NECDET BULUZ
Aylardır Güneydoğu’da terör örgütü PKK’nın terör estirdiğini izliyoruz. Kendi güvenlik güçlerini oluşturan, eli silahlı militanlarını eğiten PKK, Güneydoğu Bölgesi’ni adeta abluka altına almış bulunuyor. Kadrolarını güçlendirmek için zorla da olsa bölgedeki ailelerin çocuklarını kaçırıyor. Yol kontrolleri yapıyor, güvenlik güçleri ile çatışıyor, adam kaçırıyor, araç yakıyor. Tabloya baktığımızda Güneydoğu’da bazı bölgelerde adeta savaş yaşandığını görüyoruz.
Aylardır Güneydoğu’da terör örgütünün dozunu artıran eylemlerde bulunduğunu hem görüyor, hem izliyoruz. “Barış sürecine zarar gelmesin” düşüncesi ile PKK’nın eylemlerine güvenlik güçlerinin seyirci kalmasının istenildiği de iddia ediliyor. Bu nedenle yakılan, yıkılan, kaçırılan ve eylem üzerine eylem yapan terörist gruplara beklenen müdahale de yapılamıyor. Güvenlik güçleri tazyikli su, biber gazı ile grupları dağıtmaya çalışıyor. Ancak, yakalanan ve gözaltı, tutuklama gibi olaylarla pek karşılaşılmıyor.
Diyarbakır’da Büyükşehir Belediyesi önünde günlerdir annelerin bir eylemi var. Diyarbakırlı anneler “PKK çocuklarımızı kaçırdı, çocuklarımızın terörist olmasını istemiyoruz, çocuklarımızı istiyoruz” diyorlar. Bu ailelerin çocuklarını kim geri getirecek? Bölgede bu kadar boşluk bırakılması doğru mu? Bu tür olaylar, Güneydoğu’da devletin olmadığını ve zayıf durumda kaldığını göstermiyor mu?
“Barış sürecine zarar gelmesin” düşüncesi ile meydanı teröristlere bırakmamak gerekiyor. Nitekim olayların giderek büyümesi öyle görünüyor ki, Hükümet olanları da rahatsız etmeye başladı. Başbakan Erdoğan, son grup toplantısında bu konuyu gündemine almak durumunda kaldı ve “Eğer kaçırılan çocuklar evlerine dönmez ise B ve C planlarımız var onları devreye sokarız” dedi. Başbakan’ın bu konuda kararlı olmasını ve teröristlere kesinlikle taviz vermemesi gerektiği görüşünde olduğumuzu altını çizmek istiyoruz.
Burada anlamakta zorluk çektiğimiz konu şu:
Devletin güvenlik güçleri, eğer ortada bir baş kaldırı, bir terör eylemi varsa bunu bastırmak, güvenliği sağlamak zorundadır. İstanbul’da, ya da başka yerlerde silahsız vatandaşlara bile müdahale edebilen polis bunu nasıl yapıyorlarsa Güneydoğu’da da yapmalıdırlar. Güvenlik güçlerinin ellerini kollarını bu kadar bağlamak doğru mudur? Niye buralarda meydan teröristlere bırakılıyor? Bakın kaç gündür Diyarbakır-Bingöl Karayolu teröristlerce kapatıldı. Yollara hendekler açıldı. Devlete meydan okunuyor. Çalışan mühendisler, güvenlikçiler rahatça kaçırılıyor. Yoldan geçen araçlar durduruluyor, kimlik kontrolleri yapılıyor. Karakol yapımlarına karşı PKK mücadele veriyor, çalışmaları engelliyor. Niye müdahale edilmiyor? Devlet var olduğunu niye ortaya koyamıyor? Bütün bunların kamuoyunda müthiş bir tepkiye neden olduğunu ve bu tepkilerin de giderek yükseldiğini belirtelim.
Biz, baştan bu yana PKK’nın siyasi uzantısı olarak gördüğümüz HDP’lilerin bu olayların destekçisi olduğunu yıllardır yazıyoruz. Çocuk kaçırılmadan, terör örgütünün tüm eylemlerinin de bu siyasi uzantının bilgisi içinde olduğunu düşünüyoruz. Nitekim Başbakan Erdoğan buna vurgu yapan konuşmasında “Kaçırılan çocukların yerini biliyorsunuz. Çocukları alıp getireceksiniz”diye çıkışmıştı. HDP Eş Başkanı Sabahat Tuncel ise bu çıkışa “Çocuklarla ilgili sorumluluk Hükümetindir” şeklinde yanıt vermişti.
Başbakan’ın terör örgütü PKK konusunda suskun kalması ve tek kelime etmemesi de düşündürücüdür. Son bir haftaya baktığımızda örgütün 10 polis ve 7 askeri yaraladığını görüyoruz. Yol kesiyorlar, araç yakıyorlar, kimlik kontrolü yapıyorlar, asker ve sivil vatandaş kaçırıyorlar, devleti tehdit edip meydan okuyorlar. Hemen her gün eylem yapıyorlar ve bunun dozunu da giderek artırıyorlar. Bunların karşısında sessiz kalınabilir mi?
Güneydoğu’da hiç de ilerisi için hoş olmayacak, baş ağrıtacak ve Türkiye’yi bölünme noktasına getirecek olayların ateşi yakılmış durumda. Bunlara ne kadar seyirci kalınırsa, başlatılan süreç de hızlanacaktır. Biz, gelişmelerden son derece endişeliyiz. Devletin ağırlığını koyması gereken bir olağanüstü durum ile karşı karşıya olduğumuzu da görmekteyiz. Eğer Güneydoğulu aileler bile PKK’ya karşı tepki ortaya koymaya başlamışlarsa gerisini söylemeye gerek var mı?
e.mail: necdetbuluz@gmail.com
necdetes@mynet.com
Bir yanıt yazın