23). “Bu böyle olacaktır” diyemiyoruz; ama adaylığın kendisi, ailesi ve ülke içinde yaratacağı kaotik atmosferin kendisini ve yakın çevresini de düşündürdüğü aşikar. “Ters köşe bir aday” denince akla gelen ilk gelen isimler Tuncer Kılınç, Hanefi Avcı, Çetin Doğan, Ahmet Zeki Üçok, Dursun Çiçek, Türker Ertürk, Metin Feyzioğlu, İlhan Cihaner vb. isimler. Bu isimlerin hepsi AKP muhalifliğiyle nam salmış, ama f tipi örgütle mücadele söz konusu olduğunda AKP nefretinin gözlerine perde indirmesine müsaade etmemeyi başarmış kişilikteler. Bu tarz bir aday RTE’nin işaretiyle oy veren AKP tabanını, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu sindiremeyen cumhuriyetçi kitleleri, f tipi örgütün güdümündeki bir MHP’den rahatsız olan milliyetçi kitleleri etrafında toplayabilir. İçlerinden bazıları BDP tabanından bile oy almayı başarabilir. IŞİD’in elindeki rehinelerin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun oylarını arttıracak bir koz olarak kullanılmalarına da engel olabilir. “Bu böyle olacaktır” diyemiyoruz, bu bir senaryo. Bu senaryo belli ki RTE’nin de ilgisini çekmekte.
NOTLAR:
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10) https://www.youtube.com/watch?v=Z7mOJLtEakk (2:43:00 – 02:44:00)
11)
12)
13)
14)
15)
16)
17)
18)
19)
20)
21)
22)
23)