Site icon Turkish Forum

TEKME YİYENE DEĞİL, TEKME ATANA RAPOR VERİYORLAR, ÇÜNKÜ BURASI TÜRKİYE…Ali Eralp

Türkiye kan ağlıyor… - cia

Türkiye kan ağlıyor…


Soma kan ağlıyor…


Kimisi eşini kaybetmiş…


Kimisi yârini, babasını, oğlunu…

Dünya kan ağlıyor… Yardımların, bağışların ardı arkası kesilmiyor…
Ama AKP’liler ve Başbakan Rabia’ya ağladıkları kadar kendi yurttaşlarına ağlamadı. Bırakın ağlamayı, bir de dayak attılar, attırdılar, tekmelediler üstüne üstlük…

Acılı ailelerin feryatları arşa çıktı…

Yıllarca çile çektiler… Kullanıldılar… Sömürüldüler… Ezildiler… Emperyalist devletlerin planladığı kotalarla, tütün üretimleri ellerinden alındı…

Hayvancılık, tarım bitirildi…

İstese de istemese de köylü, çoluğunun çocuğunun geçimini sağlayabilmek için kömür cehennemine girecek… Yerin yedi kat altında, çağ dışı madencilik koşullarında çalışacak…

Beylerin, kapitalistlerin, patronların daha da zenginleşmesi, servetine servet katması için… Canı pahasına, kanı pahasına da olsa çalışması gerek…

AKP sultanlarının saltanatını devam ettirmesi, parmaklara milyarlık sultan yüzüklerinin, kollara milyarlık saatlerin takılması için… Yandaşlara ihaleler vermek için…

AKP’ye kömür gerek… 

Aç bıraktığı, fakirleştirdiği perişan halka kömür dağıtmak için, sadaka ekonomisi için… AKP’ye tonlarca kömür gerek… Maden işçisinin köleleştirilmesi, köle gibi çalıştırılması gerek. Hayırsever, şirin görünüp oyları alabilmek, seçim kazanabilmek için…

Ama Soma halkı her şeyin bilincinde artık. Belanın kimden geldiğini biliyor. Toplu katliamın kimin tarafından gerçekleştirildiğini çok iyi biliyor… 

Meydanlara çıkıyor… Sokaklara, caddelere çıkıp, katliamı protesto ediyor.

“Özelleştirmeye, taşeronlaştırmaya hayır” diye bağırıyor…
Bu arada hıncını, öfkesini alamıyor, Soma’ya gelen Başbakanlık otosunu tekmeliyor… Bunu gören özel güvenlik görevlisi genci boynundan, yakasından tuttuğu gibi yere çalıyor…

Bunun üzerine Başbakanlık Müşaviri de alıcı kuşlar gibi hızla gelip, iki özel güvenlik görevlisinin yere yatırdığı protestocuyu tekmelemeye başlıyor…

Olayın ardından, tepkileri yatıştırmak için, gidip Ankara doktorundan, bir haftalık “İş göremez”raporu alıyor. Olay Soma’da geçiyor, o raporu Ankara’dan alıyor… “Dövüldüm. Yaralandım”diyor. Ama ertesi gün Başbakanla Cuma namazına katılıyor.

Yani Türkiye ve dünya tarihinde ilk kez “Tekme yiyene değil, tekme atana” rapor veriliyor…


Eee burası Türkiye çünkü ve işbaşında da dinci AKP iktidarı var… 

Oysa biz atamızdan, babamızdan “Düşene vurulmaz” diye öğrenmiştik… Hele hele bu düşen kişi, yakınlarından birisini maden faciasında kaybetmiş acılı bir yurttaş olursa…
Ama dinleyen kim?

Başbakanlık Müşavirini hiçbir şey engelleyemiyor. Durduramıyor. Gözünü kin bürümüş. Ne yerde yatanın acılı bir yurttaş olması, ne onun psikolojik durumu… Ülkesini işgal eden düşmana saldırır gibi saldırıyor…

Çünkü o vatandaş, onun sevgili Başbakanının, veli nimetinin otosunu tekmeleyerek dünyanın en büyük suçunu işlemiş… Cezası hemen oracıkta verilmeli…

Yargıya, yargıca, savcıya da gerek yok… Cezası hemen oracıkta kesilmeli… Kesilmeli ki örnek olsun herkese, ders olsun… Haklı bile olsa, kimse, bir devlet büyüğünü protesto etmesin… Başkaldırmasın…

Hemen tekmelenmeli…

Müşavirin yüzünde büyük bir kin… Tarifsiz… Vahşi ve acımasız bir görünüm… Sözcükler yetmez anlatmaya…

Maden işçisi başkaldırmış çünkü, isyan etmiş. Kaderine razı olmamış… Onu kaderine razı olmaya ikna etmek için mollalara, şeyhlere, şıhlara ihtiyaç var şimdi…

İşte bu yüzden yardımsever yurttaşlar, Soma’nın derdini paylaşmak isteyenler Soma’ya sokulmuyor, ama saçlı sakallı, takkeli sarıklı yaratıklar bakanlar tarafından karşılanarak kabul ediliyor.

Onların iktidara desteği daha büyük çünkü… Onlar da bu büyük felaket için “kader” diyorlar,“alın yazısı” diyorlar. Başbakan gibi bu tür kazaların bu işin “FITRAT”ında, yani yapısında olduğunu söylüyorlar. “İsyan etmenin Müslümanlığa aykırı” olduğunu döne döne vurguluyorlar…

Dağıttıkları bildirilerde:

“Kardeşlerimizin vefatı bizi müteessir etti. Fakat kazaya rıza, kadere teslim İslamiyet’in şiarıdır” vurgusu yapıyorlar.
“Nedense bu kader, alın yazısı” uygar ülkelerde hiç geçerli değil… Tedavülden kalkmış… İşlemiyor… Çünkü oralarda hiç maden ve madenci kazası olmuyor… Başbakanın deyişi ile“sıfırlanmış…” Ama bizim ülkemizde hala geçerliliğini koruyor…

Burası Türkiye ve işbaşında dinci AKP iktidarı var çünkü…
Dünyada en geri ülkelerde bile rastlanmayan vakalar bizde oluyor.

Müsteşarı, danışmanı adam tekmeliyor. Başbakan, “Yuh çekerseniz tokadı yersiniz” diye vatandaşını tehdit ediyor, arkasından da sığınacağı marketin önünde adam tokatlıyor…

Türkiye’nin İLERİ DEMOKRASİSİNDE tuhaflıklar bununla da bitmiyor. 10 yaşındaki çocuğu yaka paça gözaltına almaya çalışıyorlar… Çocuk korkusundan altını ıslatıyor…

Neymiş de efendim “Polis amcaları onu göstericilerden koruyormuş…”

Hani yakasından yakalanıp, yaka paça sürüklene sürüklene korunan bir çocuğu da ilk kez gördük…

Eee, olacak o kadar, burası Türkiye ve işbaşında dinci AKP iktidarı var…

(alieralp37@gmail.com)

Exit mobile version