NECDET BULUZ
Irak’ta başta Basra olmak üzere geniş bir coğrafyada etkinlik sağlamaya çalışan IŞİD’in şimdiki hedefi Bağdat, Kerbela ve Necef olarak gösteriliyor. Bağdat’ta bazı noktalarda taban oluşturmaya yönelik çalışmalar yapan örgütün ana hedefi Şii’lerin yaşadığı ve kutsal yerler olarak gösterilen Kerbela ve Necef kentleri gösteriliyor. IŞİD’ın ayakta durabilmesi, elde edeceği topraklara bağlı. Çünkü şeriata dayalı bir devlet kurup, sınırları kaldıracaklar. Bu da kaynaklarını artırma anlamına geliyor.
Şu anda IŞİD’ın en büyük destekçisi Vahhabiler, yani Suudi Arabistan olarak biliniyor. Vahhabilerin örgüte büyük miktarda paralar aktardığı ve militan temininde yardımcı olduğuna da dikkat çekiliyor. IŞİD, Bağdat, Kerbela ve Necef saldırılarında başarılı olur mu, bunu zaman gösterecek. Ancak, Irak merkezi Hükümetin saldırılara sert yanıt verebilecek güçte olduğu biliniyor. Kerbela ve Necef’te ise Şiiler silahlanmış, savaşa hazır hale gelmiş durumdalar.
Şunu da ekleyelim: IŞİD’in Bağdat’ı işgal etmesi düşünülemez ve son derece zordur. Sadece bazı mahalle ve bölgelerde taban oluşturabilir. İntihar saldırıları, bölgesel sınırlı çatışmalarla varlığını göstermeye çalışır. Bağdat üzerindeki hesaplarının bunlar üzerine kurulu olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda buralarda çeşitli yollardan örgüte katılımları da sağlamaya çalışacaklardır.
19.yüzyılın başında Vahhabiler Şii’lere karşı harekete geçmişler, Kerbela ve Necef’i işgal etmişlerdi. Bu işgal, Irak’ta bütünleşen gruplar tarafından püskürtülmüş, Şii’lerin kutsal saydıkları yerler yeniden kurtarılmıştı. Bölgesel sorunun 19.yüzyıla dayandığı da görülüyor. Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkeleri, Şii yayılmacılığının önünün ancak bu şekilde kesilebileceğini düşünüyorlar.
Basra ve bazı bölgelerde IŞİD’ın elde ettiği başarı, buralardaki tabandan, aşiretlerden aldığı destekten kaynaklanıyordu. Eski Baascılar, Nakşibendî Tarıkatı ordusu ve etkin Sünni aşiretler daha önce El Kaide’ye verdikleri desteği şimdi IŞİD’e veriyorlar. Şimdi, bu desteği Bağdat, Kerbela ve Necef’ten alması mümkün değil. Karşısında tam bilenmiş bir düşman gücü bulacak. Eğer, böyle bir saldırı olursa, Irak’ta çok büyük ve kanlı mezhep çatışmaları da başlamış olacaktır.
Irak’daki Şii’lerin Lideri Sadr, ne pahasına olursa olsun, kutsal toprakları koruyacaklarını söylüyor. Şii’lerden oluşan ordusunu da IŞİD’e karşı hazırlamış. İran’ın da desteğini arkasına alan Sadr, “Eğer bir saldırı ile karşı karşıya kalırsak, IŞID diye bir örgüt kalmayacaktır” diye meydan okuyor. Ortadoğu uzmanları ise bu topraklarda çok kanlı bir mezhep çatışmasının olabileceğine dikkat çekiyorlar. Aynı zamanda bu çatışmaların yayılması halinde bölgenin ateş topuna dönebileceğini de vurguluyorlar.
Bazı kaynaklar, İran’dan iki grup Hizbullah’ın Şii’lere destek için Kerbela ve Necef için Irak’a gönderdiğini, çatışmaların boyutuna göre İran’ın daha sert müdahalede bulunabileceğini belirtiyorlar. Suudi Arabistan ise daha önce yaptığı açıklamada İran’ın dikkatini çekmiş ve herhangi bir müdahaleye karşı olduğunu söylemişti. Ortadaki tabloya baktığımızda önümüzdeki günlerde çok kanlı mezhep çatışmasının başlayabileceği gerçeğini görebilmekteyiz. Bu durum, bölgeyi ve Türkiye’yi nasıl etkileyecek, bunu da şu anda kestirmenin çok zor olduğunu söyleyebiliriz.
CIA için 20 yıl boyunca Irak’ı takip eden Judith Yaphe, IŞİD’ın Irak’taki faaliyetlerini “Bir terörist ayaklanma” olarak değerlendiriyor. Gidişten Sünni’lerin de rahatsızlık duymaya başladığını ifade ediyor ve “Sünniler IŞİD’e karşı ayaklanmadığı sürece Irak ve Suriye için huzur olmayacak” diyor. Bunu da şu şekilde açıklıyor:
“2004 sonrasında ayaklanmayı Sünni Araplar bitirdi. Başta El Kaide’yi destekleyen aşiretler korkunç bir hata yaptıklarını fark ettiler. Amerikalılara giderek “Bizi silahlandırırsanız savaşırız” dediler ve El Kaide’yi yenilgiye uğrattılar. [IŞİD’i] yine onlar etkisiz hale getirebilir.”
Amerika’nın Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin yardım çağrına olumlu yanıt vermesi ile 2004 yılında El Kaide’ye karşı yapılanlar şimdi IŞİD’e karşı yapılabilir. ABD Başkanı Obama “Irak’a kara hareketi yapacak asker göndermeyeceğiz” diyor. Gönderilen 300 kişilik danışman kadrosunun IŞID’a karşı Irak’lıları eğitebileceği söyleniyor. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Amerika, Irak’ta kendisine bağlı bir yönetimden hiçbir zaman vaz geçmeyecektir.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın