2 Haziran 2014
Bu gün; soğuk ve kurşuni havada, suskunluk denizinde boğulma ve bilinç fakirliğinin günü değil..
Bu gün; tarihin tozu dumanı içinde kaybolmamak için tutkulu insanlar günü, sakin ve vurdum duymazların günü değil..
Bu gün; yağmur sonrası yükselen toprak kokusu gibi ortalığa yayılma günü, sistemin dişlileri arasında yer alma günü değil..
Bu gün; avare bir insan gibi, hayatı oraya buraya takılarak ve bekleyerek geçirme, bizi bir yerlere götürecek treni bekleyen yolculardan farksız hale düşme günü değil..
Bu gün; neyi sevmişsen, ne yapmak istemişsen onu, bir tutku haline getirme günü, rüzgara karşı savrulmuş bir tohum kadar renksiz, ışıltısız ve sessizlik günü değil..
Bu gün; heyecan dolu, elleri hızlı, gözleri canlı ve zihni pırıl pırıl insanlara ihtiyaç duyulan bir gün, yakınarak, sıkıntıyı karşı tarafa aktarma günü değil..
Bu gün; buz altında kalmış bir balık gibi, kaygı duyma, ümitsizliğe kapılma, hayal kırıklığına uğrama günü değil..
Bu gün; kapitalizmin yok etmeye ve öğütmeye kurban seçtiği insanı, baskıdan, suçluluk duygusundan, korkunun egemenliğinden kurtarma günü, sahte mutluluklarla yetinme günü değil..
Bu gün; haklılar birliği ile insan ruhunun asaleti yolunda ışık.. biraz daha ışığa gereksinim duyulduğu gün, fildişi kuleye çekilme günü değil..
Bu gün; kuşlarla dolu kafeslerde, bir yudum özgürlük için tutsaklığın iniltileriyle dolup taşma günü değil, ülkenin ulusal sesi ve yurt sevgisinin simgesi olma günüdür..
Bu gün; boğulmadan birkaç saniye önce “deniz neden fırtınalı?” sorusuna cevap aramaya kalkanların günü değil..
Korku felakettir…
KAÇARAK ÖZGÜR OLUNMAZ
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
Bir yanıt yazın