Site icon Turkish Forum

KÖMÜR VE İSLAMCININ “DUL KESESİ” *

ABD hükümetini İslam burjuvasının İslami hayır kurumlarına bağışlar yaparak terörü desteklediği yönünde ikaz ediyor... - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5
 


Soma kömür ocağında insanlığın yüreğini yakan facia çalışma koşullarını gündeme taşıdı.
Güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu eleştirileri ardından, Türk halkının bağımsızlık savaşıyla kurduğu Cumhuriyet Devleti’nin bulunduğu noktadaki pejmürde hali, İktidarın kafasının içinde tuttuğunu ülkeye giydirmeye çalışırken içine düştüğü pespayelik tartışılıyor.

*
Öncelikle Atatürk’ün,Devlet’e ilke ettiği,
“Türkiye halkı îrken, dînen ve kültürel olarak birleşmiş, birbirine karşılıklı hürmet ve fedâkarlık hisleriyle dolu, gelecekleri ve menfaatleri ortak sosyal bir topluluktur” ifadesindeki Sosyal Adalet’in,
“Kanunlar önünde mutlak eşitlik, hiçbir ferde, aileye, hiçbir sınıfa, hiçbir cemaate imtiyaz tanımayan yurttaşları halktan ve halkçı kabul ederiz” ifadesindeki Eşitlik’in;
Gündelik, geçici ve yüzeysel, bugün yarattığını yarın öldüren kapitalist kültürün idealleri ve çıkarlarına yenik düşürüldüğü anlaşılmıştır.

*
Kapitalizmin ve ulusal sermaye kurumlarının desteğiyle iktidar olan islamcıların,
Mal ve hizmet üretimiyle genel ekonomi çerçevesinde ticari faaliyette bulunmanın yanında kuruluş amaçları içinde ideolojik,sosyal adalet ve eşitlik gibi nedenlerin de yer aldığı Kamu İktisadi Kuruluşlarını özel kesime devretmesi,kiralaması, imtiyazlarla işleticiliğini özel kişilere vermesi, kısacası özelleştirilmelerin ardından;
Emek piyasalarını nasıl esnettikleri, işçinin alımı, işten çıkartma, ücret, çalışma süresi ve sosyal güvencesinin esnetilmesini nasıl sağladıkları çerçevesinde,
Sosyal Adalet’i ve Eşitliği nasıl iğdiş ederek çalışma koşullarını ne derecede bozdukları farkedilmiştir,üzüntü veriyor…

*
İktidar yüzyıllık köhne yargıları ve iktidar olmak hırslarından kendi sivil toplum örgütleri, sendikaları,medyası ve anında harekete geçebilecek kamuoyu oluşturma mekanizmalarıyla devleti yeniden yapılandırır,islamcı burjuvaziye sermaye birikimini sağlarken başvurduğu yöntemleri ,
Madencilik sektöründe de kullanıyor olması ihtimaliyse, parmak ısırtıyor…

*
Bu noktada “Amerikan Gerçekleri Arama Kongresi- American Congress for Truth”nin İslam burjuvasının şeriata uygun finansman anlayışının ve dünya çapında yaklaşık 300 banka ve 2013’de 1 trilyon doları aşkın işlem hacmiyle Batı’nın mali açıdan güçlü noktalarını yıprattığını açıkladığını hatırlamak gerekiyor.

*
İslamcı iktidar,Türkiye için stratejik öneme sahip yeraltı kaynaklarını hızla özelleştirirken, 2004’de çıkardığı 5177 sayılı Maden Kanunu ile yabancı sermayenin önünü açmıştır.
2007’de Türkiye’de arama-işletme ruhsatı olan 143 yabancı ortaklı şirket için yeni bir fırsat daha doğuyor.
Altın, kurşun, mermer, krom, kömür gibi  birçok madenin olduğu 1.9 milyon hektarlık saha özelleştirilmiş, iktidarın desteğinde yabancı şirketler ülkenin dört bir tarafında maden yatakları bulmak için çaba sarf etmeye başlamıştır.
Türk firmaları büyük sermayeli yabancı şirketlerle rekabet edemediği için onlarla ortak olma yoluna gidiyor.

*
Önceleri maden üretim faaliyetleriyle, bu faaliyetlere dayalı ruhsat sahasındaki tesisler için iş yeri açma ve çalışma ruhsatları il özel idareleri tarafından veriliyor.
İlkin yetkili kamu makamlarınca belirli kurallara bağlanmış mal ve hizmet üretim ve dağıtımları kuralsızlaştırılıyor ya da kural koyma ve uygulama yetkisinin özerk düzenleyici kuruluşlara;
Mesela, maden ruhsat sahiplerinin ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilere yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar, rödövansçıya bırakılıyor…

*
Birdenbire 2012’de bir genelgeyle madencilik alanında satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir dahil her türlü tasarrufa yönelik işlemler için Başbakanlık’tan izin alınma şartı getiriliyor.
Türkiye’nin önemli ihracat kalemlerinden birisi olan madencilikte, ruhsatı satış amaçlı elinde bulundurup, yatırıma dönüştürmeyen çantacıların ayıklanması amacıyla yapılan 5177 sayılı Maden Kanunu değişikliği ardından,ruhsat işlemleri için Başbakanlığa başvuru şartı;
Ya da Başbakan vizesinin gerekliliği,ruhsatların sayısını azaltıyor.

*
Madencinin her türlü işlem için Başbakan’dan izin alması, Başbakan’ın birçok konuda olduğu gibi,madenciliğinde kendi yetki ve bilgisi içinde olmasını istediği bir konu olduğu şeklinde algılanıyor…

Yok, hayır!
Tunus’ta, Libya, Mısır, Irak,Suriye’de isyan hareketini yürüten İslamcı örgütlere hem yurt içinde hem yurt dışında stratejik,taktik ve lojistik hizmet sunan, Somali,Kosova,Bosna Hersek’te İslâmcı bir medeniyeti kurma iddiasında Türk Dış politikasının bazen ekonomik,bazen ilişkide olduğu halklarla ya da ülkelerle bağlantılarını güçlendiren, bazen yeni nufuz alanları açmak görevi yapan,bunun için gerektiğinde kışkırtan ya da savaşan,
Üstelik, 40 İslam ülkesinden 300’ü aşkın sivil toplum ve yardım kuruluşunu da şemsiyesi altında tutan Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’ndan (TİKA) bahsetmiyorum!
 
*
Ya? Ak’la Başbakan’ın kendi yetkisi ve bilgisi içinde tuttuğu TOKİ ile oğlunun TÜRGEV adlı vakfının ilişkileri geliyor.
Bu ilişkileri CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şöyle anlatıyor:
“Özel ayrıcalıklar sağlanan devleti hortumlayan işadamları TÜRGEV’e bağış yapıyor, yani rüşveti oraya ödeyerek yasallaştırıyorlar.
Ağaoğlu diye bir firma ve Bakırköy’de de pırlanta değerinde bir arsa var.
Ağaoğlu Başbakan’a gidiyor ‘bu arsanın imar durumunu düzelt’ diyor.
Başbakan karşılığında ‘Ataşehir’deki 20 dönüm araziyi oğlumun vakfına ver” diyor -sonra, Bakan’ı Erdoğan Bayraktar’a  telefon ediyor.
Ağaoğlu’nun istediği şekilde arsanın  imarı yapılıyor.
Bu şirket İstanbul’un en değerli yerinde 20 dönümlük yeri, senin oğluna neden veriyor? Bunun adı nüfuz ticaretidir.
Telefon konuşması var mahkeme kayıtlarında, Ağaoğlu telefon ediyor ‘Başbakan bize pahalı bir fatura çıkardı, arsayı Başbakan’a vereceğiz’ diyor.
Senin oğlunun ne ayrıcalığı var. O da Allah’ın kulu. Onun ayrıcalığı rüşvetleri toplama merkezinin başkanı olmasıdır “diyor.
*
Soma Holding, Türkiye Kömür İşletmelerinden biri rödovans üzerinden,diğeri taşeron modeliyle işlettiği tesislerden yılda 6 milyon ton kömür çıkarıyor.
Soma’daki maden faciasında can kayıplarını önleyecek 20 yaşam odasının maliyeti,Holding’in İstanbul Maslak’ta inşa ettiği gökdelendeki dört dairenin fiyatı etmiyor.

*
Bu noktada Gerçekleri Arama Kongresi,

ABD hükümetini İslam burjuvasının İslami hayır kurumlarına bağışlar yaparak terörü desteklediği yönünde ikaz ediyor…

 

*
DUL KESESİ, masonların örtülü ödenek kaynağıdır.
Amaç fakire yardım olsaydı ,bu kesenin adı “Fukara Kesesi” olurdu!
19.5.2014
Exit mobile version