..
AKP’nin Türkiye’yi belirsizliğe sürüklediğini düşünen partilerin ortak cumhurbaşkanı adayı Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ile önceki gece Esenboğa Havaalanı’nda bir kahve içimi sohbet ettik. Ekmel Bey, saat 22.00 uçağıyla Ankara’dan İstanbul’a gidiyordu, ben de 20.00 uçağıyla İstanbul’dan Ankara’ya dönmüştüm. Karşı yönlerden gelip havaalanında karşılaştık!
Kendisiyle ilk kez yüz yüze geldim. İlk birkaç dakikanın ardından sohbet koyulaşınca araya girmeden edemedim:
“Ben CHP İzmir Milletvekiliyim ama, aynı zamanda köşe yazarıyım…”
AKP’nin tanınmış kesimlerinden de adaylığına destek gelmiş. Buna ilişkin birkaç ayrıntının polemik konusu olmaması açısından yazılmamasının rica etti. Bunun dışında kahve içimi sohbete sığacak pek çok konuyu konuştuk. Kamuoyundaki soru işaretlerini paylaştım, bunlara açıklık getirmenin en iyi yolunun bir an önce toplum önüne çıkması, konuşması olduğunu, bunun da beklendiğini vurguladım.
Kendisinin ve Erdoğan’ın adaylığının kesinleşmesinden sonra medyaya geniş kapsamlı bir değerlendirme yapacağını söyledi.
***
Adının öne çıkmasını sağlayan görevlerinin yurtdışında olduğu, bu yüzden de ne kadar Türkiye’ye ait sorularının gündeme geldiğini anımsatınca şu karşılığı verdi:
“Ben o görevlerin tümünü Türkiye için yaptım. Türkiye’yi temsil ettim. Elbette Türkiye’den de kopmadık. Bu toprakların tarihiyle büyüdük. Bin yıldır Anadolu’da yaşıyoruz. Selçuklu kendine özgü ilkeleri olan bir devletti. Ardından Osmanlı daha değişik bir yapılanmayla yükseldi. Türkiye Cumhuriyeti modern devlet kurallarıyla inşa edildi. Atatürk’le ilgili düşüncelerimi açıkladım… Bugün Türkiye, kuruluş temellerinin dışında, dini yozlaştırmış, toplumu 12 Eylül öncesinden de kötü biçimde kamplara bölmüş bir iktidar tarafından yönetiliyor. Benim bunlar karşısında çözümüm, kimsenin bilmediği sihirli formüller değil. Hukuku uygulayacağım, evrensel ilkelerle sorunların çözümü için çaba harcayacağım…”
Aleviler konusunda ayrı bir hassasiyet göstereceğini, kuracağı diyalogların ardından soru işaretlerinin biteceğini vurguladı
Kendisini şöyle tarif etti:
“Ben tek kalıba sığacak bir insan değilim. Bilim insanıyım ve dünyaya da öncelikle bu pencereden bakarım. Herkes hakkımda bir şey söylüyor. Aynı anda hem mason oluyorum hem şeriatçı, bu mümkün mü? Bugün Türkiye’nin başlıca ihtiyacı huzur, bunun için toplumun büyük çoğunluğunu içine alan bir sentez hedefliyoruz.”
Aziz Nesin’le mektuplaşmalarından, Nâzım Hikmet’in Ferhat ile Şirin’ini Arapçaya çevirip oyunu izleyişinden satır aralarında söz eden Ekmel Bey başta bu aydınlarımızın yaşadığı acılar olmak üzere devletin en çok sopa göstermeyi sevdiğini, bundan vazgeçip çağın değerlerini yakalamamız gerektiğini belirtti.
***
Ekmel Bey, attığı adımın ağırlığını, sorumluluklarını, ikna etmesi gereken kesimler olduğunu görüyor. Bunun için dar zamanda ne yapılabilir planlaması içinde.
12. cumhurbaşkanını seçeceğiz. Öncekilerin aksine ilk kez halk seçecek.
Bugün Cumhuriyetin kuruluş değerleri konusunda hassas olan herkes, AKP’nin dayatmasına karşı güçlü bir ortak payda nasıl oluşur sorusuna yanıt arıyor.
Mesele, AKP’nin karşısında Cumhuriyeti en iyi savunan, sesini en iyi çıkaran aday bulmaktan çok AKP’yi sandıkta yenecek bir sentez yaratmak. Zira Türkiye’de yok edilemez bir Cumhuriyetçi çekirdek var. Bu çekirdeğin belirleyici olabileceği bir süreç başlatmak ve Köşk seçimleriyle 2015’teki genel seçimlere bütün bakıp yeni bir iktidar yaratmak gerekiyor.
CHP’ye genel başkan seçmiyoruz…
AKP’ye karşı toplumun salt çoğunluğundan oy alacak ve devamında iktidar değişikliğinin başlangıcını oluşturacak bir çıkış arı