ALT YAZI
HÜSEYİN MÜMTAZ
Bu yazıda üç fotoğraf var..
İlkini zaten biliyorsunuz; Dâvutoğlu’nun, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısı için gittiği Viyana’da; Ukrayna’nın konuşulduğu oturumdan sonra çekilen fotoğraf.. Avrupa Konseyi üyelerinin yer aldığı fotoğrafta “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı” Davutoğlu kendisine ancak en arkada yer bulabiliyor, yüzünün ancak ufak bir kısmı gözükebiliyor ve karede yer alabilmek için son bir gayretle parmaklarının ucuna bastığı açıkça belli oluyor.
Alt yazılarını yazacağımız diğer ikisine geçelim..
Dâvutoğlu yine “günübirliğine çat kapı” KKTC’ye gitmiş, “ateş almak için” şöyle bir uğramış..
Bu arada Şeyh Nâzım’ın dergâhını/mezarını da ziyaret etmiş.
Bence doğru yapmış..
İstanbul’a her geldiklerinde kendilerince kutsal yerleri/şahısları ziyaret eden; mutlaka Patrikhane’ye uğrayıp ziyaretle ilgili fotoğrafların da elâleme özenle servis edilmesine itina gösteren Katolik/Protestan ve tabii Ortodoks politikacılara, zaman ve mekân birebir uymasa da “herhalde” zımnî bir göndermede bulunmuş..
Ama her nedense bu ziyaretin görüntülenmesine izin verilmemiş. (KKTC Havadis Gazetesi. 18 Mayıs 2014)
Geliyoruz alt yazı yazacağımız ziyaretle ilgili asıl iki fotoğrafa..
Geniş açılı karede Dâvutoğlu ve heyetinin, “KKTC yetkilileri” ile gerçekleştirdiği yemekli toplantı yer alıyor. Büyük bir masa, masanın iki tarafında “heyetler”.
Devletlerarası ziyaret ve toplantılarda “karşılıklılık” ilkesine özen gösterilir, “mütekabiliyet” her şeyden önemlidir.
Herhangi bir toplantıda/yemekte taraflar “eşit” statü ve sayıda temsil edilir. Kimin nerede oturacağı “ince/sıkıcı” kurallara tâbidir. Herkes eşitinin karşısında oturur.
Şimdi bu fotoğrafa bakın lütfen.
Sağ tarafta TC Dışişleri Bakanı, tabiatıyla “solunda” TC Büyükelçisi ve iki yanında “diğer” muhterem zevat..
Solda KKTC Cumhurbaşkanı..
Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, Mecliste temsil edilen/edilmeyen parti başkanları, görüşmeci/müzakereciler ve..
Ve KKTC’deki asıl muhatabı olan KKTC Dışişleri Bakanı..
Hayli yan tarafta..
Masanın ortasında da iki tarafın bayrakları..
Mogambo veya Katanga’da aynı tavrı sergileyebilir misiniz?
“Lüzumundan fazla hassasiyet/alınganlık gösteriyorsun, sonunda bu bir aile/dost/kardeş yemeği” mi diyorsunuz?
O zaman son fotoğraf huzurlarınızda..
TC Dışişleri Bakanı Dâvutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı’nı “makamında” ziyaret ediyor.
KKTC Cumhurbaşkanı misafirini binanın dışında, bahçede karşılayıp/uğurluyor.
Yalnız “ufak” bir “terslik” var..
KKTC Cumhurbaşkanı, TC Dışişleri Bakanı’nın “solunda” ve “bir adım” gerisinde yürüyor..
Bırakın diplomatik kuralları, nezaketen, töre’ye göre bile tam tersinin olması lâzım.
Eroğlu’nun nezaketinin “aldım/kabullendim”lenilmemesi lâzım.
Viyana’dan sonra Dâvutoğlu’nun KKTC’de kendini gayet rahat hissettiği, moralinin düzeldiği anlaşılıyor. yürüyüşünden bile belli oluyor.
Dâvutoğlu, Şeyh Nazım’ın mezarını ziyaret etmekle sergilediği “mütekabiliyet” jestini burada ve bütün ziyareti boyunca gözardı ediyor.
Karşınızdaki “devlet”e siz gereken saygıyı göstermezseniz, başkalarının göstermesini/tanımasını nasıl beklersiniz?
Yoksa KKTC diye bir devleti tarihe şaka olsun diye mi kurduğumuzu düşünüyorsunuz?
Türk Devleti’nin kuruluşunun ilk adımı olan, 19 Mayıs 1919’un 95’inci yıldönümü kutlu olsun..
100’üncü yıla Allah Kerim.. 19 Mayıs 2014
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAYIN NEFERİYİZ