NECDET BULUZ
Hayat pahalılığı ve getirdiği enflasyon dar ve sabit gelirlileri ezip geçmeye başladı. Hükümet, yılın 6 ayı için emekli maaşlarına % 3.3 zam yaptı. Ortaya çıkan veriler bu zammı ilk 4 ay içinde erittiğini gösteriyor. Memurun durumu ise emekliden daha kötü duruma geldi. 2013 yılında yapılan ve yetkili sendika Memur-Sen ile hükümet arasında imzalanan toplu sözleşmede 2014 için kamu görevlilerinin maaşına tüm yıl için seyyanen brüt 175 TL zam yapılmıştı. Toplu sözleşmede bunun dışında 2014 yılı için memurlara herhangi bir enflasyon farkı da öngörülmedi. Yapılan düzenleme ile bu şekilde memura yapılan zam oranı % 6,4 oranında gerçekleşmiş oluyor.
Geçenlerde Merkez Bankası yeniden bir açıklama yaptı ve yılsonu enflasyon rakamının % 7,6 olabileceği tahmininde bulundu. Devletin resmi enflasyon rakamı ise şu an için % 8,5 görünüyor. Ancak, çarşı-Pazar ve mutfaklardaki enflasyonun % 20’lere kadar tırmandığını da görmekteyiz. Özellikle temel gıda maddelerine ard arda gelen zamlar tüketicilerin bütçelerini sarsıyor. Et ve süt ürünleri gibi gıda maddelerindeki artışların ise dalgalanarak sürdüğünü de görüyoruz.
ENFLASYON ARTIYOR
Hükümet olanlar, alınan tüm önlemlere rağmen enflasyonu aşağılara çekemiyorlar. Çift haneli rakamlara doğru gidiyoruz. Bu durum karşısında gerek Başbakan, gerekse Ekonomi Bakanı’nın söylediği “Eğer enflasyon rakamları fazla çıkarsa aradaki farkı emekli ve memur maaşlarına yansırız” sözünün de şu an için gerçekleşmediğini görmekteyiz. Enflasyon enkazının altında kalan emekli ve memurlar şimdi aradaki farkın maaşlarına yansıtılmasını bekliyor. Bu konuda da çağrı üzerine çağrı yapılıyor. “Bize verilen sözler yerine getirilsin” deniliyor.
Hükümet yetkilileri ile memur zammı için masaya oturan Memur-Sen’in kapalı kapılar ardında pazarlık yaptığını, diğer sendikaların uyarı ve itirazlarını dikkate almadığını ve sendikanın da bu nedenle hesap vermesi gerektiğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak “Memuru bu duruma getirenlerin çıkıp hesap vermeleri gerekiyor” diyor.
Şimdi de konu ile IMF raporlarına bir göz atalım:
IMF raporlarına göre Türkiye’nin 22 ülkeden oluşan“Merkez, Doğu ve Güneydoğu Avrupa Ekonomileri” liginde, Belarus’tan sonra en yüksek enflasyona sahip ülke olduğunu, OECD’nin 2014 Ekonomik Görünüm Raporuna göre de Türkiye’nin bu yıl 34 üye ülke içinde en yüksek enflasyona sahip ülke olacağı tahmin ediliyor. Tablo pek de parlak görünmüyor.
ARADAKİ FARK ÖDENMELİ
Bu noktada yapılması gereken, bizi yönetenlerin 2 milyon 700 bin memurun enflasyona ezdirilmesinin önüne geçecek önlemlerin alması olacaktır. Bunun için de 2014 için memura enflasyon farkının ödenmesini içeren bir düzenlemenin yapılmasıdır. Bu arada, hiç kuşkusuz emeklilerin de aynı şekilde enflasyona ezdirilmemesi gerekmektedir. Çünkü son derece sıkıntı içinde olan, ay sonunu zor getiren bir emekli grubunun var olduğunu unutmayalım. Bir de memur ve işçi emeklileri arasındaki farkı kapatacak önlemlerin alınması gerektiğini bir kez anımsatalım.
Kaliteli yaşam, memur, işçi ve emekliye sağlanacak geçinebilme maaşı ile olur. Bugün önümüzdeki tabloya baktığımızda bu kesimlerin çok sıkıntı çektiğini ve geçinme mücadelesi verdiklerini görmekteyiz. Batı ve gelişmiş ülkelere baktığımızda, oradaki memur ve emeklilerin çok rahat biçimde bir hayat sürdürebilmelerini sağlayacak maaşlar aldıklarını biliyoruz. Maaşlara yapılacak iyileştirme aynı zamanda sosyal barışın devamını da getirmiş olur. Zaten, Hükümet yetkilileri enflasyon farklarının doğabilmesi halinde bu farkın memur ve emekli maaşlarına yansıtacaklarını söylemediler mi?
DAR GELİRLİLER SIKINTIDA
Bizim de çağrımız, memurun ve emeklilerin muhtaç hale gelmesinin önlenmesidir. Zaten zor koşullar altında geçinme mücadelesi veren bu kesim sahipsiz bırakılmasın, sıkıntıları daha artmasın. Bunun için sendikaların, muhalefet partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının da bir çalışma yapması gerektiğini düşünüyoruz. Geçmişte olduğu gibi kazanılmış hakların sokaklarda, meydanlarda aranmasının da önüne bu şekilde geçilmiş olur.
Eğer ortaya çıkan resmi rakamlara bakılacak olursa, Hükümetin bu kesime ne verdiği, geriye ne vereceği de açık biçimde görülecektir. Ortada kazanılmış bir hak olduğuna göre bu hakkın verilmesi de gerekir. Yapılan açıklamalarda pahalılığın ve getirdiği enflasyonun açıklanana resmi rakamların çok üstünde olduğu da ifade ediliyor. Pahalılıktan yakınanların sayısındaki artışı da göz ardı etmemek gerekir.
e.mail: [email protected]
Bir yanıt yazın