RUSYA’DAN NAFİLE TÜRKİYE YOKLAMASI


Ukrayna’nın Baltık’tan Karadeniz ve Hazar’a kadar bütün bu bölgedeki rolü üzerinde ABD’nin stratejisini Dışişleri Bakanı J.Kerry,”Biz eğer Avrupa pazarlarına ulaşım için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olursak büyük enerji güvenliğini temin edebiliriz. Avrupa ülkelerinin enerji alımının büyük bir kısmında Rusya’ya bağlı olmamasını sağlamak için beraber daha fazla şeyler yapmamız gerekir” ifadesi belirliyor.
O yüzden Ukrayna’daki provokatif eylemlerini gerekçe göstererek, jeopolitiğini yıkmak üzere Rusya’ya ekonomik, siyasi, askeri yaptırımlar uyguluyor.

*
Avrupa Birliği de hem Rusya’dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50’sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD’yi beklemenin dezavantajlarını yaşıyor.
Rağmen 2009’da kabul edilen “3.Enerji Paketi” prosedürleri çerçevesinde Rusya’nın dev tedarikçisi Gazprom şirketinin hem doğalgaz satıcısı,hem de boru hattı sahibi olamayacağı, bunun “Doğalgaz Arz Güvenliği”ne aykırı olduğundan hareketle,
Gazprom şirketinin Avusturya, Bulgaristan, Yunanistan,Macaristan,Sırbistan,Slovenya ve Hırvatistan’da doğalgaz satış ve taşımacılık işini birbirinden ayırmasını istiyor.

*
Bu çerçevede Avrupa Komisyonu’ndan gelen uyarıların ardından Bulgaristan,Güney Akım doğalgaz boru hattı projesini askıya alıyor.
Başbakan P.Oreşarski, Rus gazını Karadeniz üzerinden Avrupa’ya taşımayı hedefleyen Güney Akım projesine ilişkin çalışmaları, Avrupa Komisyonu’nun onayını almadan sürdürmeyeceklerini açıklıyor…

*
Şimdi,bir süre önce Rusya Devlet Başkanı V.Putin’in Avrupa Birliği’nin yeni engeller çıkarması halinde, Güney Akım boru hattını “AB üyesi olmayan bir ülke üzerinden geçirebilecekleri”ne yönelik ifadesine,
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, “Rusya’dan resmi teklif gelirse, değerlendiririz” yanıtı üzerinden, Bulgaristan’ın alternatifinin Türkiye olabileceği düşüncesi geliştiriliyor.
Üstelik bu durumun, Türkiye ve Rusya’nın ikili ekonomik ilişkiler üzerinden kurdukları güvenin sağlamlığına ilişkin bir sınav anlamına geleceği kaydediliyor.

*
Türkiye’de AKP hükümeti, ABD’nin desteklediği Nabucco doğazgaz boru hattını devre dışı bırakan ve Rusya doğalgazını Karadeniz’in altından geçerek Bulgaristan- Macaristan- Sırbistan- Slovakya üzerinden Batı Avrupa’ya taşıyacak Güney Akım  Doğalgaz Boru Hattı’nın  Karadeniz karasularında inşasına gerekli izni vermiştir.
O zaman bu gelişme “Farklılıklar içinde birlik” anlayışına rağmen AB’nin kendi içindeki kimlik sorgulaması nedeniyle Avrupa Kimliği’nin inşasında ortaya çıkan farklı modeller olan Almanya ve Fransa arasındaki ezeli rekabeti doğalgaz boru hatlarındaki rekabetle müzakere masalarına  taşımıştı!

*
Çünkü Almanya, Rusya’nın Batı Sibirya kaynağı-Baltık Denizi altından doğrudan kendi topraklarına çektiği Kuzey Akım boru hattıyla Hollanda, Fransa,Belçika, İngiltere,Danimarka’nın doğalgaz ihtiyacının dörtte birinin sağlanmasının ortağıdır.
Güney Akım boru hattı ise Avrupa’nın güney doğusunun enerji ihtiyacını karşılamak üzere yeni ve güvenli sevkiyat kapasitelerinin oluşturulmasını amaçlıyor.
Almanya küresel rekabetinde ayağına kadar gelen fırsatı değerlendirmekten bir an olsun kaçınmaz, işte Alman Kimya tekeli BASF’ın enerji kolu Wintershall Rusya’nın Güney Hattı’na yapım aşamasında katılmış, Kuzey hattında yüzde 15.5’in üzerine Güney hattında da yüzde 15 hisseyle küresel rekabetinde Alman ekonomisine büyük katkı sağlamış bulunuyor.

*
AB’nin içinde bulunduğu bu şartlara rağmen ABD, Güney Akım projesinin de realize olması durumunda Rusya’nın AB’nin  toplam gaz ihtiyacının yüzde 40’nı sağlama gücüne erişeceği,giderek AB ve NATO’yu da zayıflatacağı düşüncesi ve küresel liderliğini kaybedeceği endişesindedir.
O yüzden uzun süredir Polonya,Çek Cumhuriyeti ve Romanya’yı NATO’ya dahil etmek, Ukrayna ve Gürcistan’ın üyeliğini gündemde tutmak suretiyle oluşturduğu nufuz alanından Rusya’yı çevrelemeyi ve Rusya’nın Güney Akım  boru hattını engellemeyi öngörüyor.
Eh,bu noktadan itibaren Bulgaristan, Avrupa Komisyonu’ndan gelen uyarıların ardından Güney Akım doğalgaz boru hattı projesini askıya alıyor.
Rusya ise Bulgaristan’ın alternatifinin Türkiye olabileceği düşüncesini geliştiriyor!

*
Halbuki Türkiye, Azerbaycan ile Azeri doğalgazını Gürcistan-Türkiye-Bulgaristan güzergahına taşıyacak Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın inşasına ilişkin mutabakatında, Azerbaycan’ın Şahdeniz-2’de  doğalgaz yatağının tümünü her hangi politik ve jeopolitik sorun olmaksızın  Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattıyla Güney-Doğu Avrupa’ya taşınmasının ortağıdır.
Ukrayna kriziyle birlikte ABD’nin Merkez Asya ve Baltık ülkelerine yönelerek bu bölgeleri Rusya’nın etkisinden uzak tutmaya çalıştığı, Avrupa’nın Rusya ile ilişkilerinde Rus gazına bağımlılığını azaltarak yeni bir geleceği tasarlarken,şimdilerde Ukrayna krizini de fırsat bilerek Rusya’ya karşı bir çok yaptırım kararını aldığı şu süreçte;

*
Türkiye’de AKP hükümeti, Nisan’da Azerbaycan ve Gürcistan Devlet Başkanlarıyla  Tiflis Zirvesinde temel prensip olarak karşılıklı ve yararlı işbirliği çerçevesinde bölgesel ve küresel ölçekte önemli konularda temel kararlar alıyor.
Bu konulardan biri ve önemlisi, üç ülkenin coğrafi beraberliklerinde Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) Güney Kafkasya’da refahı,ekonomik gelişmeyi arttırarak büyük bir cazibe merkezi oluşturmasına yönelmek,
Fakat, son derecede stratejik önemi  olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’ni  bölgesel çerçeveden küresel çapta projeye dönüştürmekti ki, başarı ile sonuçlandırılıyor.

Bir çok yaptırımla karşı-karşıya bulunan Rusya; Türkiye,Azerbaycan ve Gürcistan’ın Hazar,Karadeniz ve Akdeniz’i birleştirecek Şahdeniz – 2, Trans-Anadolu ve Trans-Adriyatik gaz hatlarının yapılması yönünde aldıkları karara, elbette içerliyor.

*
Bu sırada AKP hükümetinin bir diğer hamlesi, Irak Merkezi Yönetimi’nin itirazlarına rağmen petrol rezervi potansiyeli açısından dünyanın en büyük 10 bölgesi içinde yer alan Kuzey Irak petrolünü, Türkiye yoluyla Avrupa’ya çekmesi,sonra bu petrolü Azeri petrolü olarak Avrupa’ya satması  olmuştur ki, bu hamle de Rusya’nın Ortadoğu’daki jeopolitiği örselemeye yöneliktir.
*
Doğrusu, AKP hükümetinin Rusya ile enerji işbirliğini güçlendirmesi gerekirken, ABD ve AB doğrultusunda Rusya’ya yönelik yaptırımlar kampanyasına girmiş olması,

Türkiye’nin Asya’da barışa, istikrara ve gelişmeye yönelik güvenlik ihtiyacının karşılanması için yapılan  çok sayıda serbest ticaret anlaşmasına ve bölgesel güvenliği korumada önemli platformlara katılmasını eksiltiyor.

Türkiye, hegemonya ve güç siyasetine dayalı eski dünya güvenlik anlayışı yerine karşılıklı güvene, yarara, eşitliğe ve eşgüdüme dayalı  sürdürülebilir yeni bir güvenliğin tesisinden uzaklaşıyor.
 
*
Sonra, bakıyorsunuz AKP hükümetinin her tür eleştiriye rağmen her tür lojistikle desteklediği, hani şu Şii kasabalarında sokakta gezenlere ateş edip öldüren,kafa kesen,insan kalbi yiyen terör örgütü Sünni Irak-Şam İslam Devleti “Sivilleri,eğer Şii değilse asla hedef almayacağız” sloganlarıyla Ninova eyaletinin başkenti ve Irak’ın ikinci büyük kenti Musul’u ele geçiriyor, Musul Konsolosluğunu basıyor ve buradaki görevlileri rehin alıyor!
AKP Hükümeti, NATO’yu  olağanüstü toplantıya çağırırken,bir adım sonrasında askeriyle  Kuzey Irak’ta, oradan Kuzey Suriye’de “hele şöyle bir boy göstermek”le ilgili plana katılıyor.
Bu kez de Rusya’nın Ortadoğu’daki jeopolitiğinin yıkılmasına  taşeronluk yapıyor.
*
Rusya,Türkiye’yi yokluyor…
 
12.6.2014
Türkiye'nin Asya'da barışa, istikrara ve gelişmeye yönelik güvenlik ihtiyacının karşılanması için yapılan  çok sayıda serbest ticaret anlaşmasına ve bölgesel güvenliği korumada önemli platformlara katılmasını eksiltiyor. - 7593

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir