Çayın Başkentinde Kaçak Çay Bombası

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere Türkiye'nin birçok şehrinde çay ikram edileceği zaman "Kaçak mı olsun Türk mü?" diye sorulur. Günlük kullanıma giren, ticareti rahatlıkla yapılan kaçak çay, uzun süredir çayın başkenti Rize ve Karadeniz'i de etkisi altına almış durumda. Yaygın medyada yer almasa da Karadeniz şehirlerinde kaçak çay operasyonları bitmiyor. Karadeniz ve Ankara'dan da işbirlikçi bulan kaçak çayın önlenemeyen yükselişi bugün Rize'de yüksek sesle dile getirildi. TBMM'de bekleyen ama birçok çay üreticisinin bile haberdar olmadığı Çay Kanunu, çayın başkentinde masaya yatırıldı. - kacak cay

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrinde çay ikram edileceği zaman “Kaçak mı olsun Türk mü?” diye sorulur. Günlük kullanıma giren, ticareti rahatlıkla yapılan kaçak çay, uzun süredir çayın başkenti Rize ve Karadeniz’i de etkisi altına almış durumda. Yaygın medyada yer almasa da Karadeniz şehirlerinde kaçak çay operasyonları bitmiyor. Karadeniz ve Ankara’dan da işbirlikçi bulan kaçak çayın önlenemeyen yükselişi bugün Rize’de yüksek sesle dile getirildi. TBMM’de bekleyen ama birçok çay üreticisinin bile haberdar olmadığı Çay Kanunu, çayın başkentinde masaya yatırıldı.

1 milyon kişiyi ilgilendiren Çay Kanunu meselesi, Türkiye’de çayın 91 yıllık sıradışı hikayesini yazan ünlü avukat Remzi Kazmaz tarafından dile getirildi. ‘Çaylar Şirketten’ isimli kitabının tanıtımı için Rize’de basın toplantısı düzenleyen Av. Remzi Kazmaz, Çay Kanunu’nun çıkmak üzere olduğunu söyledi.

Taslaktan Ziraat Odası’nın, üretici derneklerinin, muhtarların, sivil toplum kuruluşlarının, TBMM’deki siyasi partilerin dahi bilgisinin olmadığını belirten Av. Kazmaz, “Çaykur genel müdürü bu taslağın kamuoyunda tartışıldığını söylüyor. Sormak gerekir sayın genel müdüre; Rize’de kimsenin haberinin olmadığı bu Çay Kanunu tasarısını Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da kaçak çay işledikleri iddia edilen 200’e yakın çay paketleme tesis işletme sahipleriyle mi yaptınız? Rize’nin çayla ilgili önemli sorunları var. Öncelikle Özelleştirme ve kaçak çay sorunu halledilmeden çayla ilgili yıllardır süregelen sorunlar bitecek gibi gözükmemektedir. Bu sorunu çözecek olanlar da çay borsası kuranlar, Çay Kanunu’nu kapalı kapılar ardında hazırlayanlar, çayın özelleştirilmesini ellerini ovuşturarak sırça köşklerinde bekleyenler değil gerçek çay üreticisi ve işçilerle onların temsilcisi çözecektir” diye konuştu.

KAÇAK ÇAYDAN CEZA ALANLAR SEKTÖRÜ YÖNETİYOR!

Kaçak çaydan yargılanıp ceza alanların bile çay sektörüne yön veren görevlerde bulunduğuna dikkati çeken Av. Kazmaz, hükümetin bu konudaki sicilinin de hiç olumlu olmadığını söyledi:

Kazmaz, iki başbakan çıkaran çayın başkentiyle hükümet arasındaki ilişkileri şöyle değerlendirdi:

“1 milyonu aşkın insan alternatifsiz tek geçim kaynağı çaydır. Rize’nin iklim şartları ve dik Yamaçlı arazisinde çaydan başka geçimini sağlayacak alternatifi bulunmamaktadır. Hal böyle iken iktidarın çaya verdiği önem ortadadır. Bu yılki iklim koşullarından ötürü soğuktan çayları yanan üreticini, zaten emeğinin karşılığını alamamaktaydı ve tarım sigortası da bu zararı karşılamadığı için üreticinin bu yılki çay geliri %30 kayboldu, buhar oldu. Çay Kanunu’nu hazırlayanlar bu kadar üreticinin aleyhine bir durum açıkça ortada iken hiçbir tedbir almıyorsa hazırlanacak olan çay kanununun üreticinin yararına olmayacağı aşikardır.

Çay Kanunu bugüne kadar 2 Başbakan yetiştirmiş Rizeli Başbakanların ilgisizliğinin sonucudur.

Çayın geleceğini birlikte kurtarmalıyız. Çay Kanunu günün ve bölgenin koşullarına ve ihtiyaca göre yapılmalıdır.

Çay fabrikaları modernize edilerek çayın marka değeri korunmalıdır.

Rize’de kurulu bulunan serbest bölge açılarak Rize çayının dünya pazarıyla buluşması sağlanmalıdır.

Çay ekim alanları genişletilerek kesinlikle organik çay tarımına geçilmelidir.”

ÇAYA DA ÜST KURUL GELİYOR

Çıkartılmak istenen Çay Kanunu’nun birçok sektörde olduğu gibi vazgeçilmez damak tadımıza da üst kurul getirmek istediğini vurgulayan Kazmaz, taslakla ilgili endişelerini şöyle dile getirdi:

“Müstahsili koruyucu-örgütleyici esasları temel alan maddeler yok.

Çay Kanunu taslağının asıl hedefi Çay-Kur’un ve diğer işletmelerin üzerinde güçlü ve tek yetkili bir üst kurul.

Ruhsat harçlarını gündeme getirerek üreticiden-imalatçıya çay alım yerlerinden-satıcıya ruhsatları yeniden düzenleyecek ve yeniden harç alınacak.

Ne özel sektörün ne de Çay-Kur’un yeri ve yetkileri taslakta belirtilmemiş.

Kenidini güçlü kılan, masanın karşısındakini hiç düşünmeyen bir çalışma.

Taslağın 11. Maddesindeki ‘Çay tarım alanları yeniden düzenlenir’ cümlesi yeniden harç alınacağı anlamına gelmektedir. Çay müstahsili bu taslağa evet demez. O nedenle taslak üreticinin önüne konulsun.

Torba yasalarla bu ülkenin başına musallat olanlara yeni haklar verilirken vatandaşa bugüne kadar eziyet, sıkıntı ve cefa verilmiştir.”

KİTABINI ŞİMŞİRLİ KADINLARINA İTHAF ETTİ

Toplantıda, Rize İkizdere Şimşirli köyünde Hes nedeniyle susuz kalan köyleri için eylem yapan 20 kadına güvenlik güçlerinin yaptığı müdahaleye de değinen Kazmaz, yaralanan kadınlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Çay emekçisine yapılan müdahalenin kabul edilemeyeceğini belirten Kazmaz, Hes’lerin yakın gelecekte çay tarlalarının cansuyunu tüketeceğini ve kurumasına yolaçacağını söyledi.

Çay emekçisi anne-babanın oğlu olan ve çay parasıyla okuyan Kazmaz, Çaylar Şirketten isimli kitabını çay emekçisi kadınlarla birlikte Şimşirli’li Hes direnişçisi kadınlara ithaf ettiğini sözlerine ekledi.

Rize Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan toplantıya yerel ve ulusal medya mensupları katıldı.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir