Ukrayna, Avrasya’nın hem batısı hem de doğusunun dengesini tartıyor.
Ukrayna’nın Baltık’tan Karadeniz ve Hazar’a kadar bütün bu bölgedeki rolü, ABD-Rusya arasındaki güç dengesinin nasıl etkileyeceği, Rusya’nın yeniden eski Sovyet bloku ülkelerini eline geçirme potansiyeli, ABD’nin Doğu Avrupa ve Kafkasya’yı Rusya’ya mı terk edeceği soruları küresel gündemi belirliyor.
*
Dışişleri Bakanı J.Kerry,”Biz eğer Avrupa pazarlarına ulaşım için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olursak büyük enerji güvenliğini temin edebiliriz. Avrupa ülkelerinin enerji alımının büyük bir kısmında Rusya’ya bağlı olmamasını sağlamak için beraber daha fazla şeyler yapmamız gerekir” ifadesi ABD’nin gelecek stratejisine işaret ediyor.
Avrupa Birliği ise, hem Rusya’dan ihraç edilen yakıtın yüzde 50’sini almanın, hem de teknolojideki ilerlemesiyle 2035 yılında enerji açısından kendine yetecek ve dünyaya enerji ihraç eden bir ülke olacak ABD’yi beklemenin dezavantajları içindedir.
*
Rusya, Ukrayna konusunda Cenevre’de varılan anlaşmaya uyulmasını ve ihtilafı hafifletme yönünde adımlar atılmasını isterken,
ABD, Ukrayna hükümeti ve vatandaşlarının operasyonlarını teröre karşı savunma hakkı olarak nitelendiriyor.
“Terörizm” ifadesi, Rusya’ya farklı yaptırımların uygulanmasının yolunu açıyor, nitekim Rusya’nın uluslararası finans sisteminden tecrit edilmesi bile öngörülüyor.
*
Halbuki Şanghay’da düzenlenen Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) 4.Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi,
Hegemonya ve güç siyasetine dayalı eski dünya güvenlik anlayışı yerine karşılıklı güvene, yarara, eşitliğe ve eşgüdüme dayalı sürdürülebilir yeni bir güvenlik anlayışını savunuyor.
“Asya’nın enerji kaynakları, Asya’nın hizmetine” sloganıyla, Asya’nın çok zengin enerji kaynaklarını Asya barışının ve kalkınmasının hizmetine sunmayı öngörüyor.
*
Ekonomiden hareketle Asya’nın barışa, istikrara ve gelişmeye yönelik güvenlik ihtiyacının karşılanmasına yönelik güçlü adımlar atılıyor.
Asya’da çok sayıda serbest ticaret anlaşmaları,Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği, Doğu Asya Zirvesi önemli roller oynuyor.
*
Bu mekanizmaya herhangi bir meydan okumaya karşı durmak için Soğuk Savaş zihniyetinin terk edilerek uluslararası ilişkilere yeni bir perspektiften bakılması ve sorunlara çözümler bulmak için tüm uluslararası toplumun birlikte çalışılması felsefesi esas alınıyor.
Hiçbir ülkenin,gelişmiş bir askeri ittifakın bile 21. yüzyılın sorunlarıyla tek başına mücadele edemeyeceği,o yüzden işbirliğinin zorluklar başlamadan kurulmasının tek etkili çözüm olduğunda pekişilerek, işbirliği ruhu geliştiriliyor.
Hiçbir ülkenin, başkalarının kaygılarını ve çıkarlarını dikkate almayan ben-merkezci bir tutum almaması, tüm ülkelerin sadece kendine karşı değil aynı zamanda tüm uluslararası topluma karşı sorumlu olması gereğinden sorumluluk bilinci yükseltiliyor.*
Nitekim,Batı’nın yaptırımlarıyla karşılaşan Rusya, Asya’nın bir diğer lideri Çin ile bu felsefede uluslararası arenada işbirliği yapılması, sorunların çözümü ve krizlerin yumuşatılması için yoğun eşgüdüm sağlanmasında ortak çaba gösteriyor.
Asya ülkeleri arasında kurulan İşbirliği örgütleri,bölgesel güvenliği korumada önemli platformlar üzerinde geliştirilen işbirliği ruhu ve sorumluluk bilinciyle zor zamanda Rusya etrafında kenetleniliyor.
*
Oysa, öte yanda başını ABD’nin çektiği savaş kışkırtıcısı İngiltere, Fransa, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, İtalya, Almanya ve Mısır’dan ve bunların güdümündeki Suriye Ulusal Koalisyonu’ndan oluşan “Suriye’nin Dostları”,
Bu kez Suriye’nin geleceği için Cenevre toplantılarının sözde üçüncü raunduna hazırlık çerçevesinde Londra’da toplanmıştır.
İlgili ülkeler koordinasyon stratejisi çerçevesinde ılımlı muhalefete, ulusal koordinasyona, koalisyonun askeri konseyine ve ılımlı silahlı gruplarına desteği artırma konusunda yeni adımların ortaklaşa atılmasında anlaşıyor!
*
Bu anlaşmayla Türkiye’nin cihadçılarla dolaysız suç ortaklığına girerek, Suriye’nin yıkımında ve Rusya’nın Suriye ve bölgesindeki jeopolitiğinin yıkımında rol almaya devam edeceği görülüyor.
Cihatçı katillerin, belli bir süre daha uğursuz rollerini oynama devam etmeleri ve zafer kazanamamaları halinde Türkiye ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalıyor…
*
İşte,Londra görüşmelerinin ardından,Kuzey Irak Kürt Yönetimi ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani,
Misilleme için Kuzey Irak’taki PKK bağlantılı kurumlara eşzamanlı baskınlar düzenliyor.
*
Çok geçmeden Irak Merkezi Yönetimi’nin itirazlarına rağmen,Türkiye Kuzey Irak petrolünü Almanya ve İtalya’ya satmaya başlıyor.
Irak Merkezi hükümeti Türkiye’yi Uluslararası Ticaret Odası nezdinde Tahkim’e gidilmesi için başvururken,
ABD şekere buladığı çıkarları çerçevesinde, “Onaysız petrol ihracaatı kaygılandırıyor” açıklaması yapıyor;Suriye,Irak,Türkiye düzleminde ipler geriliyor…*
Bakınız, Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) Dördüncü Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde, “ABD’nin Sisyphos görevini almaktan kaçınması” gerektiği konuşuluyor.
Ne güzel! İnsan topluluklarının henüz sırlarını çözemedikleri evreni, dünyayı ve tabiat olaylarını kişileştirdiği ilk dönemlerinde ki mitoslar;
Sezginin gücünü,yaratılıştaki zaaf ve tutkuları çağlar üstü çok yönlü kullanıma imkân veriyor;
*
Sisyphos hilebazların pîri, hileli bir başarıya zekânın zaferi gözüyle bakan,kurnazlıklarla varılan sonuçları hep müsbet şekilde değerlendiran eski Yunan’ın en popüler efsane kahramanlarından biridir.
Yaptığı kötülükler yüzünden Yeraltı Ülkesi’de cezaya çarpılıyor: kocaman bir kayayı evire çevire bir tepeye çıkarmak zorundadır,ama her seferinde tam hedefe yaklaşırken,kaya elinden kurtulup tekrar aşağıya yuvarlanıyor…
Çünkü, düzenbazlık kayaya sökmüyor.
*
Türkiye’nin, Batı ile ilişkilerinden hareketle
kurulmakta olan yeni Dünya’da yeri konusunda çok ciddi şekilde düşünmesi gerekiyor.
25.5.2014
Bir yanıt yazın