Acil ihtiyaç: İyi insan, onurlu ve sorumlu vatandaş!..
Mustafa Nevruz SINACI
Çok garip bir tecelli! İyilerin sorumsuzluğu, toplumsal yaşam biçiminde oluşan kalite kaybı, yozlaşma, çürüme ve yolsuzluklara karşı duyarsızlık!.. Buna mukabil kötülerin arsızlık, azgınlık ve kanun/kural tanımazlık nedeniyle, medeniyette meydana gelen büyük kırılma!
Tekâmül nazariyesi tersyüz oldu; Başta Einstein’in izafiyet teorisi olmak üzere; Pek çok ahlâkçı, sosyolog ve fizikçisinin teorileri anlamsızlaştı. ABD Neoconlarının tanrısı, aziz Samuel (Hungtinton)’un büyük bir palavracı olduğu ortaya çıktı. İnsan hakları, adalet, hukuk ve eşitliğe dair kurallar ve kurumlar buharlaştı. Öncelikle, emperyalist kurulumlu Yahudilik; Sonra “din ticareti odaklı vahşet, ötekilere engizisyon, Müslümanlara jenoside, dünya çapında hırsızlık, yolsuzluk, terör ve tedhiş mesleği haline gelen Hıristiyanlık; İnancında çürük, ilimle amel etmeyen, söylem ve eylem uyuşmazlığına düşen; İslâm kisvesi altında kâfir bozuntuları; Medenileri, insani değer ve yüksek yaşam formu’nun kahir ekseriyetini fena bozdu!..
Artık, ne büyük bir utançtır ki., Yıllardır Müslüman olduğunu iddia eden kişi, toplum, cemaat ve devletler rüşvet, yolsuzluk, ayırma-kayırma, taammüden cinayet, pahalılık, anarşi, terör, tedhiş, ırza geçme, insan hakları ihlâlleri, adalet ve hukuka tecavüz, fuhuş, livata ve sair âdi, süfli, meşrebi iğrenç ve lânetli, şeytani haller dolayısıyla eriyor, çürüyor, kokuşuyor…
İşte böyle bir ortamda herkesin ve neredeyse her kesimin;
* Aşırı tükettiği,
* Çevreyi kirlettiği,
* Rüşvet verdiği/aldığı,
* Her şeyi devletten beklediği,
* Trafik kurallarını ihlâl ettiği,
* İmar yasasına aykırı işler yaptığı,
* Vergi kaçırdığı (kul hakkı yediği),
Yani, sayılan alanlarda YOLSUZLUK yaptığı, (kendisi yapmasa da, kötülük yapana ses çıkarmadığı); Parayı verenin düdüğü çaldığı, bal tutanın parmağını yaladığı, devletin malı deniz, yemeyen domuz anlayışının yayıldığı; gemisini kurtaranın kaptan olduğu, dokunmayan yılanın bin yaşadığı Türkiye’de.; Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesini özümsemiş Galip Baran gibi Milli Kahraman, iyi insan, iyi vatandaş, namuslu, dürüst, ilkeli, onurlu ve sorumlu yurttaşlara MUTLAKA ve ACİLEN İHTİYAÇ VARDIR.
Hiç kimsenin, nereyse hiç kimsenin;
* Aşırı tüketmediği,
* Çevreyi kirletmediği,
* Rüşvet vermediği/almadığı,
* Her şeyi devletten beklemediği,
* Trafik kurallarını ihlâl etmediği,
* İmar yasasına aykırı işler yapmadığı,
* Vergi kaçırmadığı (kul hakkı yemediği),
Yani, sayılan alanlarda hiç kimsenin, Yolsuzluk yapmadığı, (parayı veremeyenin de düdüğü çaldığı; bal tutanın parmağını yalamadığı; devletin malının deniz, yemeyenin domuz sayılmadığı, gemisini kurtaranın kaptan olmadığı, dokunmayan yılanın bin yaşamadığı) ileri, mamur, müreffeh ve medeni “hukuk devleti olan” bir Türkiye’de “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi’ni” özümsemiş Galip Baran gibi insanlara İHTİYAÇ KALMAYACAKTIR!…
Yolsuzluk: Görev ve yetkiyi kötüye kullanmak, yasaya, kurala, yönteme aykırı iş yapmak; Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. (Ziya Paşa) Sorun Bencillik, yani Hodkâmlık; Çözüm Sencillik, yani Diğerkâmlıktır; Dünya’yı kurtarmak istersen EĞER, Diğerkâm olman YETER! (Galip Baran) Diğerkâm (özgeci, elci, el sever ): Kendi yararından çok başkalarını düşünen; Halk’a, (Devlete ve millete) yararlı olmaya çalışan; başkalarının iyiliği için elinden geleni esirgemeyen; başkalarına iyilik yapmayı yaşam ve ahlâk felsefesi yapan vakıf insan…
Bu vesileyle; Bütün İslâm âlemi ve Müslüman kardeşlerimizin muazzez ve mübarek Ramazan-ı Şeriflerini içtenlikle kutlar; Feyiz, rahmet, bereket; İlim, irfan, îlmî hayat, af ve mağfiret; Günlük yaşam boyutunda: Karşılıklı mutlak saygı, yaratandan ötürü sevgi, hoşgörü, barış, anlayış, hürmet, muhabbet, tam dürüstlük, adalet ahlâkı ve fazilete sebep olmasını dua, temenni ve niyaz ederim….
Orucunuz kutlu, yaşamınız huzurlu, onurlu, sorumlu, güvenli ve mutlu olsun;
İnşâllah!..
*
Not: Mevcut takvimlerin ve diyanetin imsak vakti yanlış olup; Vatandaşa “en az bir saat fazladan oruç tutturulmak suretiyle” alenen zulmedilmekte ve günaha girilmektedir. Lütfen bakınız: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. B. Bayraklı, Süleymaniye Vakfı Başkanı )