MARDİN’DE KÜRT KALE/KOLU
HÜSEYİN MÜMTAZ
Güney sınırımızın ötesi, Ortadoğu, Mezopotamya adına ne derseniz deyin gayya kuyusu, çıfıt çarşısı, kan banyosu..
Kimlikler, kişilikler, menfaatler, ihtiraslar ve sınırlar karma karışık..
Sykes/Picot haritalarını değişmeye başladığı bazılarının aklına yeni geldi.. Yeni keşfettiler Birinci Dünya Savaşı sonundaki “paylaşma”yı.
Sykes/Picot haritaları; zaten “böyle durumlar” için, “lüzumu halinde tekrar kullanılmak üzere” mevcut ırk-din ve mezhepleri, kabile ve cemaatleri bölebildiğince bölerek çizilmişti.
11 Eylül’den beri en az yüz kere yazdık. Kitaplarımız tanıktır; “Rice/Ralph Peters haritaları, Sykes/Picot’un 100 yıl sonra güncellenmiş versiyonudur” diye..
Sabah şerifleri hayır olsun efendiler.
Amerika geldi, Irak’ı “şekillendirdi” ve gitti.. Şimdiki duruma şaşırdı mı dersiniz?
Aynı Afganistan’daki gibi.. Libya’daki gibi.. “Demokrasi” getirdi..
Somali ve Irak’tan sonra Libya da Türk vatandaşlarını, diplomatik temsilciliklerini istemiyor..
“Yeni Osmanlı”ymış..
Sınırın berisini şimdilik bırakın; sınır bölgemiz nasıl?
“Kilis’te dün sabah saatlerinde kaçakçılar ile jandarma arasında çatışma çıktı.
Suriye tabiyetinde olan üç kaçakçıdan ikisi olay yerinde hayatını kaybederken, biri yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Tibil köyünde yaşamakta olan kaçakçı yakınları da, Kilis Devlet hastanesini bastı. CHP Kilis İl Başkanı Abidin Uslu Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Suriyeli kaçakçıların yakınlarının hastaneye tedavi amaçlı gelmiş dört askeri darp ettiklerini söyledi. Uslu, ‘sınırdaki çatışma sabah saatlerinde oldu. 50-60 kişilik bir grup da öğle saatlerinde Kilis Devlet Hastanesini bastı. Burada gördükleri asker kıyafetlileri dövdüler, dışarıdaki trafik polisi arabasına ve diğer araçlara hasar verdiler. Darp edilen iki asker beyin travması endişesiyle tedavi altına alındı’ dedi.”
Ve….
“Kilis’te, jandarma ekipleri dün sabah Suriye’den Türkiye’ye gelen ve uyarıya rağmen geri dönmeyen araca uyarı ateşi açıldı. Uyarı ateşinin ardından araç Suriye’ye dönerken, Kilis Devlet Hastanesi’ne gelen 1 Suriyeli, kendisini askerlerin vurduğunu iddia etti. Yaralı Suriyelinin tedavisine başlanırken, askeri savcılık sınır hattında görevli 2’si uzman çavuş 3’ü er 5 askerin tüfeklerine el koydu”.
Yâni Sınırın ötesindeki Suriyeli kaçakçılar Kilis Devlet hastahanesini basıp asker dövüyorlar, Suriyeli kaçakçılara ateş eden askerlerin silahına el konuluyor..
Yoksa o meşhur “Şamgen”i imzaladık, sınır filan kalmadı arada da bizim mi haberimiz olmadı?
Sınır boyu böyle de, sınır ötesindeki 2014’ün bahse konu “Yeni Osmanlı” coğrafyasında kimler var?
Irak Aşiret Devrimcileri Askeri Meclisi, Ensar El-İslam, Ceyşu’l-İslam, Ceyşu’l Mücahidin, Ketaib Sevretül İşrin, Baasçı Nakşibendi Ordusu ve Irak-Şam İslam Devleti…
Barzani var..
“Açıkçası 2003’te rejimin yıkılmasından sonra, Irak’ın birliğini ve bütünlüğünü biz Kürtler koruduk. Son on yıldır bu işi biz yaptık. Fakat şimdi Irak zaten bariz biçimde dağılıyor. Merkezi hükümet her şeyin üzerindeki kontrolünü kaybediyor. Ordu, polis ve her şey dağılıyor. Şu an IŞİD dediğimiz oluşumun ortaya çıkışına tanık oluyoruz. Ortaya çıkan yeni bir devletle çok uzun bir sınırı paylaşıyoruz. Bu bizim suçumuz değil, Irak’ın çöküşüne biz neden olmadık. Bilinmeyenin esiri olmak istemiyoruz. Artık Kürt halkının geleceğini tayin etme vakti geldi. Biz de Kürt halkının kararı neyse onu destekleyeceğiz” diyor.
Duran Kalkan var..
“Kritik bir süreçteyiz. Önder Apo da ‘Zamanımız yok’ dedi. Bu bizim sabırsızlığımızdan kaynaklanmıyor. İşte Irak’taki durum, bölgedeki gelişmeler. Geç kalırsak zamanında demokratik adımlar atılmazsa en büyük tehdit ve zararı Türkiye halkı görür. Irak’taki gelişmelerin en fazla tehdit ettiği yer Türkiye’dir. Türkiye için de zaman yok. Ne olacaksa olmalı, adımlar atılmalı. Kürt sorununun demokratik çözümünü gerçekleştirecek tek kişi varsa o da başkan Apo’dur.”
Peki, bu tarafta, bizde ne var?
İmralı’daki çocuk katili var, Süreyya Önder var, Eşbaşkan Yüksekdağ var, Karabekir’i silmek isteyen Sırrı Sakık var, Ahmet Türk var..
Katil; “Kalekol, karakol yapımları, güvenlik amaçlı yol ve barajlar sürece zarar veriyor. Halk da tepkili. Halka savaş görüntüsü verecek hiçbir şeyin yapılmaması gerekiyor. Kalekol da bunlardan biridir ve Lice hassas bölgedir” diyor.
Sırrı Süreyya; “Başkan gelecek yıl bu meydanda size seslenecek” diyor.
“Kürt barışını kurmanın yolu da Öcalan’ı özgürlüğüne kavuşturmaktan geçer. Bu, bu kadar net” diyor.
HDP 2. Olağan Kongresi sonunda partinin yeni kadın eşbaşkanı seçilen Figen Yüksekdağ; “Abdullah Öcalan’la yürütülen müzakerelerinin yasal statüye kavuşturulmaması, karakol inşaatları, hasta mahkûmların bırakılmamasının ise yeniden çatışma ve savaş alarmı verdiğini” dile getiriyor.
Ve Ahmet Türk var..
“Türk, ‘Kürdistan’ diye adlandırdığı coğrafyanın sadece Kürtlerin değil, 5 bin yıldır Süryanilerin, Ermenilerin, Kürtlerin birlikte yaşadığı bir coğrafya olduğunu belirterek, ‘Mardin merkezinde ve kimi ilçelerinde Arap halkı da yaşıyor. Bu halkların hakkını ve hukukunu inkâr etmeden bir yönetim anlayışını gerçekleştirmek istiyoruz. Türkiye, Mardin gibi olsaydı, buradaki halklar gibi yaşasalardı şu anda Türkiye’de herhangi bir sorun kalmazdı’ dedi.
Türk, ‘Mardin Kalesi’nde halen asker ve MİT kalıyor ve orayı kullanıyorlar. Bu çağda artık 50 yıl önceki teknoloji ile izleme ve gözetleme yapılamaz. Bunu kendileri de iyi biliyor. Turizm kenti olan Mardin’de bu görüntü yakışmıyor. Mardin Kalesi’nin boşaltılması ile orayı turizme açıp parklar yapmak istiyoruz’ diye de devam etti”.
Ne diyor Ahmet Türk?
“Kürdistan’da 5000 yıldır sadece Kürtler değil, Süryani ve Ermeniler de yaşıyor”.
Türk yok… Musul’da, Kerkük’de olmadığı gibi Mardin’de de yok..
Peki, Mardin Belediye Başkanı Ahmet Bey’in dedeleri, soyadını Kuzey Buz Denizine gidip Eskimo’lardan mı aldı?
Sonra ne diyor Ahmet Türk?
Mardin Kalesi’ni istiyor..
Hani her türlü Kale’ye, Kale/kol’a, karakola karşıydınız?
Yoksa asıl istediğiniz Mardin Kalesi’nde dalgalanmakta olan Ay-Yıldızlı bayrağı mı indirmek?
“Diyarbakır Havacı Kışlası yol olur” dedik, inanmadınız?
Sarı Öküz’ün kemikleri bile kalmadı ortada, uyanmadınız! 24 Haziran 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ
Bir yanıt yazın