Bayrağı indirmenin bir bedeli olmalı…

NECDET BULUZ

 

Bölücü terör örgütü PKK ve yandaşlarının Diyarbakır’da Hava Kuvvetleri Komutanlığı bahçesine tel örgülerden atlayarak girip, Türk bayrağını direkten indirmesi ile başlayan tepki ve tartışmalar IŞİD’ın Irak’taki faaliyetleri ile adeta gölgede kaldı. Ancak, ne olursa olsun, olayları hangi noktaya varırsa varsın, Türk bayrağını direkten indirmenin, mutlaka bir bedeli vardır ve bunu yapanlar bu bedeli ödemek durumundadırlar.

 

“Süreç zarar görmesin” anlayışı ile bu olayın üzeri kapatılamaz. Bayrak, bir devletin namusudur, şerefidir, bağımsızlığı ve onurudur. Eğer, bayrağımızı indirenlere gereken bedel ödetilemezse bu saydıklarımız ayaklar altına alınmış olur ki, bu topraklarda yaşayan hiçbir Türk buna izin vermez. Toplum iyice gerilir. Toplumsal çatışmalarının da eninde sonunda önü açılır. Bizi yönetenlerin bu hassasiyetleri önemsemeleri gerekiyor.

 

Geçenlerde Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran Hocamız, bayrağımızla ilgili çok güzel, akıcı ve anlamlı bir yazıyı kaleme aldı. “Bayrağı indirmek ve Bayrak Üzerinden Siyaset Yapmak” başlığını taşıyan bu yazıyı herkesin okuması gerekiyor. Çok önemsediğimiz bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedik.

 

“Türk Bayrağının rengini şehitlerimizin kanından, ilhamını da kan gölüne yansıyan Ay ve yıldızdan aldığı malumdur. Ama bayrak bizim için aynı zamanda inancımızla da ilgilidir. “Hilal” ismi ebced hesabı ile Arapça yazılışında 99 sayısını verir. Bu rakam da Allah’ın 99 ismi olan Esmâ ül Hüsnâ’nın sayısıdır. Ayrıca, Hilal kelimesindeki 1 “He” , 2 “Lam” ve 1 “Elif”  harfleri aynı zamanda “Allah” kelimesinin de harfleridir.  
Türkleri iyi tanıyan Fransız yazar Claude Farrere “Türklerin Manevi Gücü” adıyla çevrilen eserinde Bayrak ve Hilal için şunları söylüyor: “… En mükemmel gemiler yarım ay şeklinde Amiral gemisinin etrafına sıralanmıştı. Evet yarım ay şeklinde.Ve Hilal şekli gerçekten Müslüman, gerçekten Türk olan herkesi heyecandan titretmeye yeter!…” diyerek Türk toplumunun hayatında Bayrağın ne kadar önemli bir yeri olduğunu anlatır.
Ama bir kaç gün önce bölücü militanların Diyarbakır’ın Lice ilçesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın bir garnizonuna girip Türk bayrağını indirmesi hepimizi hem üzdü hem de endişelendirdi. Çünkü; Bayrak indirmek, devlete, devlet otoritesine meydan okumaktır. “senin egemenliğine son veriyorum, onu tanımıyorum’’ demektir.

Bunları söylemek siyaset değildir. Bayrak üzerinden siyaset olmaz. Çünkü bayrak siyasi malzeme aracı değildir. Bayrak varoluş sembolüdür. Bayrak millet ve devletin gururudur.

Afişlerde, söylemlerde “ Kurban olam ayına yıldızına” diyorsanız,  ayına-yıldızına kurban olacağınız o bayrağı indirtmemelisiniz.  İndirmeye  kalkan elleri  devlet olarak siz  engellemelisiniz. O hainlerin ellerini bayraktan uzak tutmazsanız “yol olur”. “Aciz” sanırlar. “Korkak “sanırlar. Hem “kurban olayım”  der, hem de indirilmesine hiçbir tepki göstermez, sıradan bir olay gibi görür ve gösterirseniz, bayrak üzerinden siyaset yapmış olursunuz.
Türkler, kendini Türk hissedenler, bu toprağa, bu devlete,  bu millete ve bu bayrağa aidiyet hissi duyanlar,  gönlünde başka değerler taşımadan, bu milletin milli ve manevi değerlerini samimiyetle paylaşanlar bayrağımıza sahip çıkmalıdır.
Bayrağımızı asla indirtmeyelim. İndirenlere cesaret vermeyelim. Bayrağımızı indirtenleri  biz de demokratik hakkımızı kullanarak tepemizden indirelim. Bayrağımızı daha yükseklere çıkarmak isteyenleri yükseltelim.
Bayrak bizim için bir bez parçası değildir. Bayrak bizim için “namus”tur. “Vatan”dır. “Devlet”tir. “İslam”dır. “Türklük”tür. Yani var oluştur. Bu millet bu değerlere el uzatanların elini kırar. Onlara izin verenlerden de hesabını mutlaka sorar.
Bir şairimiz  Türk bayrağını, bayrağımızı  şöyle ifade ediyor:

 

“Bayrak, ay-yıldızın inmesi yere

Bayrak, yükselmesi yerin göklere.

Bayrak, insanların imanlaşması

Bayrak, toprakların vatanlaşması.”

e.mail: [email protected]

[email protected]

 

 

NECDET BULUZ - necdet buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir